Bravo Kızlar!

821ce563-1401-4ca6-8bac-5bd9f446b9b9flexible1

Basketbol’dan hiç çakmam, hiç de takip etmem ama bugünkü bayan basket Eurocup final maçından haberim vardı.

Galatasaray deplasmanda 12 sayı farkla yenildiği İtalyan Cras Basket Tarantino’yu Ayhan Şahenk‘te 21 sayı farkla yenerek Avrupa şampiyonu oldu. Bir Türk olarak gurur duydum, tüylerim diken diken oldu. Helal olsun kızlara!

Amerikalı Seimone Augustus da acayip bir oyuncuymuş, resmen tek başına aldı maçı. Tabii diğer kızlarımızın katkısı da küçümsenemez. Yönetim, futbolcular, erkek basket takımı ve eski başkanlara kadar herkes oradaydı. Salondaki Galatasaray taraftarı da her zamanki gibi muhteşemdi. O zaman son sözü de onlar söylesin;

“Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek? Fener Sami Yen’e nasıl gelecek?” :))

Quarter Final Night #1

picture-13

Manchester United enteresan şekilde sahaya korkak bir kadroyla çıktı. Rooney tek forvet, sağında Park, solunda Ronaldo. Porto ise oyun stilinden vazgeçmedi ve hücum ağırlıklı, 4-3-3’e yakın bir formatla Old Trafford‘dan beklenenden fazlasını aldı. Hulk ve Lisandro Lopez müthiş oyuncular. Hulk’u Japonya’da bulup getiren Porto’ya helal olsun. Manchester kötü oynamaya devam ediyor. Doğru düzgün pozisyon bulmadan 2 gol attılar. Porto’nun güzel oyununa yazık oldu. 2 golden çok daha fazlasını bulabilirlerdi. 2-2’lik skor Porto için avantaj, Manchester bu formsuzlukla Portekiz’e giderse 3. kez üst üste Şampiyonlar ligi yarı finali oynama hayalleri yalan olur.

picture-14

İngilizlerin diğer temsilcisi Arsenal ise, Villarreal deplasmanından gollü bir beraberlikle Londra’ya avantajlı döndü. Senna‘nın golü tek kelimeyle muhteşemdi. İlk yarının hakimi Villarreal’di. Almunia sakatlanınca Arsenal biraz daha sıkıntıya girer diye düşündüm ama 23 yaşındaki Fabianski, girer girmez Senna’nın nefis şutunu çıkararak beni yanılttı. İkinci yarıda daha derli toplu bir Arsenal vardı sahada. Sakatlıktan dönen kaptan Fabregas ve Denilson‘un orta sahada üstünlüğü sağlamasının ardından, o dakikaya kadar sahada varlığı bile hissedilmeyen Adebayor, attığı güzel golle Senna’ya cevap verdi. Arsenal istediğini aldı, Emirates‘te yarı finale çok yakınlar.

Barca, I am crazy for you

3313180649_39aca1eaa5_o

Barca, I am crazy for you On the humid ground I write Barca I am crazy for you, I spend my days Awaiting the match.

How much I miss you, Be I near or far, Happy and finished I am crazy for you.

I know very well that from this place I can’t score any goals for you, But in each action I see Your light reflected. I will cheer you on, Happy and finished I am crazy for you.

When this match starts, The tears will be lost Among the magic We will live here.

I will be trapped Drunk with this light Happy and finished I am crazy for you

‘Barcelonian’ and Catalan, more than a club.

Barcelona taraftarları, Bayern maçı öncesi bu yeni besteyi hazırmışlar. Yarınki çeyrek final maçında ilk defa söyleyeceklermiş. Bu arada Barcelona‘nın bu yeni parçasının, Liverpool taraftarlarının klasik haline gelen ‘You never walk alone’ şarkısına rakip olması bekleniyormuş.

Barcelona’yı severiz ama haddimizi bilelim lütfen. “You will never walk alone” şarkısına rakip olabilecek bir şarkı o-la-maz…

Villarreal vs. Arsenal

SOCCER CHAMPIONS LEAGUE DRAW

2005-2006 sezonunda Şampiyonlar ligi yarı finalinde karşılaşan 2 ekip, bu sefer çeyrek finalde karşı karşıya. 3 sene önceki eşleşmede futbolu oynayan Villarreal, turu geçen ise Arsenal‘di. Riquelme‘nin El Madrigal‘de son dakikada kaçırdığı penaltıyı hala unutamam.

Arsenal uzun haftalar gol problemi yaşadıktan sonra Adebayor ve Eduardo‘nun dönüşü ile bu problemini çözmüş görünüyor. Şampiyonlar liginin sürpriz ekiplerinden Villarreal’de ise geçtiğimiz hafta ayağı kırılan Cazorla şoku yaşanıyor. İspanyollar, hem sağ hem de sol kanatta iyi işler yapabilen Cazorla‘nın eksikliğini elbet hissedecekler. Arkadaşları bu maçı Cazorla için kazanacaklarını söylemişler.

Villarreal’in tecrübeli futbolcusu Pires ise bu maça bir ayrı hazırlanıyor. Arsenal’de forma giydiği dönemde, Barcelona ile oynadıkları Şampiyonlar ligi final maçının ilk yarısında, Arsene Wenger tarafından oyundan alınmasını hala hazmedememiş ve intikam almak istiyormuş. Bunları basın toplantısında kendi söyledi 36 yaşındaki Fransız.

İki takımın da temkinli bir oyun oynacağını tahmin ediyorum. İspanya’da az gol olur gibime geliyor. Hatta büyük olasılıkla da gol bile olmaz. Tahminim 0-0

Pehlivan Rio’da

adriano-in-sardegna

Brezilya Milli takım kampından Milano’ya dönmeyen Adriano için 2-3 gündür yok kaçırıldı, kendisinden haber alınamıyor tarzında haberler okuyoruz. Hatta Mourinho‘nun bile oyuncusu için endişelendiği yazıldı. Bu kaçırıldı haberlerini okurken kendi kendime “bu deveyi kim, nasıl kaçırır ya?” diye düşündüm ve aklım bir türlü ermedi.

Neyse iş bugün aydınlandı ve Brezilya futbol federasyonu bir açıklama yaparak, Adriano’nun Rio De Janerio‘da ailesi ile birlikte olduğunu belirtti. Milli takım direktörü Dunga ve İnterli yetkililer oyuncuyla devamlı temas halindelermiş ve geçirdiği bu zor dönemde Adriano’ya destek oluyorlarmış.

Bu Adriano neden bir anda zor bir döneme girdi anlamadım ben. Milli maç öncesi yaptığı parti istediği gibi olmadı mı nedir? Hemşerisi Lincoln‘e sorsak bilir mi acaba?