Middlesbrough doğumlu İngiliz Graeme Banderia’dan harika futbol illüstrasyonları. Ben aralarından bir kaç tanesini paylaşıyorum ancak kendi sitesini mutlaka ziyaret edin. Çok başarılı.
Yazar: footballove
El Clasico birthday!
Hem Real hem de Barca’nın Copa Del Rey’deki rakiplerini elemeleriyle bir hafta içinde iki El Clasico bizleri bekliyor. Bu iki karşılaşma son 9 aydaki 8. ve 9. El Clasico’lar olacak. İşin biraz suyu çıktı gibi ama yine de çeyrek final mücadelelerinde büyük çekişme ve tartışma olacağı kesin. Bu seferki El Clasico’ların denk geldiği günlerdeki enteresan tesadüfler ise ilgi çekici.
İlk maç 18 Ocak Çarşamba günü Bernabeu’da ve o gün Barcelona teknik direktörü Guardiola’nın doğum günü. Camp Nou’da oynanacak rövanşın tarihi ise 25 Ocak Çarşamba, o gün de Xavi’nin doğum günü. Diyorsanız tesadüf dediğin bu kadar mı? Yetmeyenlere de 26 Ocak Perşembe gününün yani turu kaybeden tarafın moralinin bozuk olacağı günün, Mourinho’nun doğum günü olduğunu söyleyebilirim.
Bernabeu’daki maç Guardiola’ya, Camp Nou’daki maç ise Xavi’ye hediye olsun. Ertesi gün de Jose’nin doğum günü sakin geçer işte 😉 Şimdiden bol şans Madridli dostlara.
Liseli
Haber yine Balotelli’den. Baştan söyleyeyim artık hastasıyız.
Dün Manchester’da arabasıyla dolanırken sıkışıyor, tuvalete girmesi gerekiyor ve bir lisenin önünde Bentley’sini park edip okula giriyior. Kantinde oturan öğrencilere tuvaletin nerede olduğunu soran Balotelli, işini gördükten sonra bir de öğretmenler odasına selam çakıp oradan ayrılıyor. Tabii öğrenciler her tarafını sarıyor. Hatıra fotoğrafları vs. Zaten bir tanesi de yukarıda.
Milan benim evim!
Dün enteresan bir Pato günü yaşandı. Uzun zamandır adı PSG ile anılan Pato için sabah çıkan haberler Fransa’ya transferinin gerçekleşmek üzere olduğu yönündeydi. Bir çok Fransız gazetesi manşetlerinden bu haberi okuyucularına duyurdu. Bahsedilen bonservis bedeli 35 milyon euroydu. Hatta bu dedikoduları destekleyici bir haber de Milano’nun bir diğer büyüğü Inter’den geldi. Inter başkanı Moratti, kulübün resmi internet sitesinden Tevez transferinde Milan’a kaybettiklerini açıkladı ve bunun üzerine Tevez’in de Milan’a geleceğini düşünüp, evet Pato gerçekten gidiyor galiba fikirleri ağır basmaya başladı.
Ancak akşam saatlerinde Milan resmi internet sitesinden flaş açıklama geldi. Pato kısaca; “PSG’ye gitmiyorum, Milan benim evim” dedi. Resmen kesti, attı. Para değil, kariyer dedi. Tabii Milan Pato’nun evi ancak bir de manita durumu var. Bildiğiniz üzere başkan Berlusconi’nin kızıyla birlikte. Kararda az da olsa etkili olmuş olabilir. Profesyonel hayat da olsa duygusallık işin içine girebiliyor.
Bu gelişmelerin ardından Pazar günü Milano’da derbi var. Taraftar çoşkuyu verir, Pato gazı alır ve tahminimce iyi bir maç çıkarır.
Tabii Pato’dan bahsederken unutmayalım; Galliani bu hareketli saatlerin ardından “Pato kalıyor, Tevez’i de almıyoruz” dedi. Moratti kendi açıklamasının aksine kaybetmemiş olabilir fakat bu saaten sonra Milan’a gelmeyi kabul etmiş ancak Milan’nın almaktan vazgeçtiği Tevez’i transfer ederek alacağı galibiyetin de pek tadı olmaz. Gerçi Pato’yu alamayan PSG parayı basıp Tevez’i ikinci kez Inter’in elinden de kapabilir.
Tanrının eli?
Yalnız adam hakkaten kafa vurmaya çalışmış da eline çarpmış gibi sanki? Bari itiraf etseydi de akıllarda daha güzel kalsaydı…
Gerrard vs. Mancini
http://youtu.be/18xTa42hqy8
Çarşamba akşamı Liverpool’un deplasmanda Manchester City’i 0-1 yendiği maçın hemen ardından Mancini, soyunma odası koridorlarından tele röportaj veriyor. O arada yanından geçen Liverpool kaptanı Gerrard; “basına Kompany’i Rooney’nin oyundan attırdığını söylemiştin, bugün de sen Glen Johnson’ı attırmaya çalıştın” diye laf atıyor. Mancini bir celalleniyor ve “ne istersem söylerim” deyip kısa süreli gerginliğe röportaja devam ederek son veriyor.
Çizgiyi geçmiş mi?
Dün akşam Napoli’ye Cesena karşısında galibiyeti getiren Pandev’in golü. Yan hakem tereddütsüz orta çizgiye koşuyor, Cesenalı futbolcular isyanda, Napolililer ise şaşkın ama mutlu.
Şu gol çizgisi teknolojisi gerekiyor artık galiba. Ben karar veremedim açıkcası geçmiş mi geçmemiş mi?
Liderlerin deplasman karneleri
Bugün itibariyle liglerinde lider olan takımların deplasmanda oynadıkları maç sayıları, topladıkları puanlar, attıkları ve yedikleri goller…
La Liga lideri Real Madrid;
9 deplasman maçında 22 puan. Atılan gol 27, yenilen gol 5.
Spor Toto Süper Lig lideri Galatasaray;
10 deplasman maçında 21 puan. Atılan gol 16 gol, yenilen gol 5.
Premier League lideri Manchester City;
10 deplasman maçında 18 puan. Atılan gol 25 gol, yenilen gol 12.
Serie A lideri Milan;
9 deplasman maçında 17 puan. Atılan gol 16 gol, yenilen gol 12.
Bundesliga lideri Bayern Munich;
8 deplasman maçında 16 puan. Atılan gol 13, yenilen gol 7.
Ligue 1 lideri PSG;
9 deplasman maçında 16 puan. Atılan gol 15, yenilen gol 9.
Portekiz Premier League lideri Benfica;
7 deplasman maçında 15 puan. Atılan gol 13, yenilen gol 5.
Eredivisie lideri AZ Alkmaar;
9 deplasman maçında 14 puan. Atılan gol 13, yenilen gol 13.
Rooney Anfield’da
http://youtu.be/3gyKVUwc2xE
Henüz 10 yaşındayken okullar arası bir turnuvanın finalinde attığı gol. Gol öncesindeki omuz omuza mücadelesi, topu içe çekişi… O günlerden sinyali vermiş…
Zaten bu videodan 6 yıl sonra da Everton’da golleri yazmaya başlamıştı.
Van Nistelrooy vs. Danny Welbeck
http://youtu.be/vf9SOUOiNHQ
Yıl 2003. Danny Welbeck o zamanlar henüz 13 yaşında Manchester United altyapısında eğitim görüyor. O dönem United forması giyen “Bay gol” yani Ruud Van Nisterooy da o altyapıyı ziyarete gidip gençlere bir iki ince hareket gösteriyor ve nasihatlarda bulunuyor.
Nereden nereye… O Welbeck şimdi Van Nistelrooy’un mevkisinde Manchester United’a hizmet ediyor…
*Ara pası için Twitter’dan Evojustgs‘ye teşekkürler.