Liseli

Haber yine Balotelli’den. Baştan söyleyeyim artık hastasıyız.

Dün Manchester’da arabasıyla dolanırken sıkışıyor, tuvalete girmesi gerekiyor ve bir lisenin önünde Bentley’sini park edip okula giriyior. Kantinde oturan öğrencilere tuvaletin nerede olduğunu soran Balotelli, işini gördükten sonra bir de öğretmenler odasına selam çakıp oradan ayrılıyor. Tabii öğrenciler her tarafını sarıyor. Hatıra fotoğrafları vs. Zaten bir tanesi de yukarıda.

Milan benim evim!

Dün enteresan bir Pato günü yaşandı. Uzun zamandır adı PSG ile anılan Pato için sabah çıkan haberler Fransa’ya transferinin gerçekleşmek üzere olduğu yönündeydi. Bir çok Fransız gazetesi manşetlerinden bu haberi okuyucularına duyurdu. Bahsedilen bonservis bedeli 35 milyon euroydu. Hatta bu dedikoduları destekleyici bir haber de Milano’nun bir diğer büyüğü Inter’den geldi. Inter başkanı Moratti, kulübün resmi internet sitesinden Tevez transferinde Milan’a kaybettiklerini açıkladı ve bunun üzerine Tevez’in de Milan’a geleceğini düşünüp, evet Pato gerçekten gidiyor galiba fikirleri ağır basmaya başladı.

Ancak akşam saatlerinde Milan resmi internet sitesinden flaş açıklama geldi. Pato kısaca; “PSG’ye gitmiyorum, Milan benim evim” dedi. Resmen kesti, attı. Para değil, kariyer dedi. Tabii Milan Pato’nun evi ancak bir de manita durumu var. Bildiğiniz üzere başkan Berlusconi’nin kızıyla birlikte. Kararda az da olsa etkili olmuş olabilir. Profesyonel hayat da olsa duygusallık işin içine girebiliyor.

Bu gelişmelerin ardından Pazar günü Milano’da derbi var. Taraftar çoşkuyu verir, Pato gazı alır ve tahminimce iyi bir maç çıkarır.

Tabii Pato’dan bahsederken unutmayalım; Galliani bu hareketli saatlerin ardından “Pato kalıyor, Tevez’i de almıyoruz” dedi. Moratti kendi açıklamasının aksine kaybetmemiş olabilir fakat bu saaten sonra Milan’a gelmeyi kabul etmiş ancak Milan’nın almaktan vazgeçtiği Tevez’i transfer ederek alacağı galibiyetin de pek tadı olmaz. Gerçi Pato’yu alamayan PSG parayı basıp Tevez’i ikinci kez Inter’in elinden de kapabilir.

Gerrard vs. Mancini

http://youtu.be/18xTa42hqy8

Çarşamba akşamı Liverpool’un deplasmanda Manchester City’i 0-1 yendiği maçın hemen ardından Mancini, soyunma odası koridorlarından tele röportaj veriyor. O arada yanından geçen Liverpool kaptanı Gerrard; “basına Kompany’i Rooney’nin oyundan attırdığını söylemiştin, bugün de sen Glen Johnson’ı attırmaya çalıştın” diye laf atıyor. Mancini bir celalleniyor ve “ne istersem söylerim” deyip kısa süreli gerginliğe röportaja devam ederek son veriyor.

link: http://youtu.be/18xTa42hqy8

Liderlerin deplasman karneleri

Bugün itibariyle liglerinde lider olan takımların deplasmanda oynadıkları maç sayıları, topladıkları puanlar, attıkları ve yedikleri goller…

La Liga lideri Real Madrid;

9 deplasman maçında 22 puan. Atılan gol 27, yenilen gol 5.

Spor Toto Süper Lig lideri Galatasaray;

10 deplasman maçında 21 puan. Atılan gol 16 gol, yenilen gol 5.

Premier League lideri Manchester City;

10 deplasman maçında 18 puan. Atılan gol 25 gol, yenilen gol 12.

Serie A lideri Milan;

9 deplasman maçında 17 puan. Atılan gol 16 gol, yenilen gol 12.

Bundesliga lideri Bayern Munich;

8 deplasman maçında 16 puan. Atılan gol 13, yenilen gol 7.

Ligue 1 lideri PSG;

9 deplasman maçında 16 puan. Atılan gol 15,  yenilen gol 9.

Portekiz Premier League lideri Benfica;

7 deplasman maçında 15 puan. Atılan gol 13, yenilen gol 5.

Eredivisie lideri AZ Alkmaar;

9 deplasman maçında 14 puan. Atılan gol 13, yenilen gol 13.

Van Nistelrooy vs. Danny Welbeck

http://youtu.be/vf9SOUOiNHQ

Yıl 2003. Danny Welbeck o zamanlar henüz 13 yaşında Manchester United altyapısında eğitim görüyor. O dönem United forması giyen “Bay gol” yani Ruud Van Nisterooy da o altyapıyı ziyarete gidip gençlere bir iki ince hareket gösteriyor ve nasihatlarda bulunuyor.

Nereden nereye… O Welbeck şimdi Van Nistelrooy’un mevkisinde Manchester United’a hizmet ediyor…

*Ara pası için Twitter’dan Evojustgs‘ye teşekkürler.

link: http://youtu.be/vf9SOUOiNHQ

Liglere göre Ballon d’Or kazananlar

Italya Omar Sívori (Juventus: 1961) Gianni Rivera (AC Milan: 1969) Paolo Rossi (Juventus: 1982) Michel Platini (Juventus: 1983, 1984, 1985) Ruud Gullit (AC Milan: 1987) Marco van Basten (AC Milan: 1988, 1989, 1992) Lothar Matthäus (Inter Milan: 1990) Roberto Baggio (Juventus: 1993) George Weah (AC Milan: 1995) Ronaldo (Inter Milan: 1997) Zinedine Zidane (Juventus: 1998) Pavel Nedvěd (Juventus: 2003) Andriy Shevchenko (AC Milan: 2004) Kaká (AC Milan: 2007)

İspanya Alfredo Di Stéfano (Real Madrid: 1957, 1959) Raymond Kopa (Real Madrid: 1958) Luis Suárez (Barcelona: 1960) Johan Cruyff (Barcelona: 1973, 1974) Hristo Stoichkov (Barcelona: 1994) Rivaldo (Barcelona: 1999) Luís Figo (Real Madrid: 2000) Ronaldo (Real Madrid: 2002) Ronaldinho (Barcelona: 2005) Fabio Cannavaro (Real Madrid: 2006) Lionel Messi (Barcelona: 2009, 2010, 2011)

Almanya Gerd Müller (Bayern Munich: 1970) Franz Beckenbauer (Bayern Munich: 1972, 1976) Allan Simonsen (Borussia Mönchengladbach: 1977) Kevin Keegan (Hamburg: 1978, 1979) Karl-Heinz Rummenigge (Bayern Munich: 1980, 1981) Matthias Sammer (Borussia Dortmund: 1996)

İngiltere Stanley Matthews (Blackpool: 1956) Denis Law (Manchester United: 1964) Bobby Charlton (Manchester United: 1966) George Best (Manchester Untied: 1967) Michael Owen (Liverpool: 2001) Cristiano Ronaldo (Manchester United: 2008)

Ukrayna Oleg Blokhin (Dynamo Kyiv: 1975) Igor Belanov (Dynamo Kyiv: 1986)

Çekoslovakya Josef Masopust (Dukla Prague: 1962)

Rusya Lev Yashin (Dynamo Moscow: 1963)

Portekiz Eusébio (Benfica: 1965)

Macaristan Flórián Albert (Ferencváros: 1967)

Fransa Jean-Pierre Papin (Marseille: 1991)

Hollanda Johan Cruyff (Ajax: 1971)

Kaynak: Best Eleven