The Guardian fotoğraf galerisinin bu haftaki kurbanı Chelsea’nin 24/7 kasketli kalecisi Petr Cech. Yalnız bu sefer fazla malzeme çıkmamış avcı Ashley Cole’u da işin içine katmışlar.
Galerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
The Guardian fotoğraf galerisinin bu haftaki kurbanı Chelsea’nin 24/7 kasketli kalecisi Petr Cech. Yalnız bu sefer fazla malzeme çıkmamış avcı Ashley Cole’u da işin içine katmışlar.
Galerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Macclesfield ile Wycombe arasında oynanan futbol maçından diyeceğim ama…
“Digiturk, yayın hakkı kendisinde olan bazı yayınlardan görüntülerin bazı bloglarda yayınlanması üzerine mahkeme kararı aldırarak tüm Blogspot platformuna erişim engeli uygulatmaya başladı. Digiturk, defalarca uyarılmalarına karşın bu yayınların devam etmesi üzerine bu yola başvurduklarını bildirdi.”
Yaşın yanında kuruyu da yakmak, okuma-yazma özgürlüğünü kısıtlamak, insanların evlatları gibi sevdiği, sorumluluk hissettiği bloglarına ulaşımı engellemek çok yakıştı sizlere. Türk futbolunun marka değerini bir kat daha arttırdığınız için, iş bilmez hukukçularınızla sonucunun ne olacağını bilmediğiniz bir yola çıkarak bunca insanın canını yaktığınız için teşekkürler(!) sizlere.
Bundan önceki akıl almaz karartmalarıyla da saçmalıklara imza atan Yüce(!) Türk mahkemelerine gelince ise alın size tek bir örnek;
Günün birinde Bedaş size başvurup “faturalarını ödemeyip kaçak elektrik kullananlar var, şikayetçiyiz” derse tüm Türkiye’nin elektiriği kesin. Kısa yoldan iyice kararsın güzel ülkem!
Daniel Taylor tarafından Guardian için yapılan ve dün yayınlanan röportajı Türkçe’ye çevirmeden edemedim. Ryan Giggs gibi gerçek bir efsanenin 20. yılında footbaLLove sayfalarında yer alması şart. Buyrun…
Ryan Giggs’den gençliğindeki partiler, basın baskısı ve Ferguson’dan yeni araba istemesi hakkında samimiyetle dolu açıklamalar
İlk maç: 2 Mart 1991. Şimdi fotoğraflara bakıyorsunuz ve o kadar çok değişen şey var ki. Old Trafford o zamanlar post sanayileşmenin etkileri ile mücadele eden, yatırım ihtiyacında olan son derece sade bir yerdi. ‘Madchester’ patlama yapıyordu ama o zamanların Manchester’ı şimdi görmeye alışkın olduğumuz şık apartman bloklarından, Calatrava köprülerden ve cam kulelerden oluşan bir metropol değildi.
Ryan Giggs sıska vücuduna büyük gibi duran 17 numaralı formayı giyiyordu. Manchester United 0 Everton 2. Takım 7 maçtır kazanamıyordu ve son şampiyonluktan beri neredeyse çeyrek asır geride kalmıştı. Sahneye ilk çıkışı talihsiz olmuştu. “Hatırladığım en önemli şey Dave Watson’ın arkadan yaptığı hareketti” diyor Ryan Giggs. “Sanki ‘büyüklerin ligine hoşgeldin’ demek istiyordu. Ondan sonra dizimde kocaman bir yara kaldı.” Bunların dışında tek hatırladığı ise Ferguson’un soyunma odasında herkese bağırması.
Çarşamba günü yıldönümü. “Yirmi yıldır o kanatta bir aşağı, bir yukarı.” diyor Ferguson. Giggs ise fazla yaygara istemiyor. Old Trafford’un önünde bir heykeli olabileceğinden bahsedilince, sinerek “Heykel mi? Pek emin değilim…” demekle yetiniyor. O şimdi 37 yaşında ve kulaklarının çevresinde beyaz saçlar belirmeye başlamış. Emeklilik ufukta – belki sadece 15 ay sonra – ve bir anlık güvensizlik. “İki, üç yıl önce bu konuda pek endişeli değildim” diye itiraf ediyor. “Ama artık ne yapacağımı düşünmeye başladım.”
İddaa Marca’dan olmasa fazla ciddiye almazdım ama adamlar Real Madrid yarı resmi yayın organı gibi. Diyorlar ki Barcelona, Real Madrid altyapısının en değerli iki genci Alvaro Morata ve Jesé Rodríguez’i sezon sonunda almak için elinden geleni yapıyor.
Alvaro Morata forvet, Jesé Rodríguez ise orta saha oyuncusu. Guardiola ikiliyi yakın takipteymiş. Morata bu sezon A takımda da yer bulurken Rodriquez’in geleceğinin de çok parlak olduğu söyleniyor. İster misiniz bir şekilde Katalanlar’ın arasına katılsınlar Madrid birbirine girsin.
Bir diğer Madrid bağlantılı transfer haberi ise Kaka’nın sezon sonunda takımdan ayrılacağı. Hatta Kaka’nın aynı zamanda menajeri de olan babası dün Milan-Napoli maçı için San Siro’daymış. Kaka-Milan iddiaları ile ilgili sorulan sorulara; “bana değil Galliani’ye sorun” diyerek işaret fişeğini çakmış.
Bir de sezon sonunu beklemeden hemen 45 milyon euroya Rubin Kazan iddiaları var ama olmasın lütfen.
Birmingham’dan yenilen son dakika golü, Arsenal’in yine bir finalde kaybedişi ve Studs up‘ın yorumu.
Arsene hoca saçma sapan ismi olan yetenekleri transfer etmez artık:)
– Premier League tarihinde daha önce 36 defa karşılaşan iki ekip 14 defa berabere kaldılar. Chelsea 12 defa kazanırken United 10 galibiyet aldı.
– Manchester United Nisan 2002’den beri Stamford Bridge’de lig maçı kazanamıyor. 9 sene önce alınan son galibiyet Van Nistelrooy, Scholes ve Solskjaer’in golleriyle 3-0.
– Şu an Sampdoria’da kiralık oynayan Macheda, Chelsea’ye ligde gol atan son United’lı.
– Manchester United’ın Chelsea’ye karşı son lig galibiyeti bundan 2 sene önce 2009 Ocak ayında Old Trafford’da 3-0 ile gelmiş. Goller Vidic, Rooney ve Berbatov’dan.
– Eğer Berbatov bugün gol atarsa 20 diyecek. Bundan önceki en gollü sezonu 2007-2008 sezonunda Tottenham formasıyla 15 gol.
– Son Wigan deplasmanında 4-0 kazanan United, bu sezon deplasmanda ilk kez 1’den farklı galibiyet aldı.
– Liverpool formasıyla Manchester United’a 3 golü bulunan Chelsea’li Torres’in yeni takımıyla henüz golü bulunmuyor.
– 2003’den beri takımın sahibi olan Abramovich bugüne kadar Stamford Bridge’de hiç Manchester United galibiyeti görmedi. Ya Chelsea ya da beraberlik…
– Chelsea son iki lig maçında Liverpool ve Fulham karşısında gol atamadı.
Kıran kırana olur. Kaçırmamak gerekir.
21.45 @ SPORMAX / PL TV
Hafta sonu Sicilya’da Udinese’den 7 yiyerek üst üste 3. mağlubiyetini alan Palermo’da beklenen oldu. Başkan Maurizio Zamparini teknik direktör Delio Rossi’yi kapının önüne koydu ve sezon sonuna kadar takımı Serse Cosmi’ye emanet etti.
Serse Cosmi’yi bilmeyen yoktur heralde. Şapkasız çıkmayan arkadaş. 2000 senesinde Perugia’nın başında piyasaya çıkmış 4 senenin ardından Genoa’ya gitmişti. Ardından ise sırasıyla Udinese, Brescia ve Livorno. Kalburüstü takılan bir hoca artık Sicilya’da.
Paris’te yer alan Orrovan Design Studios tarafından PSG’de forma giyen genç defans oyuncusu Mamadou Sakho için yapılmış. Üzerinde 5000 Swarovski taş bulunan Nike Superfly II.
Sakho için yapılmasının sebebi ise 9 Şubat’ta Brezilya karşısında ilk Fransa Milli takım formasını giymiş olması. Güzel hediye bir daha ki maça bunlarla çıksın. Bling bling!