Dünkü antreman nedense neşe(!) içinde geçmiş. Puan tablosunda 10 numara olmayı kutluyorlar heralde. Araya Barış kardeşinizi de alın bari de ekip çalışması tam olsun.
Ay: Şubat 2011
Londra’yı sever
Az önce Barcelona’nın Londra’ya indiği haberini okurken aklıma eski günler(!) geldi. Iniesta Londra’da girenin çıkmayacağı dakikaları sever. Sonun Chelski ile aynı ama yine de aman Gunners dikkat!
O kadar da deli mi?
İbrahim deli filan da bu adam durup dururken takım arkadaşına tekme tokat girecek kadar sıyırmış olamaz. Ortada söylenen bir söz ve ardından o sözün çıktığı ağıza bir yumruk var. Doğru değil olmamalı ama Toraman ne dedi? Basit bir küfürden fazlası veya birikmiş birşeylerin olduğu açık. Bu iş çift taraflı. Soyunma odasında noktalanan bu olayın sorumlusu 2 kişiyken neden 37 yaşında olan kapının önüne koyuluyor da 29 yaşındaki hala o soyunma odasında takılıyor? Defansın ortasında oynayacak başka yerlinin olmaması ve transfer sezonun kapanmış olması sebeplerden biri olabilir mi?
Soyunma odası kavgaları “yıldızların” olduğu birçok kulüpte oluyor. Mesela Manchester United soyunma odasında Sir Alex Ferguson’a krampon fırlatılıyor ama o arkadaşın sözleşmesi fesh edilmiyor.
Bu iş böyle mi yönetilmeliydi? Bence hayır. Sezon sonuna kadar idare edilebilirdi. Ondan sonra gerekli operasyonu yapardın. Hele ki kulüp başkanı sözleşmesini fesh ettiği bir nevi kovduğu adamla basın toplantısına çıkacaksa ve “kulübün kapısı İbrahim’e her zaman açıktır” diyecekse daha da iyi olurdu. En azından komik duruma düşmezdi.
Sözleşmesini fesh ettiği adama jübile önermesine ise hiç girmiyorum bile. “Yıldızlarla” takıla takıla yüksekten uçmaya başladı sayın Demirören.
Şanssız kardeş
Wayne Rooney’nin Amerika’ya transfer olan küçük kardeşi John’dan daha önce bahsetmiştik.
Kendisi şu an yeni takımı NY Red Bulls ile birlikte Meksika’da kampta ancak abisi gibi şanslı değil. Internette attığı inanılmaz gol değil kafasından aşağı dökülen milkshake’in videosu dolaşıyor.
Bu arada o milkshake’i döken arkadaş için eşek sudan gelmez.
The Guardian; “Gary Neville” Gallery
The Guardian fotoğraf galerisinin bu haftaki kurbanı geçtiğimiz günlerde aniden futbolu açıklayan Gary Neville. Sevmeyeni seveninden çoktur ama adam çok net Manchester United efsanesi. Bu arada SkySports’ta yorumculuğa başlayacağı söyleniyor. Yakalarsa Liverpool’a pis sallar affetmez.
Galerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Arsenal-Barcelona maçı yaklaşırken
Barcelona mı yoksa Barcelona’ya en benzer şekilde top oynamaya çalışan Arsenal mi?
Raul İspanya’da hala kral
Bugün Şampiyonlar Ligi ikinci tur ilk maçında Schalke, Valencia deplasmanında. Schalke’li Raul İspanya’da hala kral. Dün havaalanında 150 kadar Real Madrid taraftarı kendisini karşıladı. Formalar, pankartlar, tezahüratlar ve imza peşinde koşmalar.
Pankartta yazan slogan; O her zaman Madrid’in 7’si… Şimdiki 7’yi ne yapacağız peki?
Efsane gözyaşları
Cruzeiro 1993-94 – 45 maçta, 41 gol PSV Eindhoven 1994-96 – 58 maçta, 54 gol Barcelona 1996-97 – 49 maçta, 47 gol Inter Milan 1997-2002 – 99 maçta, 59 gol Real Madrid 2002-07 – 164 maçta, 98 gol AC Milan 2007-08 – 20 maçta, 9 gol Corinthians 2009-11 – 31 maçta, 18 gol
Brezilya Milli Takımı 1994-2006 – 97 maçta, 62 gol
Şimdi biz kime Şişmanaldo diye takılacağız be Ronaldo? Beklenmedik anda damardan girdin…
Gerçek Ronaldo’nun en efsane golü de budur benim için. Polemiğe dahi girmem o derece.
Fener adım adım tırmanmaya devam
Ben de seni seviyorum Fenerbahçem!
Fener hızlı başladığı ikinci yarıda 4 hafta sonra ikinciliğe oturdu. Neden? Taraftar kendine geldi. Topuz coştu. Santos geri döndü. Lugano ve Yobo taş gibi. Kaptan, kaptan gibi kaptan. Gökhan ciğer. Selçuk İstanbul baharı gibi. Niang, Guiza’nın yapamadığını yapıyor. Dia roket. Özer MIA. Stoch nerede?