Sembolik ceza

Dünya Kupasında bırakın performans olarak hayal kırıklığı yaşamayı ülkeyi komple karıştıran Fransa Milli takımında Domenech’in yerine göreve Laurent Blanc, 11 Ağustos’ta Norveç ile oynanacak olan hazırlık maçında kadroya yepyeni isimler çağıracak.

Bunun sebebi keyiften değil federasyonla alınan ortak bir karardan ötürü. Dünya Kupasında yer alan 23 futbolcu çıkardıkları problemler ve kötü performansları sebebiyle bir maç sembolik ceza aldılar. Haklı, haksız ayrımı yapmadan takım olarak değerlendirildiler.

Domenech’e küfreden Anelka ve yardımcı antrenöre saldıran Evra konusunda henüz alınmış kesin bir karar yok. Bu iki ismin bir daha Milli takım forması giymeyeceği dedikoduları var ama ben Blanc’ın gelişiyle yeni bir sayfa açılacağını ve olanların unutulacağını tahmin ediyorum.

Manchester City 2010-2011

Sheikh Mansour bin Zayed Al Nahyan tarafından satın alındıktan sonra 2 seneden az bir süre içerisinde transfere 274 milyon pound harcayan ve muhtemelen önümüzdeki günlerde de harcamaya devam edecek olan Manchester City’nin Umbro sponsorluğunda yeni sezon deplasman forması…

Beğendim mi tam karar veremedim ama soğuk bir renk seçimi olmuş sanki…

Mallorca şimdilik Avrupa’da yok

Geçen sezon La Liga’yı 5. bitirip yeni sezon öncesi Michael Laudrup’u takımın başına getiren Mallorca, yaşadığı mali kriz nedeniyle UEFA’nın finansal kriterlerini yerine getiremedi ve Avrupa Kupalarından men edildi.

Geçen ay ünlü tenisçi Nadal‘ın da hisselerini satın aldığı Mallorca’nın karara itiraz için 3 gün süresi var. Kulübün yaptığı açıklama kararının anlaşılamaz olduğu. Muhtemelen itiraz da bulunup bir şekilde kriterlere uyacaklardır yoksa Laudrup gibi doğru bir seçimin ardından Avrupa’da oynayamamak yazık olur.

Sen misin yabancı hakem isteyen?

Ülkemizde bu hep konuşulur. Yabancı hakem istiyoruz. Özellikle derbilerden önce…

Dün gördük Galatasaray-Fenerbahce maçını yabancı bir hakem Thorsten Kinhofer yönetti. İki meşale yandı soyunma odasına gitti. Aslında adam haklı. Böyle şeylere alışık değiller ki bu bizim için hiç bir şey değil.

Maç Kadıköy’de ya da Sami Yen’de olsa sahaya atılmayan kalmıyor ama maç her türlü devam. Kornerde kafada yumurta dahil patlamayan kalmıyor. Taraftarı provoke etme kullan korneri… Sular atılır, sis bombası kaleciyi arkadan vurur, teknik adamın kafa yarılır… Bekleme yapma devam et!

Yani yabancı bir hakem gelip bu iki staddan birinde derbi maçı yönetmeye kalksa o maç yüzde bir milyon bitmez. Olması gerektiği gibi…

Gerçi bu Thorsten Kinhofer de bir enteresandı. Erken çıkarttığı kartlar ve anlamsız faul düdükleriyle ortamı gerdi. Selçuk’un hakeme çelmesini bunların dışında tutuyorum. Futbolcular da zaten aranıyorlar. Saldıracak yer arıyorlar. Dostluk derbisiymiş. Kimi yiyoruz ki? Alex’in de dediği gibi; “bu iki takım arasında dostluk mu var?”

Maçı hiç uzatma eklemeden bitiren Thorsten Kinhofer’in maç sonrası Barış Özbek’e söylediği laf da çok iyi;

“Deli miyim ben bu maçı daha fazla oynatayım?”

Hollywood yıldızı Iniesta

Hollanda ile oynanan finalde attığı golle İspanya’ya tarihinde ilk kez Dünya Kupasını kazandıran Iniesta’nın hayatı beyaz perdeye taşınıyor.

Sardunya adasında tatilini geçiren Iniesta’nın ünlü film yapımcısı Tom Barrack ile bu hakkında bir görüşmesi olmuş. Barrack da futbola meraklı. Paris Saint Germain hisselerinin bir kısmına sahip. Barrack özellikle Iniesta’nın golü geçen sene vefat eden futbolcu Dani Jarque‘ye adamasından çok etkilenmiş.

Genelde futbolla ilgili filmlerden pek cacık olmaz. Belgesel tadında olanlardan bahsetmiyorum. “Maradona by Kusturica” hala favorim ama “Goal” serisi filan beni pek sarmamıştı. Umarım Iniesta’ya yakışan bir proje yaparlar.