Europa Kupasında ilk olarak saat 20.00’de Galatasaray sahne alıyor. Rakip Atletico Madrid. Deplasmanda alınan 1-1’lik skor her ne kadar avantaj gibi gözükse de Atletico’nun hızlı hücumları ve forvet hattındaki Agüero-Forlan ikilisi büyük tehlike. Galatasaray’ın forvetsiz kalmasından sonra yaşadığı gol sıkıntısı her ne kadar doğruysa defansif anlamda oyunu tutabilmeyi öğrendiği de bir gerçek. Bu maç öncesi bu bizim için en önemli artı.
Eğer oyuna sakin ve topa sahip olarak başlarsak, taraftarın ve atmosferin etkisiyle Atletico’nun üzerine gereksiz saldırıp arkada boş alan bırakmazsak özellikle ikinci yarının başlarında gol bulma şansımızı çok daha yüksek görüyorum. Atletico gol bulmak için üzerimize geldikçe ilk maçta olduğu gibi yine Keita ön plana çıkabilir. Forvetsiz oynamayı geçtim takım bir şekilde Arda’nın ileri uçta oynamasına alıştı ancak bu maçta sağ bek benim biraz canımı sıkıyor. Sağ bekin son dönemdeki tek alternatifi Uğur ve zaman zaman o bölgede şans verilen Emre Güngör sakat. Sakatlığı geçen Sabri’nin takımla antremanlara çıktığı ve bu maçta forma giyebileceği söyleniyor ancak zaten varolan defansif eksikliğine bir de maç eksiği eklenirse o kanatta görev yapan Simao, Sabri’nin içinden geçebilir. Çok dikkatli olmak ve özellikle o bölgede yardımlaşmak lazım!
Bu akşam için içimden geçen skor 0-0 ya da 1-0 Galatasaray galibiyeti. Müthiş bir Ali Sami Yen atmosferinde turu geçeceğimize inanıyorum. Konuşmak için belki daha erken ama bir sonraki turda da rakibimiz Everton değil Sporting Lisbon olur. Çok da güzel olur, 8.’lik ile 4.’lük arasına oynayan bir Premier League takımındansa kafaya oynayan bir Portekiz takımını her türlü tercih ederim.
Bu arada İtalyan hakem Gianluca Rocchi de dikkat! İtiraza filan hiç tahammülü yok. Daha geçen ay Milano derbisinde Sneijder kendisini alkışladı diye direk kırmızıyı çekti. Bizimkiler de sever hakemle dalaşmayı biliyoruz. Aman diyim siz topunuzu oynayın, golü bulamazsa vakit geçtikçe sinir katsayısı artacak taraf Atletico Madrid’liler olur.