Juve:2 – Inter:1

Mourinho‘nun takımı yenilince içim ayrı bi’ keyifleniyor. Hele yenen Juve gibi sempati duyduğum bir takım olunca üzerine kaymak oluyor. Heaa bir de Mourinho çıldırıp hakem tarafından saha dışına filan atılınca tadından yenmiyor.

Maç klasik bir Serie A daraltmasıydı. Futboldan çok mücadelenin ön plana çıktığı maçta Melo ve Marchisio‘nun golleri Juve’ye galibiyeti getirdi. Marchisio’nun golünde bitiricilik muhteşemdi. Şapka çıkardık. Inter’in tek golü Eto’o’dan. Serie A’nın kopmaması için Juve’nin galibiyeti bu akşam çok önemliydi. Juve ile Inter arasındaki puan farkı 5’e indi. Arada Milan var. Bugün Sampdoria’yı 3’leyen Milan’ın Inter’le puan farkı ise 4.

Ne Juve ne de Milan bana hala güven vermiyor. İkisi de papatya falı gibiler. Bu hafta kazandılar ama haftaya darmadağın bile olabilirler. Sevmiyorum Mourinho’yu ama Serie A’nın favorisi hala o…

Bu arada Balotelli‘ye geçen sezon Juve taraftarından ırkçı söylemler gelmiş ve baya olay olmuştu. Bu maçta ne olacak diye bekliyorduk. Balotelli oyuna girdiği dakikadan itibaren hem Juve’li futbolcuları hem de taraftarı ne tahrik etti be kardeşim…

Uyuttun be Fener

Normalde Fenerbahçe’nin maç yazılarını Muzo B yazar ancak kendisi Eskişehir maçını izlerken temposuz ve kötü oyunun kurbanı olarak uyuyakaldı. Tam maç hakkında kendisine birşeyler söylerken kendisi bana horlayarak cevap verdi.

Bugünkü Fener’in nasıl oynadığına ya da oynamadığına dair en güzel açıklama bu olsa gerek. Fenerbahçe çok yavaş oynuyor. Eskiden de yavaş oynardı ancak üst üste paslardan sonra patlama yapıp skora giderdi. Artık o da yok. Alex de durunca Fener zaten duruyor. Son 3 haftada 3. mağlubiyet oldu bu.

Bu maçta Fener’in muhtemelen puan kaybı yaşayacağını dün de yazmıştım ancak eksik Es-Es karşısında skor beraberlik olur diyordum. Fener hiç birşey oynamadı ve yenilmeyi hak etti. Yarın Bursa ve Galatasaray için liderlik şansı doğdu. Bursa’nın Kayseri’de işi zor ancak Galatasaray yarın akşam Sami Yen’de liderliği ele geçirebilir.

Bu arada Eskişehir çok ahım şahım top oynamadı ama taraftarı yine hiç susmadı. Hele Clint Eastwood‘u Clint Eastwood yapan “The good the bad and the ugly” adlı western filminin müziğinin melodisini söylemiyor mı; bayılıyorum…

Neye baktınız gençler?

Van Gaal‘in Bayern Münich’i bu sezon beklenenden çok uzak. Dün akşam Mönchengladbach’ı zar zor 2-1 ile geçtiler. Maçı 70’e kadar izleyip sıkıntıya daha fazla dayanamayıp kanalı değiştirdim. O derece  yani. Sezon başında Van Gaal ile uçacak bu Bayern, yine akılcı transferler yapıyorlar diye çok söyledim ama beni de mahçup ettiler.

Dün attıkları ilk golden sonra yaşadıkları bu gol sevincinde de uzakta kaldıkları liderliğe bakıyorlar heralde.

500

Benim için günün anlam ve önemi budur. Kaptan Gerrard bugün Blackburn karşısında Liverpool formasını 500. kez giyecek. Kulüp tarihinde daha önce bu onuru yaşayan 12 futbolcu var. Bu 12 kişinin arasında Kenny Dalglish, Ian Callaghan ve Jamie Carragher gibi önemli isimler var.

Gerrard 29 Kasım 1998 tarihinde yine bir Blackburn maçıyla Liverpool formasına merhaba demişti. 11 sene sonra kaderin cilvesi yine bir Blackburn maçıyla 500. maçına çıkıyor. Seneler içinde Liverpool için çok büyük işler yaptı, nice kupalar kaldırdı. Kaptan şu an 29 yaşında. Futbol kariyerine en az bir 5 sene daha devam eder desek, bu kariyere Liverpool formasıyla Premier League kupasını kaldırmak yakışır.

Çok büyük kaptansın Gerrard!

Bulgaristan’da yılın adamı Berbatov

Bulgaristan’da yılın adamı Berbatov seçilmiş. Yılın futbolcusu filan değil yılın adamı. Ulusal radyo Darik tarafından verilen bu ödülü daha önce başbakanlar filan kazanırmış, bu sene ise Berba. Manchester için n’aptı, ülkesi için n’aptı? Hiç bi’ fikrim yok…

Emin misin hocam?

Yanlış hatırlamıyorsam Mustafa Denizli geçen hafta yaptığı açıklamada ilk yarıyı lider bitiririz demişti. Muhtemelen bunu söylerken bu haftaki Diyarbakırspor maçını banko 3 puan olarak görüyordu. Ancak bu meşin yuvarlak hakikaten enteresan bir şey. Bu akşam Ernst’in, Nihat’ın ve Bobo’nun kaçırdığı goller resmen olmadı mı olmuyor dedirtti. Gerçi Diyarbakır’ın da 1-2 pozisyonu var ama bazen beraberliğe de şükretmek gerekiyor.

İlk yarıyı bilmem ama açıkcası ben de bu haftayı Beşiktaş’ın lider bitereceğini tahmin ediyordum. Çünkü yarın Fener’in Eskişehir’de puan kaybı çok muhtemel. Bu hafta paralarını alamadıkları gerekçesiyle antremana çıkmayan ve sıkıntılı bir dönemden geçen Diyarbakırspor işleri karıştırdı. Pazar akşamı Galatasaray İstanbul Belediye maçına liderlik için çıkabilir. Çıkar da kazanamazsa yuh artık!

Bu arada umarım bu beraberlik hafta içi oynanacak olan CSKA Moskova maçına yansımaz. Şubat ayında 3 büyükleri birlikte Avrupa’da görmek çok istiyoruz.

2010 Dünya Kupası grupları

G grubunun en çekişmeli grup olacağı kesin. Tabii Kuzey Kore Afrika’ya gelmese de olur. Fransa’ya ayar oldum keşke daha zorlu bir gruba düşselerdi. İngiltere’nin balını yiyyim. İspanya, İtalya, Hollanda ve Almanya gruplardan şimdiden çıktı desek kimsenin itirazı olmaz heralde. 2. tura çıkar dediklerim;

Fransa, Güney Afrika, Arjantin, Yunanistan, İngiltere, Amerika, Almanya, Gana, Hollanda, Kamerun, İtalya, Slovakya, Brezilya, Fil Dişi Sahiller, İspanya ve Şili.

2010 Dünya Kupası 11 Haziran’da ev sahibi Güney Afrika ile Meksika arasında Johannesburg’daki Soccer City stadında oynanacak maç ile başlayacak.