Sezon başından beri sabretmek lazım diyoruz ama her geçen gün daha da kötüye gidiyoruz. Rijkaard ve Neeskens gibi 2 önemli futbol adamını eleştirmek ve sorgulamak bize düşmez diyoruz ama Galatasaray takımını sahaya santraforsuz çıkarmak nasıl bir anlayıştır ben çözebilmiş değilim. Baros sakat çok arıyoruz tamam ama o yoksa iyi de olsa kötü de olsa Nonda banko oynayacak başka alternatif yok! Bursaspor’un neredeyse 1.90’lık iki tane stoperi var onların arasında santrafor Arda oynamaya çalışıyor. Olacak gibi değil…
3’lü orta sahada Barış ve Topal bütün maç hiç birşey yapmıyor, yenik duruma düşüyorsun ama biri 70’e diğeri ise 82’ye kadar hala oyundalar. Topu alıp bireysel yetenekleriyle bir şeyler yapabilecek, patlama gücü en yüksek oyuncumuz Keita, takım 1-0 gerideyken oyundan alınıyor. 82’de hangi akla hizmetse bugüne kadar hayrını uzaktan yakından görmediğimiz Aydın oyuna giriyor. Çıldırmaya birebir!
Milli takım defans hattı denen Galatasaray’ın geri 4’lüsü zaten evlere şenlik. Balta’nın serbest düşüşü dibe vurmuş durumda. Oyuna hiç konsantre değil. Bu sezon herkesin çok iyi dediği ama benim hiç bir zaman katılmadığım ve katılmayacağım Sabri’yi de gördük. Devamlı yerini kaybediyor, saçma sapan top kayıpları yapıyor. Zan ise rezillik. Ne rakibi bozmak için hamle yapıyor ne de başka bir şey. Refakatçı gibi dolanıyor sahada. Servet savunmada ayakta kalmaya çalışan tek isim ama onun da topu alıp ileri çıkma sevdasından illallah geldi artık.
Bayramın ilk günü ağzımızın tadı kaçtı. Mücadele etsek, pozisyona girsek, biraz olsun maçı istek içim yanmayacak, bu kadar sinirlenmeyeceğim ama kurbanlık koyun gibi bakalım Bursa ne zaman golü bulacak, bulduktan sonra kaçlık yapacak diye beklemek koyuyor adama.