İlk maçta deplasmanda 2-1 yenildiğimiz Antalyaspor’u dün 3-2 yenmemize rağmen Ziraat Türkiye Kupasına son noktayı koyduk. Tabii ki Galatasaray yarıştığı her kulvarda sonuna kadar gitmelidir ancak son haftalarda sergilenen en iyi performanslardan biriyle eleniyor olmak biraz olsun sıkıntımı hafifletiyor.
Galatasaray’ın son dönemdeki en büyük problemi neydi? Bütün forvetler sakat. Eee biz dün akşam sahada gerçek anlamda bir forvetimiz olmadan, sağ kanatta Keita’nın ilk yarıda çok az ikinci yarıda ise hiç bir şey yapmadığı, Gio’nun hala fiziksel olarak hazır olmadığı bir ortamda 3 gol attık. Arda’nın önceki maçlardaki gibi çakılı tek forvet oynamaması ve daha fazla dolaşıp top taşımasının yararını gördük. Özellikle ilk yarıda ve ikinci yarının ilk 15 dakikalık kısmında uzun zamandır yapmadığımız kadar çok pas yaparak ve adam eksilterek pozisyonlar bulduk. Goller dışında ilk yarıda direkten dönen 2 top, ikinci yarıda ise Mustafa Sarp’ın kaçırdığı yüzde yüzlük 2 gol pozisyonu aklıma ilk gelenler.
Ancak bu sefer de Neill’in gelmesiyle toparlanıyor dediğimiz savunma canımızı acıttı. Belki bireysel olarak yapılan çok bariz hatalar yoktu ama organize değildik. Kornerden yenilen ilk gol inanılacak gibi değil. Ön direk arka direk kimse yok. İkinci gol ise sahanın en iyilerinden Neill’ın bozduğu ofsayt ve karşı karşıya bir pozisyon. Sarp’ın o pozisyonda kalenin önüne doğru değil de dış taraftan kademeye girmesini anlamak da zor. Dün akşam 2 gol dışında Antalya’nın neredeyse pozisyonu yok ama futbol bu adaleti yok işte.
Maç üzerine konuşurken isminden özellikle bahsedilmesi gerekenleri atlamamak lazım. İlk sırada tartışmasız Elano. Aldı sazı eline oynadı oynattı. Bir diğer isim Neill. Güven veriyor bu adam bana. Gio’nun yerine oyuna ikinci yarıda giren Emre Çolak’ın attığı golde de gözlerimin dolar gibi olduğunu belirtmek isterim. Evet yediğimiz ikinci golün başlangıcı onun kaptırdığı toptu ama daha çok genç ve elbet hataları olacak. Yeter ki hataları sadece kendini geliştirmek adına sahada olsun.
Elendiğimiz Türkiye Kupası ama önümüzde daha da önemlisi Turkcell Super Lig ve Europa Kupası var. Bırakalım kupayı renkli televizyonda göremeyenler düşünsün. Biz takımımıza destek olmaya devam edelim. Bu takım Cumartesi günü 3 günlük kamp için Antalya’ya gidiyor, hafta sonunu da maç yapmadan Atletico Madrid deplasmanına hazırlanarak geçirecek. Açıkcası Kayseri maçından sonra bu halde Madrid’de yarım saatte 3’lük oluruz diyordum ama bugün biraz daha umutluyum. Belki 3’lük olmayız 2’lik oluruz ama karşılık verebiliriz ki orada atılacak gollerin önemi çok büyük.
Şahsen ben bir hafta sonra bugün Vicente Calderon’daki yerimi inanarak alacağım. Bu kadar eksiğe rağmen bu takımda ışık var ve önümüzde çok faydalı geçebilecek bir hafta var. Rijkaard ve Neeskens’in takımın başına ilk geldiği gün de dediğimiz gibi sabır. Biraz daha sabır….
Bir de bitirmeden en son eklemek istediğim bir şey var. Dün akşamın ardından değişik mecralarda “Galatasaray’da forvet Servet” diye dalgaya vuran yazılar okuyorum. Evet dün son 5-10 dakika doldur boşalt toplarında kafa vurmak için Servet oyuna girmiştir. Heralde kendileri bu tip hamleleri ilk defa görüyorlar. Bu arkadaşları Avrupa futbolunu izlemeye davet ediyorum. Özellikle Mourinho-Materazzi ve Van Gaal-Van Buyten ilk tavsiyelerim.