Yaya Toure Manchester City’de

Mancini’nin City’si transferde para saçmaya devam ediyor. Boateng ve Silva’dan sonra bugün de Barcelona’dan Yaya Toure’yi kadroya kattılar. 28 milyon pound bonservis bedeli ödenen Yaya Toure 5 senelik anlaşma imzaladı. Sağlık kontrolünden geçtikten sonra tatile çıkacak olan Yaya, 3 hafta sonra kardeşi Kolo Toure ile beraber yeni takım arkadaşlarına katılacak.

Bu transfer sonrası City’nin kadrosundaki orta saha oyuncularını bir daha gözden geçirdim. Özellikle defansın önünde göbekte oynayabilecek isimler; Toure, Barry, De Jong, Vieira, Michael Johnson ve Ireland.

En zayıf halkalar Johnson ve Ireland gibi. Bu isimlere yol verilebilir ki Ireland’ı da çok beğenirim. Mancini’den torpilli Vieira kesin kalır. Bu arada City’nin transferdeki yeni hedefi Lazio’dan sol bek Kolarov.

Dünya Kupasının ağır topları

Güney Afrika’nın ben diyeyim yaşlı size deyin tecrübeli isimleri;

37 – Cuauhtemoc Blanco – Meksika

36 – Fabio Cannavaro – Italya, Simon Elliott – Yeni Zelanda, Carlos Pavón – Honduras, Martín Palermo – Arjantin

35 – Giovanni van Bronckhorst – Hollanda, Juan Sebastián Verón – Arjantin, Denis Caniza – Paraguay, Blaise Nkufo – İsviçre, Andrés Scotti – Uruguay, André Ooijer – Hollanda

34 – Zdenko Štrba – Slovakya, Amado Guevara – Honduras, Martin Jørgensen – Danimarka, Craig Moore – Avstralya, Scott Chipperfield – Avustralya, Gilberto – Brezilya, Ahn Jung-Hwan – Güney Kore

33 – Gilberto Silva – Brezilya, Mark van Bommel – Hollanda, Gianluca Zambrotta – Italya, Hans Sarpei – Gana, Ivan Vicelich – Yeni Zelanda, Lee Young-Pyo – Güney Kore, Jon Dahl Tomasson – Danimarka, Guillermo Franco – Meksika, Giorgos Karagounis – Yunanistan, Ji Yun-Nam – Kuzey Kore, Hakan Yakin – İsviçre, Mauro Camoranesi – Italya, Nwankwo Kanu – Nijerya, Rigobert Song – Kamerun, Kim Nam-Il – Güney Kore, Sebastián Abreu – Uruguay, Matthew Booth – Güney Afrika

Sıradaki rakip Meksika; Arjantin:2 Yunanistan:0

Söze Veron’la başlamak lazım. Ne top oynadı, ortasahada ne patronluk yaptı be kardeşim. Yorulmak nedir bilmedi. Bilmesek 35 değil 25 yaşında zannedeceğiz.

Gruptan çıkma garanti olunca kafalar da rahattı tabii. Maradona Higuain, Tevez, Mascherano gibi kilit isimlerini dinlendirdi. Messi’den vazgeçemedi. Tevez yerine oynayan damat Agüero’yu beğendim. Tevez’in ilk 2 maçlık performansından daha iyidi bana göre. Bir de aslında stoper olup Maradona’nın sağ bekte görev verdiği Otamendi’yi beğendim. Zanetti’nin olmadığı şu kadroda sağ bek için Gutierrez’den çok daha ideal. Messi’yi anlatmaya gerek yok. Maçın rahatlığıyla golü çok istedi ama olmadı. Direği kıracaktı neredeyse. Maradona’nın 37’lik kankası Palermo da 10 dakika top oynadı yine attı golünü.

İkinci turda rakip A grubunun ikincisi Meksika. Ofansif futbol oynayan iki takımın maçı müthiş keyifli geçecek. Arjantin’in yediği tek gol ve verdiği ender pozisyonlar hep bireysel hatalardan. Bunları en aza indirdikleri takdirde final yolu açık. Meksika maçı dediğim gibi keyifli geçer ama sürpriz olmaz.

Messi’yi oynatmamak günah

Maradona gruptan çıkmayı garantiledikten sonra Yunanistan maçında 7 farklı oyuncuya şans vereceğini açıkladı. Muhtemelen Milito, Agüero ve Palermo gibi isimler ilk 11’de şans bulacak. Benim en merak ettiğim isim Otamendi. Bakalım defansta şans bulacak mı?

Maradona’nın dinlendireceği 7 kişi arasında ise Messi yok. Maradona Messi’nin kadroda olup da oynamamasın günah olduğunu düşünüyor. Basın toplantısında aynen böyle söyledi. Tam olarak katılamıyorum kendisine. Yunanistan maçında şanssız bir sakatlık yaşaması da günah olabilir.

Bu arada hakkaten cins adam Maradona. Basın toplantısındaki gözlüklere gel.

İlk antreman iptal

Güney Afrika’ya yeni ulaşan takımlardan Yeni Zelanda Milli takımı ilk antremanını sis yüzünden kısa kesmek zorunda kalmış. Sis de öyle bildiğimiz sis değil müthiş bir kömür ve odun kokusu varmış.

Takım antreman öncesi sağlık ekibi tarafından otobüste bekletilmiş ardından “hadi bi’ deneyelim” denilmiş ancak antremana başladıktan kısa bir süre sonra daha esneme hareketleri yapılırken nefes almak bile zor hale gelmiş ve antreman iptal edilmiş.

Yeni Zelanda Güney Afrika öncesi Avusturya’nın temiz dağ havasında antreman yapmıştı. Ordan sonra bu hava ciğerlere iyi gelmemiştir elbet.

10 yetmez 20 olsun

Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu, 2010-2011 sezonunda Turkcell Süper Lig’de mücadele edecek kulüplerin 10 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalamasını karara bağladı. Halihazırda 8 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalama hakkına sahip olan kulüpler, bu oyuncuların 6’sını sahada, 2’sini de yedek kulübesinde kullanabiliyorlardı.

Yeni karara göre; sözleşme yapılan 10 yabancı futbolcunun 8’i maç kadrosunda bulunurken, bunların 6’sı takımı adına sahada yer alabilecek. 2 yabancı oyuncu da kulübede bulunabilecek.

Gelmeye devam etsin kalitesiz ucuz yabancılar. Gelmeye devam etsin vergi oranlarını düşük bulup Türkiye’yi tercih eden yaşı geçmiş yabancılar. Madem yapacaktınız buna bir kriter koyacaktınız; mesela aynı İngilizlerin yaptığı gibi Milli takımlarında oynama oranlarına göre Türkiye’den çalışma izni alacaklardı. Bu durumda hem daha kalitelisi gelecekti hem de 2’si kulübede oturmayacaktı diğer 2’si de tribünde çekirdek çıtlamayacaktı…

Yılmaz Vural Guardiola’dan girmiş Daum’dan çıkmış, homoseksüel de değilmiş

Habertürk‘e verdiği röportajdan seçmeler;

“TÜRKİYE’NİN BARCELONA’SI BİZİZ” DEDİNİZ.

Barcelona’dan bir şey kopyaladığımız yok. Orada Guardiola diye bir arkadaş var, takımın altyapısından yetişme, onu antrenörlük bilgisi olarak sağ cebimden alır sol cebime koyarım. Ama, uyguladıkları oyun tarzı, felsefesi insanların görmek istedikleri bir felsefe. Çin’e kadar taraftarı var. Bana da, eğer riyakarlık yapmıyorlarsa, “Hocam Barcelona gibi oynuyor senin takım” diyorlar.

DAUM’LA DA AYNI OKULDAN MEZUNSUNUZ.

Adam geldi buraya 4 milyon Euro alıyor, biz geldik 400 milyar alıyoruz. Antep-Beşiktaş maçında takla attım diye büyük takımlar bana “Bunun davranışları çok hafif kalıyor” diye görev vermedi, adam kokain içiyor, ülkesi kovuyor, sen kabul ediyorsun. Senin ülkenin insanının anası ağlamış, gurbette kendi çamaşırını elde yıkamış, geçinmek için diskoteklerde fedailik yapmış, bu haksızlığa nasıl çıldırmazsın? Bana verilen değere bak, ona verilen değere bak. Gelsin burada yapsın bakalım aynı işi.

PEKİ DAUM’DAN NE İSTİYORSUNUZ? GEÇENLERDE YALAKA DEDİNİZ.

Ona verilen değeri görünce sinirim bozuluyor. Almanların Türkleri ne kadar sevdiğini benden daha iyi kimse bilemez. Yapma bu kadar da oynama! Bizim insanımızın duygularıyla oynamasın. İstiklal Marşı’nı ben zor söylüyorum, o nasıl söylüyor? Ağzını oynatmakla olur mu? Hissetmek lazım. Burada biz Hakk’a tapan diyoruz, senin ne alakan var Hakk’a tapmakla bilmem ne? Samimi bulmuyorum.

HOCAM SİZ ÇAPKIN MISINIZ?

Allaha çok şükür, homoseksüel değilim. Karım da karşı cinstendir, bir erkek arkadaşım yok.

Hafta sonu Vural vs. Daum. Yılmaz hoca maç içinde sinirlenip Fener yedek kulübesinde Daum’a dalarsa hiç şaşırmam. Ne bu kin anlamak zor. Ya da başka bir senaryo. Maçı Kasımpaşa’nın kazandığını düşünelim. Offf sabaha kadar konuşur…