Ryan Babel’e twitter cezası

Şu twitter manyaklığı çıktığı günden beri futbolculara bir kez olsun yaramadı. Bu sefer de Liverpool’un gitti gidecek Hollanda’lısı Babel, Stoke maçında kadroya alınmadığı için Rafa Benitez’e twitter aracılığıyla saydırmış. Bunun üzerine kendisini takip eden Liverpool tarafarları da “sanki şans verilince top oynuyorsun da konuşuyorsun” diyerek Babel’i sinek etmişler.

Liverpool kulübü de durumdan haberdar olunca Babel’e ceza verileceğini açıklamış. Ne ceza verirler bilmiyorum ama Sunderland’in Babel için ciddi bir teklifi var. Bu hafta içi transfer gerçekleşirse cezadan çok ödül gibi olur. En azından yeteneklerini tekrar ispatlayabilmesi için yeni bir şans doğar.

Ferguson’u bulaştırmayın protestonuza

Manchester United’ın Glazer ailesi yönetiminde ciddi borç için yüzdüğü ortaya çıkınca United taraftarlar birliği ayaklanmış. Amerikalıların yönetiminden memnun olmayan taraftarlar bu haftaki Burnley maçından önce bir araya gelmişler ve United’ı Glazer ailesinden kurtarmak için neler yapabiliriz diye tartışmışlar.

İlk protestoyu 10 Mart’ta oynanacak olan Milan maçında yapmaya karar veren taraftarlar ayrıca Manchester efsanesi Eric Cantona‘yı oluşumun içinde yer almaya ikna etmek için ellerinden geleni yapacaklarını açıklamışlar.

Buraya kadar alınan kararların yapılabiliritesi var ancak bir de demişler ki Sir Alex Ferguson Glazer’ları protesto etmek için istifa etsin. Yok artık diyorum. 24 senelik efsane böyle son bulur mu hiç…

Guardiola Barcelona müzesinde

Guardiola Barcelona müzesinin yeni açılan multimedia kısmını ziyaret etmiş. Kendi yazdığı tarihi o ekranlarda izlemenin verdiği haz da kelimelerle tarif edilemez heralde…

Bu arada müze de müze yani.

link: http://www.dailymotion.com/video/xbvte2_pep-barca-museum_sport

THY’nin Barcelona uçağı da bugün içinde THY yöneticileriyle beraber İspanya’ya hareket etmiş. 18 Ocak’ta sponsorluk sözleşmesi resmen imzalanacak.

Gökhan Ünal Fenerbahçe’ye doğru yola çıktı

Trabzonspor ve Fenerbahçe kamplarından gelen haberler, Gökhan Ünal’ın Fenerbahçe’ye transferinde sona yaklaşıldığını gösteriyor. Gökhan, Trabzonspor kampından arkadaşlarıyla vedalaşarak ayrılmış. Fenerbahçe’nin Antalya kampında ise Kaptan Alex yaptığı basın toplantısında ‘Gökhan Ünal çok kaliteli bir oyuncu‘ demiş.

Trabzonspor için “Gökhan ve Umut ile şampiyon mampiyon olunmaz” diye defalarca dedim. Fener’i de şampiyon yapmaya gelmiyor pek tabii ki. Ben Gökhan’ın futbolculuğuna Alex kadar inanan biri değilim ama bunu bir kenara koyup transfer analizi yaparsak olay şudur:

Kazım’ı bitirdin, Semih’i kontrat manyağı yaptın. Kontrat manyaklığının dışında ciddi sık sakatlanma ve form tutamama derdi vardı Semih’in bu sezon zaten. Guiza’yı ise hala anlamadık. Hal böyle iken bir forvet almak durumundasın. Kenarda oturtabileceğin bir forvet olmalı tabii bu. Kim var yerli piyasadan alabileceğin? Sercan var, Ferrari parası istiyolar. Tekke var, 33 yaşında 2 milyon bonservisle ancak Trabzon’a gelirim gelmemci. Kenarda da oturtamazsın kolay kolay. Mevlüt, Halil falan zaten gelmiyor… Eee, Cenk İşler’i falan da alacak olmadığına göre; 3 milyon’a, 27 yaşında, Kayseri’deyken gol kralı olmuş, Milli Takım’a kadar yükselmiş, Topuz ile birlikte Kayseri’deyken Galatasaray ile transfer haberi manyağı olmuş adamı almak çok da kötü bir transfer hamlesi değil gibi gözüküyor.

Hayırlı olsun bakalım… Benim kantarımda ikinci yarıda iki-üç maçın sonucunu değiştirip maçın fark yaratan adamı olursa şampiyonluk yarışında parasının karşılığını vermiş demektir.

Daha kötüsü olamazdı heralde…

Sezon başında yapılan transfer yanlışları, lige kötü başlangıç ve istikrarsız performans, Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkamama ve son olarak 2 gün önce Anfield’da Championship takımı Reading’e elenmek…

Hep Rafa’ya atıp tutuyoruz, kulübeden bizler gibi boş boş izliyor hiç birşey yapmıyor, zaten sezon başında da parayı yanlış harcadı diye ama bu sezonki sakatlık belası da olacak gibi değil. Sezon başında 20 milyon ödenen Aquilani’nin daha yeni yeni kendine gelmesi, bir diğer yeni transfer Glen Johnson’ın 1 ay sahalardan uzak kalacak olması, Gerrard ve Torres’in aynı anda sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar oynayabilmeleri gerçekten büyük şanssızlık.

Bunlar yetmezmiş gibi son olarak Reading maçında sakatlanan Torres’in 6, Benayoun’un 4 ve Gerrard’ın 2 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Torres ve Gerrard demek zaten takımın yarısı demek, bi’ gıdım sevmediğim sevemediğim Benayoun ise bu sezon takımın en formda oyuncusu.

Cumartesi günü Stoke City ile deplasmanda karşılaşacaklar. Reading karşısında Gerrard ve Torres’in olmadığı dakikalardaki takım Stoke gibi zayıf bir ekipten bile 2-3 yer, gol filan da atamaz. Rafa maç öncesi yine diken üstünde ama bu sefer onun da eli kolu bağlı. Hea eli kolu bağlı olmasa da birşey yapmıyor o da ayrı…

N’apıyorsun hemşerim?

Premier League ekiplerinden West Ham’in uzun süredir el değiştirmesi gündemde. Sezon başından beri bir belirsizlik var. Ciddi borç içinde olan kulübe hiç yatırım da yapılmadı. Ee haliyle takım da Zola yönetiminde küme düşmemek için can çekişiyor.

Önümüzdeki günlerde büyük ihtimalle takımın yeni sahibi İtalyan Massimo Cellino olacak. Massimo Cellino aynı zamanda Cagliari takımının da sahibi. Bu zengin beyefendi İtalya’da ya da İngiltere’de de yaşamıyor. Kendisi Miami’den yapıyor yatırımlarını. West Ham’i tamamen devraldıktan sonra da yapacağı ilk iş Zola’yı gönderip yerine en son 2007-2008 sezonunda Bologna’yı çalıştıran Daniele Arrigoni‘yi getirmek olacakmış. Miami’den böyle buyurmuş Cellino.

Zola’nın yerine kimin geleceğinde değilim de elinde malzeme olmadan sezon başından beri hiç sesini çıkarmadan elinden gelen herşeyi yapan Zola gibi efsane bir adamı neden sezon ortasında göndermek istersin hiç anlamış değilim. İtalyan’ın İtalyan’a yaptığına bak…

Hafta Sonu Tv’de Futbol

15 Ocak Cuma

20.30 Fil Dişi Sahilleri – Gana (EUROSPORT) 21.30 Bayern Münich – Hoffenheim (TRT 3)

16 Ocak Cumartesi

14.30 Hamilton – Rangers (FUTBOL SMART) 14.45 Stoke City – Liverpool (SPORMAX) 17.00 Celtic – Falkirk (FUTBOL SMART) 17.00 Sheffield United – Middlesbrough (EURO FUTBOL) 17.00 Chelsea – Sunderland (SPORMAX) 18.00 Nijerya – Benin (EUROSPORT) 19.30 Everton – Manchester City (SPORMAX) 20.30 Mısır – Mozambik (EUROSPORT) 20.30 İstanbul Belediye – Beşiktaş (TRT 1) 21.00 Athletic Bilbao – Real Madrid (NTVSPOR) 22.00 PSG – Lille (KANAL A) 23.00 Barcelona – Sevilla (NTV)

17 Ocak Pazar

15.30 Aston Villa – West Ham (SPORMAX) 16.00 Milan – Siena (NTVSPOR) 16.30 Schalke – Nürnberg (TRT 3) 17.30 Denizlispor – Bursaspor (TRT 1) 18.00 Bolton – Arsenal (SPORMAX) 18.00 Gabon – Tunus (EUROSPORT) 20.00 Atletico Madrid – Sporting Gijon (NTV) 20.30 Galatasaray – Denizli Belediye (TRT 1) 20.30 Kamerun- Zambia (EUROSPORT) 22.00 Valencia – Villarreal (NTVSPOR) 22.00 Bordeaux – Marseille (KANAL A)

18 Ocak Pazartesi

18.00 Angola – Cezayir (EUROSPORT) 18.00 Mali – Malawi (EUROSPORT 2) 20.30 Antalyaspor – Fenerbahçe (TRT 1) 21.45 Newcastle – West Bromwich (FUTBOL SMART)

Bakalım bu yol, su, elektrik olarak bize nasıl dönecek?

Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 2010-2011, 2011-2012, 2012-2013, 2013-2014 futbol sezonları TFF Süper Lig ve TFF 1. Lig müsabakaları yayın haklarının devri için düzenlenen “Medya Hakları İhalesi”  sona erdi.

Paket A denilen yani uzun lafın kısası Turkcell Süper Lig maçlarını farklı teknolojilerle haftada en az 4 olmak üzere şifreli canlı yayınlamayı kapsayan paket için Digitürk ve Türk Telekom arasında müthiş bir açık arttırma savaşı oldu. Kazanan 321 milyon dolarla Digitürk. Bir de bunun üzerine %30 vergi gelecek. Oh aslanım!

“Ligde takımlar arasında bu kadar çekişme olmuyor yayınlamak için bu kadar çekişme olur mu lan!?” dedirttiler resmen. Bu arada Digitürk masasında Karamehmet’in bizzat oturması, Telekom’un sık sık mola alıp patrona telefon açmaya gitmesi de açık arttırmanın entesanlıklarındandı.

Bu ihalenin ardından futbolumuzda birçok dengenin değiştireceği kesin. Kulüpler de tabii ki gelirleri yükselecek diye çok mutlular ancak bu paralar ödenebilir mi, nasıl ödenir, nereden nasıl çıkar gibi soruları da kendi kendilerine soruyorlardır. Mutluluğun yanısıra bir tedirginlik de vardır yani.

Bu noktada da bizlere yani futbol endüstrisinin müşterilerine girenin çıkanın ne olacağını bekleyip görmek lazım. Sadece ödeyeceğimiz paraları değil, maçları izlerken ağzımıza dayayacakları reklamları da şimdiden görür gibiyim…

Alessandro Del Piero

Dün akşam Diego’yla beraber Ferrara‘yı ipten aldılar. 3-0’lık Napoli galibiyetinin baş mimarlarıydı. Del Piero 2 gol atarken, Diego 1 gol atarak bir de penaltı yaptırdı.

Sezon başında yapılan onca transfere rağmen yine Del Piero yine Del Piero… Ferrara sezon başından beri kaptana ters gidiyordu ancak bu zor günlerde sarılması gereken isim odur. Juventus’daki ağırlığı tartışılmaz. Hatta taraftar Hiddink filan değil Del Piero gelsin takımın başına diyor. Ben ise daha değil biraz daha izleyelim diyorum.

Bu galibiyet şimdilik kupada çeyrek finali getirdi ve günü kurtardı. Hafta sonu Chievo deplasmanı yine sıkıntılı olur.