Almanlar kafeste

Bugünkü The Sun gazetesinin kapağı… Almanları kafes koymuşlar önlerinde de İngiliz Milli takımının sembolü 3 aslan. Biraz sert olmuş ama bugünkü maç öncesi iddialılar. Gerçi grupta oynadıkları maçlar iddialı olmaları için pek ümit vaadetmiyor. Rooney’nin artık devreye girmesinin gerektiğini düşünüyorlar. Manchester’da alıştığı tek forvet sonrası yanında Heskey ya da Defoe oynayınca bi’ garipleşiyor.

Almanya ise grup maçlarında Mesut önderliğinde daha derli toplu gözüktü. Ancak Mesut’un da 2 gün önce babaannesi vefat etti ve haliyle morali biraz bozuk olacaktır.

2 takımında maça gol yememek üzere başlayacağını ve fazla risk almayacağını düşünüyorum. Güney Afrika’da penaltılara giden ilk maç olabilir. Penaltılar da her ne kadar şansa dayalı olsa da İngilizlerin penaltıları alması daha muhtemel gibi geliyor. Bu sefer o penaltı şanssızlığını kırabilirler. Capello’nun penaltıcıları da belli. Rooney, Barry, Gerrard, Lampard ve Milner.

26-29 Haziran Tv’de Dünya Kupası

26 Haziran Cumartesi

17.00 Uruguay – Güney Kore (TRT 1) 21.30 Amerika – Gana (TRT 1)

27 Haziran Pazar

17.00 İngiltere – Almanya (TRT 1) 21.30 Arjantin – Meksika (TRT 1)

28 Haziran Pazartesi

17.00 Hollanda – Slovakya (TRT 1) 21.30 Brezilya – Şili (TRT 1)

29 Haziran Salı

17.00 Paraguay – Japonya (TRT 1) 21.30 Portekiz – İspanya (TRT 1)

Ve Ballack yuvaya döner

Chelsea’nin sözleşme yenilemeyip serbest bıraktığı Ballack, 1999-2002 yılları arasında formasını giydiği Ballack’ı Ballack yapan Bayer Leverkusen’e geri dönüyor.

33’lük Ballack’a ilerlemiş yaşına rağmen Manchester United ve Sevilla gibi kulüpler de talipti ancak Alman oyuncu tercihini eski kulübünden yana kullandı. Ballack Leverkusen formasıyla 79 maça çıkmış, Şampiyonlar Liginde final oynamış ve ligde 2 kere 2.’lik yaşamıştı.

Bu arada her ne kadar inandırıcı gelmese de Ballack’ın Leverkusen’den senelik 6 milyon euro alacağı söyleniyor. Leverkusen böyle maaşlar ödeyebilecek gelirlere sahip bir takım değil. Takım içi denge menge kalmaz eğer doğruysa.

Milan’ın yeni hocası Massimiliano Allegri

Milan’daki teknik adam belirsizliği sonunda çözüldü. Resmi siteden yapılan açıklamaya göre Leonardo’nun boşluğu Cagliari’den Massimiliano Allegri ile dolduruldu.

Teknik direktörlük kariyerine 2004-2005 sezonunda Serie C2 takımlarından Aglianese ile başlayan Allegri, son olarak Cagliari’yi çalıştırdı. 2008 sezonunda başına geçtiği Cagliari ile ilk sezonuna kötü başlayan ve 5 maç üst üste kaybeden Allegri, daha sonra takımı orta sıralara taşımayı başardı. 2009-2010 sezonunda ise elindeki kısıtlı kadroya rağmen Cagliari’ye oynattığı pozitif ve hücum futboluyla İtalya’da en çok konuşulan isimlerden biri oldu Allegri.

Peki Allegri Berlusconi ve Galliani gibi iki kafa koparıcıyla Milan’da ne yapar? Bir kere bu ikiliyi transfer konusunda ikna etmeli. Yaşlı kadroyu gençleştirmeli ve derinleştirmeli. Geçen sezon gördük yaşlı isimler 60’dan sonra şişince yerine girecek adam yok. Pato sakatlanır yerine adam yok. Ronaldinho’nun oynayası gelmez yerine adam yok.

İşi zor Allegri’nin ama istediği bir kaç adamı takıma kazadırabilirse en azından keyif veren bir Milan izleriz bu sezon. Keyifle beraber başarının da gelmesi çok muhtemel. Ezeli rakipte artık Mourinho yok. Serie A tekelinin sona ermesi çok muhtemel.

Dünya Kupası için neyinizi verirsiniz?

Fotoğrafa “Who ate all the pies” adlı blogda rastladım. Güney Afrika’da bulunan İngiliz taraftarlara “İngiltere’nin Dünya Kupasını kazanması için neyinizi verirdiniz?” diye sormuşlar.

Cevaplar çok iyi. Hanımını Terry’e veren mi istersin, alkolü bırakan mı istersin, facebook’u bırakan mı istersin… Hepsi ayrı cins. Favorim ise kebabı bırakmayı göze alan abi. İngiltere kazanmasın sen de kebabı filan bırakma be abi… Yaşanmaz valla…

Maradona’nın Mourinho aşkı

“Mourinho’yu çok severim. Bende telefon numarası var ve onu her an arayabilirim. Zamanında saatlerce futbol özellikle hücum ve savunma taktikleri üzerine konuşmuştuk. Başucunuzda telefonu bulunması gereken ve her ihtiyacınız olduğunda arayabileceğiniz bir insan gibi geldi bana.”

Maradona