18 gün içinde 4 defa El Clasico izlemek nasip olmaz herkese.
16 Nisan 2011 – El Clasico @ La Liga 20 Nisan 2011 – El Clasico @ Copa Del Rey 27 Nisan 2011 – El Clasico @ Champions League 3 Mayıs 2011 – El Clasico @ Champions League
El mi yaman bey mi yaman! Her kulvarda hodrimeydan! Daha da birşey demiyorum!
İngilizler ligden sonra Avrupa’da da karşı karşıya. Chelsea Londra’da Manchester United’ı ağırlıyor.
Chelsea’de yıllar önceki Moskova finalinden acı devam ediyor. Ligde de şampiyonluk treni kaçtı. Ancelotti’nin tek hedefi Şampiyonlar Ligi. Abramovich de bunca senedir harcadığı paranın karşılığında Avrupa’da kupa hayali kuruyor.
Manchester da ise sular daha durgun. Ligde liderlik Avrupa öncesi güven veriyor. Londra’dan avantajlı bir skor çıkarmanın peşindeler. Çıkarırlar mı bence çıkarırlar…
“Garip bir durum iyi şeyler hissetmiyorum. Tura yakın olmaktan daha çok uzak hissediyorum. Uzun zamandır böyle olmamıştı. Bırakın farklı kazanmayı 1-0’a bile razıyım.”
Pep Guardiola
Maçtan önce Adebayor’a dikkat Arsenal formasıyla Tottenham’a karşı 9 maçta 8 gol atmış dedik. O da alışkanlığı bozmadı bu sefer de Real Madrid formasıyla Tottenham’a 2 tane birden attı. 10’da 10 oldu.
Maçın skoru 4-0. Net. Daha 14. dakikada çift sarıdan atılan Crouch’u İngiltere’de eşekler kovalamaya başlamıştır heralde. Rövanş bu saatten sonra formalite. Tottenham için galibiyetle Avrupa’ya veda prestijinden öteye gitmez ki Jose de ikinci vatanı İngiltere’de hiçbir şekilde kaybetmeyi kabullenmez.
Real, La Liga ve Copa Del Rey’den sonra Şampiyonlar Liginde de Barcelona’yı bekliyor. Rahat olun Lucescu ile helalleşip geliyoruz:)
Daha 1. dakikada gelen gol güzel de hem Stankovic’e hem de Inter’e fena nazar değdirdi. Golden birkaç dakika sonra sakatlanarak oyundan çıkan Stankovic, 90 dakika sonunda 2-5 kaybeden Inter.
Derbiden sonra Avrupa’da da fark yiyen Leonardo için işler iyice zorlaşacaktır. Milan’lılar hain değil köstebek demeye başlarlarsa şaşırmam. Yalnız hocanın da şanssızlığı belki de görünmeyen kahraman Lucio’nun sezonun en önemli iki maçında cezalı olması. Yoksa 4 günde 8 gol yemezdi bu takım.
Schalke ise Almanya’ya büyük avantajla dönüyor. Goller Matip, Edu(2), Raul ve Ranocchia’dan kendi kalesine. Raul reisin Şampiyonlar Liginde 70. golünü attığını atlamayalım. Rövanşta Farfan cezalı ama bu saatten sonra fark etmez gibi.
Şaka maka adamlar finale doğru gidiyor. Underdogs mu dedin?
Bernabeu’da tam 7 yıl 12 gün aradan sonra Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Real Madrid’in konuğu Tottenham. En son 24 Mart 2004’de Monaco ile çeyrek final oynayan Real Madrid, ilk yarıda Morientes’den golü yiyip ikinci yarıda Ivan Helguera, Zidane, Figo ve Ronaldo ile skora gitmiş. Arada bir tane daha yiyerek o gün 4-2 kazanmış. Rövanşta ise Monaco’da alınan 3-1’lik mağlubiyet ve o gün bugündür Şampiyonlar Liginde çeyrek final göremeyen Real Madrid.
Bu akşam 29. kez bir Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline çıkıyor Real Madrid. Dün de dediğimiz gibi Ronaldo ve Marcelo riske edilerek sahada. Benzema yok. Higuain hazır ama Adebayor’a da dikkat. Tottenham’ı seviyor. Arsenal forması giyerken 9 Tottenham maçında 8 golü var.
Tottenham’da Bale sahada. Eski Real’li Van der Vaart intikam peşinde. Çok iyi maç olacak ama tabii bir papatyam dizisi kadar nefes kesmez.
Ntv’de “Güne başlarken” programını sunan Esra hanım anlaşılan henüz uyanamamış.
Geçtiğimiz hafta sonu St. James’ Park tribünlerinde enteresan karakterler varmış.
Bu şirinlerin en son cumaya giden versiyonu filan yapılmıştı. Hala devam mı o?
“Galatasaray bir his takımıdır. Renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. Galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. Galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. Kısacası Galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.”
Gece oldu baba; hem de çok karanlık…
Domenico Gabbana ve Stefano Dolce de futbolsever. Milan’a da sponsorlar o ayrı.
