Vefa

Bu futbol ve vefa kelimelerini yan yana en çok kullanan biz Türkleriz heralde. Özellikle de Galatasaray denildi mi direk vefasız tokadı yapıştırılır. Peki neden yapıştırılır?

2000 senesinde UEFA kupasını kazanan kadrodaki oyuncuların yaşları ilerleyince kulüp tarafından modern futbola ayak uydurmak, takımdaki yaş ortalamasını düşürmek adına 33 yaşından sonra ya jübile önerilmiştir ya da hala oynayacağım diyorsanız kendinize kulüp bulun denilmiştir. Ama bunlar denildiği için Galatasaray direk vefasız olmuştur.

Vefasız olmamak için ne yapmak lazımdı peki? Hakan Ünsal, Arif Erdem, Hasan Şaş ve Ergün Pembe gibi isimler 40 yaşına kadar oynayıp paralarını mı alacaklardı? Hakan Şükür’ü bu isimlerden ayrı tutuyorum. Karakterini sevmem ama adam 38’ine kadar sanki 18’likmiş gibi çalıştı da çalıştı. Gerçi o da 38’inden sonra saçmaladı da neyse… Ünsal ve Arif Avrupa’ya gitti çocuklar mutsuz denildi geri aldık. Ee al sana vefa ama hatırlayan yok! Ergün 34’üne kadar oynadı artık zamanı geldi bırak denildi yok dedi ben daha oynarım. Gördük Gaziantep kariyerini. Aynı şey Hakan Ünsal ve Rize günleri içinde geçerli…

Nereden geldim bu eski vefa konularına derseniz tabii ki Real Madrid’den ayrılan Guti ve Raul sayesinde. Dünya’nın en büyük kulüplerinden biri olan Real de vefasızmış meğer… İki kaptanı da iki günde paketlediler. Ama olay başka. Futbola bir yere kadar duygusal bakıyor adamlar. Olması gerektiği gibi.

Raul ve Guti’ye ne dediler? Ne istiyorsanız onu yapın ama daha fazla forma giyme şansınız yok bu takımda. Herşey için teşekkürler ya jübile ya da güle güle. Onlar ne dedi?

Zamanı geldi ayrılmamız gerek. Vefa mı? Konu futbolsa hakkaten semt adı.

Guti Hazretleri Beşiktaş’ta

Hani deniyor ya; “bu sene Beşiktaş maçlarını izlemeye sadece Beşiktaşlılar değil tüm futbolseverler gidecek”. Evet bugün itibariyle bu lafa ben de katılıyorum. Quaresma filan benim için hikayeydi. Evet iyi transferdi ama sadece onun için İnönü’ye gitmezdim.

Fikrimi değiştiren isim Guti’dir. Quaresma’dan daha sadedir. Topla dans etmez ama araya bir top atar beni benden alır. Yaş maş hikaye büyük transfer. Guti hazretleri bu. Özel hayat filan atıp tutarız ama severiz…

Beşiktaş’a hayırlı olsun.

Bknz. Daha taze araya atmış misal…

Manchester City 2010-2011

Sheikh Mansour bin Zayed Al Nahyan tarafından satın alındıktan sonra 2 seneden az bir süre içerisinde transfere 274 milyon pound harcayan ve muhtemelen önümüzdeki günlerde de harcamaya devam edecek olan Manchester City’nin Umbro sponsorluğunda yeni sezon deplasman forması…

Beğendim mi tam karar veremedim ama soğuk bir renk seçimi olmuş sanki…

Sen misin yabancı hakem isteyen?

Ülkemizde bu hep konuşulur. Yabancı hakem istiyoruz. Özellikle derbilerden önce…

Dün gördük Galatasaray-Fenerbahce maçını yabancı bir hakem Thorsten Kinhofer yönetti. İki meşale yandı soyunma odasına gitti. Aslında adam haklı. Böyle şeylere alışık değiller ki bu bizim için hiç bir şey değil.

Maç Kadıköy’de ya da Sami Yen’de olsa sahaya atılmayan kalmıyor ama maç her türlü devam. Kornerde kafada yumurta dahil patlamayan kalmıyor. Taraftarı provoke etme kullan korneri… Sular atılır, sis bombası kaleciyi arkadan vurur, teknik adamın kafa yarılır… Bekleme yapma devam et!

Yani yabancı bir hakem gelip bu iki staddan birinde derbi maçı yönetmeye kalksa o maç yüzde bir milyon bitmez. Olması gerektiği gibi…

Gerçi bu Thorsten Kinhofer de bir enteresandı. Erken çıkarttığı kartlar ve anlamsız faul düdükleriyle ortamı gerdi. Selçuk’un hakeme çelmesini bunların dışında tutuyorum. Futbolcular da zaten aranıyorlar. Saldıracak yer arıyorlar. Dostluk derbisiymiş. Kimi yiyoruz ki? Alex’in de dediği gibi; “bu iki takım arasında dostluk mu var?”

Maçı hiç uzatma eklemeden bitiren Thorsten Kinhofer’in maç sonrası Barış Özbek’e söylediği laf da çok iyi;

“Deli miyim ben bu maçı daha fazla oynatayım?”

Şampiyonlar Liginde 5 hakem

Geçen sezon UEFA Avrupa Liginde test edilen ve en çok Atletico Madrid’e yarayan 5 hakem sistemi yeni sezonda Şampiyonlar Liginde de uygulanacak. Yani her iki ceza sahası içinde de etkisiz birer eleman bekleyecek…

Bu kararın ardından futbolda teknoloji şimdilik yine rafa kaldırıldı. Bu konu hakkında Ekim ayında tekrar bir toplantı yapılacakmış. En azından topun kale çizgisini geçip geçmediğine dair mikro kamera sistemi kullanılabilir. Yoksa öyle her pozisyon için oyun durdurulup tekrar filan izlenmez. Kakası çıkar…

Ultras vs. Berlusconi

Milan taraftar grubu Ultras yeni sezon öncesi bugün yapılan ilk antreman sırasında Berlusconi’yi protesto ederek takımı satmasını istemişler. Geçen sezon başında da Kaka’nın transferi sebebiyle ilk antremanı basmışlardı.

Kaka gitti Berlusconi hala orada. Gitmeye de pek niyeti yok. Galliani de her daim yanında.