Bonjour Houllier

Martin O’Neill’ın istifasından sonra Aston Villa’da 30 gündür süren teknik direktör arayışı sona erdi ve Gérard Houllier Villa’nın yeni teknik direktörü oldu.

Son olarak 2005-2007 arasında Lyon’u çalıştıran Houllier, Villa’ya UEFA teknik komitesindeki görevini bırakarak geliyor. Premier League’e çok da yabancı olmayan 63 yaşındaki Fransız, 1998’den 2004’e kadar Liverpool’u çalıştırarak 1 UEFA kupası, 1 Süper kupa, 1 FA Cup ve 1 Community Shield kupası kazanmıştı. Özellikle 2000-2001 sezonunda Liverpool’a güzel ve heyecanlı günler yaşatmıştı. Hatta sonrasında Benitez ile Avrupa’da gelen  başarıların altyapısında Houllier’nin payı da az değildir. Yanlışım yoksa Liverpool’dan ayrılması da sağlık problemlerinden ötürü zoraki olmuştu.

Villa-Houllier birlikteliğini konuşmak için henüz erken. Lige 2 galibiyet 1 beraberlikle başlayan Villa hocasız kaldığı dönemde UEFA Avrupa Liginden elendi. Kadro kaliteli. Ashley Young gibi genç ve yetenekli isimlerin yanı sıra Heskey gibi tecrübeli isimler de var. Houllier karışımı yapacak ama tutar mı? Zaman gerek. Sezon başladıktan sonra takımın başına gelmesi büyük dezavantaj.

19 Eylül’de yeni protesto

Glazer ailesinden rahatsız olan Manchester United taraftarları 19 Eylül’de Old Trafford’da oynanacak olan Liverpool maçında yeni bir protestoya hazırlanıyorlar.

Geçen sezonu sarı-yeşil atkılarla geçiren United taraftarı, bu sezonu da eski Manchester United formalarıyla geçirecek ve bunun için ilk adımı Liverpool maçında atacaklar. 2005 yılında Glazer ailesi yönetime gelmeden takımın giydiği formaları giyerek yeni forma satışının önüne geçmek istiyorlar.

Yönetimi protesto edeceğim derken kulübü daha da zor duruma sokacak bir karar. Ne kadar etkili olur bilemiyorum. Sezon başı kombine almayın protesto edelim duyuruları da yapılmıştı ancak yönetim tarafından 54.000 olarak hedeflenen kombine satışı 51.000’e kadar ulaşmıştı.

Dün akşam Quaresma

Dünkü Milli maç fotolarına bakarken karşıma çıktı. Nike billboard yapmak için özel çekim yapsa bu kadar olur. Beşiktaş’lı arkadaşların da hoşuna gidecektir…

Bu arada Ronaldo yerine kadroya çağrılan Quaresma dün akşam döktürmüş ancak kendi sahalarında Güney Kıbrıs’la 4-4 berabere kalmışlar.

Joseph Yobo in, Bilica out

Eagles Nigeria

Fenerbahçe’nin stoper arayışı Nijeryalı Joseph Yobo’da son buldu. Everton’dan satın alma opsiyonlu olarak 1 yıllığına kiralandı. Young Boys ve PAOK facialarından sonra pek geç ama 6+2+2’nin son ikisinden birisi olarak da Bilica’yı tribüne göndereceği için son derece memnunum. Hatta Bilica mümkünse evde otursun. Gerçi Aykut Hoca’nın sağı solu belli olmaz, Lugano’yu da kesiverir ya..

Yobo 2002 yılında Marsilya’dan Everton’a transfer olduğundan beri Goodison Park’ta. Hatta 2006-2007 sezonunda her maçta, 2007-2008 ise sadece bir maç dışında her maç sahadaydı. Ancak son zamanlarda baldırından çektiği sakatlığın yanısıra Phil Jagielka ve Sylvain Distin ikilisinin başarısından dolayı eskisi kadar devamlı olamadı.

Neredeyse 70 kez milli olan Joseph Yobo, Nijerya Milli Takımı’nın kaptanı olarak WC 2010’daydı. Süratli, hava hakimiyeti olan, fiziksel olarak müthiş kuvvetli ve önsezileri de son derece gelişmiş bir stoper. Aynı zamanda çok ihtiyaç olursa sağ bek olarak da görev yapabilir. Bekir’den ve oh-be-kurtulduk-Önder’den iyidir. Lugano ile çok sağlam bir ikili oluşturacaklarını düşünüyorum. Hatta bize Uche’yi hatırlatmasını, iz bırakmasını umuyorum.

Fenerbahçe’de kadro iyice derinleşti. Orta sahada sağlam bir 6 numara eksiğimiz hala olmasına karşın, Fenerbahçe’nin kadrosu alternatifli olarak uzun lig maratonunu düşününce en iyi olarak gözüküyor. Tabii bu kadar geniş bir kadro varken, rotasyon yapılması şart. Ancak ne yazık ki rotasyon yapabileceğin takvimden, Avrupa’dan uzaksın. Rotasyon yapayım dedin mi, özellikle yabancılar kısıtlamadan dolayı 15 gün top oynayamayacaklar. O zaman da devamlılık problemleri konuşmaya başlarız ne yazık ki.

Unutmadan; Emre Belözoğlu’nun Newcastle United’da oynarken adının karıştığı ırkçılık olayının kahramanlarından biri Joseph Yobo. Hatta sarf ettiği ileri sürülen f****** n***** lafının muhatabı. Gerçi olayda Yobo birşey duymamış ancak takım arkadaşları Joleon Lescott ve Tim Howard, Emre’nin bu lafı söylediğini iddia etmişlerdi. Olayın ardından FA tarafından yürütülen soruşturmada Emre aklanmıştı. Hala bi sıkıntı varsa, idmanda çözerler artık…

Robinho Milan’da

2 sene önce yine böyle bir son dakika transferiyle rekor ücrete Manchester City’nin yolunu tutmuştu Robinho. İngiltere günleri beklediği geçmedi hatta bir ara memlekete dönerek Santos’ta kiralık olarak forma giydi.

Ağustos ayının başında Manchester’a geri dönünce takımdan ayrılmak istediğini söyledi. Zaten Mancini’nin planlarında da yoktu. Katalanlar Barcelona diye bastırırken İngiliz ve Türk medyası el ele verdi; hergün Robinho’nun kafasına sponsor şapkası takıp İstanbul’a yolladılar.

O dönemde ortaya atılan bonservis bedeli 20 milyon+16 milyon pounddu. Üzerinden günler geçti. Robinho o arada Türkiye’yi düşünmediğini açıkladı ve bugüne geldik. Ibra transferiyle gazı alan Milan 2 günde işi bitirerek Robinho’ya 4 yıllık imza attırdı. Ödedikleri bonservis ise 18+3 milyon pound.

San Siro sirki hayırlı olsun. Bu arada bir not; Serie A’nın ülkemizdeki yayın haklarını da Fox Tv aldı.

In Prekazi we trust

Prekazi’nin OFK Belgrad maçını yorumlarken önerdiği Jovanovic Galatasaray için İstanbul’a gelmiş. Şimdi ortada entersan bir durum var. Partizan’da 2 tane Jovanovic var. Biri defansif orta saha Branislav diğeri ise stoper ve sağ bek Marko ama Marko’nun aynı zamanda defansif orta saha olarak oynadığı da söyleniyor. Şimdi Prekazi’nin önerdiği hangisi benim kafa allak bullak. Ya da Prekazi’nin önerdiği adam mı geldi yoksa burada da mı bir yanlışlık var?

İmzalar atılınca kokusu çıkar diyeceğim ama ondan da emin değilim. Çünkü geldi demek imza atacak demek de değil. Bir Laurent Robert örneğini hatırlatırım.

Tamamen kapalı kutu. Eğer Prekazi’nin önerdiği doğru adamı getirdiysek;

In Prekazi we trust…

EDIT: GALATASARAY RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN AÇIKLAMA!!

Sirk

Ibrahimovic’i kadroya katan Milan hızını alamamış gözüküyor. Berlusconi yarın Robinho transferini açıklayabileceklerini söylemiş. Konuşulan ilk sezon kiralık sonrası satın alma opsiyonlu.

Ibra, Roni ve Pato’lu hücum hattı şimdiden heyecan uyandırırken bir de bunlara Robinho’nun katıldığını düşünemiyorum. 4’ü birden oynarsa takım savunması filan demeyin (haklısınız ama demeyin) hücum ederken olabilecekleri gözünüzün önüne getirin. Hea bir de kankalar Ronaldinho ve Robinho’nun Milano’da partileyeceği geceler var tabii.

Bu arada sirk demişken Ronaldinho ilk haftadan başlamış;

link: http://www.dailymotion.com/video/xemgu3_hd-ac-milan-v-lecce-ronaldinho-elas_sport