“Papermoon’da yemek yemişler; Fener ligde yatacak, kupada Beşiktaş yatacak. Anlaşmışlar.” diyenler…
“Beşiktaş’ın orta sahası çok üstün. Fener’i ezerler.” diyenler…
“Kartal yüzde yüz favori. Fener’in şansı sıfırda sıfır.” diyenler…
Size diyorum.
“Papermoon’da yemek yemişler; Fener ligde yatacak, kupada Beşiktaş yatacak. Anlaşmışlar.” diyenler…
“Beşiktaş’ın orta sahası çok üstün. Fener’i ezerler.” diyenler…
“Kartal yüzde yüz favori. Fener’in şansı sıfırda sıfır.” diyenler…
Size diyorum.
Şu an Febregas’la ilgili büyük soru işaretleri oluştu kafamda. Bu da Nakatagillerden mi yoksa?
Geçen hafta reserve takıma gönderildi ve artık hocası tarafından istenmiyor denilen Tugay, sezon sonunda futbolu bırakacağını açıklamış. İngiltere’deki reserve takım kavramını bilmeyen kişilere öğretmek lazım aslında bu işi. İngiltere’de sakatlık geçiren bir çok futbolcu maç kondisyonu kazanmak adına A takımdan önce reserve takımda da oynar. Buna birçok yıldız futbolcu da dahil.
Tugay seneler içinde kendini çok geliştirdi. Premier League’de yaklaşık 300 maçta forma giydi. Galatasaray’ın UEFA kupasını aldığı senenin Ocak ayında Glasgow Rangers’a transfer olarak başlayan bu serüven şimdi Premier League’de sona eriyor. Tugay’ın o sezon Ali Sami Yen’deki Bologna maçında oyuna sonradan girip Signori‘yi topsuz alanda çıldırtan hareketlerini unutamam. Maçı bırakıp dakikalarca onları izlemiştim. Ada’ya gidince böyle oyun dışı hareketlerinden vazgeçen ve müthiş yeteneği ile orta sahanın patronu nasıl olunur dersi veren Tugay’ı çok özleyeceğiz.
Geçtiğimiz günlerde bir İngiliz yazarın Tugay’la ilgili yazdığı yazıyı okumuştum. Sonunda aynen şöyle diyordu; “Bir futbolcunun attığı her gol mü güzel olur?” Hakkaten ne vuruyor be 20-25 metreden…
Bu arada Facebook’ta futbolu bırakmasın diye gruplar kuran Blackburn taraftarlarının Tugay için bestelediği şarkıyı da buradan dinleyebilirsiniz.
Uğur Boral’ın dün yaptığı açıklamaların durumu nedir?
”Bu yıl bizim sorunumuz doku uyuşmazlığıydı. Hocamızla kopukluklar oldu, oyuncular birbirleriyle kopuktular. Herkes geçen yılki başarının aynısını bu forma ve armayla yakalayabileceğini düşündü. Belki geçen yılki başarının bize yeteceğini düşündük. Rakibin Fenerbahçe armasına karşı ezileceğini, böylece rakibe üstünlük sağlayacağımızı düşündük. Bunlar üst üste bindi, had safhaya ulaştı. Sakatlıklar oldu. Bunlar bahane değil tabii ki. İlk saydığım nedenler bizi etkiledi. Geçen senenin biraz gölgesinde kaldık. Geçen yılki başarıyı bu formayla, armayla hiçbir şey yapmadan, yüreğimizi sahaya koymadan tekrar yakalayabileceğimizi düşündük, ama yanıldık. Bence sorun buydu.”
Futbolculara seneye Aragones kesin gidiyor diye haber mi geldi de bu kadar rahat açıklamalar yapılabiliyor? Ya da Uğur Avrupa’dan gelen teklifleri mi değerlendirecek seneye?
Bayern ve Juve sezon sonunda Arda için Galatasaray’a 11 milyon euro teklif etmeye hazırlanıyormuş. Arsenal, Manchester City, Tottenham ve Genoa da takiptelermiş. Haberde en ilgimi çeken kısım ise Arda’nın açıklamaları;
“İstanbul’da doğdum ve hayatım boyunca Galatasaray taraftarı oldum. Vestel Manisa’daki kiralık dönemim dışında başka hiç bir renkte forma giymedim. Hayalim kariyerimi bu forma altında, kolumda kaptanlık pazu bandı ile tamamlamak. Galatasaray’dan sadece, kulübüm “git” derse ayrılırım.”
Her maç son nefesine kadar mücadele eden çok sevdiğim Arda gitmeli ve Türkiye’yi Avrupa’da temsil etmeli… Zaten Adnan Polat‘ın her futbolcu için değeri verilirse satılabilir mantığında olduğunu biliyorum ve bu mantığa katılıyorum.
Geçtiğimiz sezonlarda Tuncay ve Aurelio gibi kilit isimleri bedelsiz olarak kaybeden Fenerbahçe, bu sefer aynı hataya düşmemiş. Son maçta sahaya kaptan olarak çıkan Selçuk Şahin ile seneliği 1 milyon euro olmak üzere 2+1 yıllık sözleşme konusunda anlaşma sağlanmış. İmza bugün, yarın atılacakmış.
Aziz başkan bu sefer affetmedi. Selçuk serbest kalsa kesin Avrupa’daki lejyonerlerimize katılırdı.
[metacafe]http://www.metacafe.com/watch/2749384/michael_owen_flies_a_helicopter_over_dubai/[/metacafe]
Takım küme düşüyor, gol atacağına Dubaili yatırım şirketlerinin promosyon videosunda oynuyorsun.
Doğuştan Beşiktaşlı Yusuf’a “Aynı çalımla en fazla kaç kişi geçilir?” diye, her hafta basit goller yediklerini söyleyen Rıza‘ya da “Daha önce bundan daha basit bir gol yediniz mi?” diye sormak isterim…
Edit: Rıza maç sonrası röportajında 25 kere basit kelimesini kullandı!
Sahada 8, sokakta 10 numara…