Hargreaves’in dizleri

3235109306_23a95c3237

İki dizinden birden geçirdiği operasyonlar nedeniyle bütün sezon formasından uzak kalan Manchester Unitedlı Owen Hargreaves’in sahalara geri dönüşü yine ertelenmiş. Temmuz’da takımla birlikte antremanlara başlaması beklenen Hargreaves’in ancak Ocak ayından itibaren formasına kavuşabileceği açıklanmış.

Manchester United bu yıl harika bir sezon geçirdi, Hargreaves’in yokluğunu pek hissetmedi ama Hargreaves sahada olsaydı takıma kesin artı bir katkısı olurdu. Bence Hargreaves muhteşem bir futbolcu. Bitmek bilmeyen bir enerji, nereye koysan oynar, ayağı düzgündür, mücadeleyi hiç bırakmaz. Hani derler ya “komple futbolcu”.

Hargreaves sağlıklıyken kendisinden hiç vazgeçmeyen Sir, önümüzdeki sezonun ilk 11’inde de Hargreaves’e yer vermeyi kesin planlamıştır. Ancak gelen bu tatsız haberle Sir Alex Ferguson’un planlarını yeniden gözden geçirmesi gerekecek. Scholes‘un da takımdan ayrılacağını düşünürsek ortanın ortasına yeni bir transfer gelebilir bu yaz ama Hargreaves gibi nereye koysan oynar mı onu bilemem.

Bu arada Hargreaves sakat olduğu dönemde bakın nasıl vakit geçiriyormuş…

62 milyon pound?

g06031

Kaka Milan’dan ayrılmayacağım diyor ama Galliani Madrid’de transferi görüşüyor. 62 milyon pound nasıl bir paradır ya? Gerçi Milan Kaka’yı satarsa taraftardan tepki alır ama 62 milyon pounda yaşlı kadrosunu revize edip geleceğini de kurtarabilir.

Ne dersiniz Kaka Madrid’e gider mi? Ya da Milan Kaka’yı satmalı mı?

Manchester City şaşırttı

picture-14

Arap sermayesinin eline geçtikten sonra şaçma sapan rakamlara kalburüstü adamları transfer eden Manchester City, dün sonuçlandırdığı ve resmi sitede de açıkladığı Gareth Barry transferiyle beni oldukça şaşırttı.

Geçen sezon Liverpool’un peşinden çok koştuğu, transferin son gününe kadar kadrosuna katmak için herşeyi yaptığı Barry, 12 milyon pound karşılığında Manchester kulübünün oldu. Barry’in alacağı haftalık 100.000 poundluk maaş ise birçok kulüpte alamayacağı kadar yüksek. Eee tabii burada da Arap sermayesi devreye giriyor ve “neyse parası veririz” diyor. Barry iyi oyuncu ama 12 milyon pound bonservis ve haftalık 100.000 pound maaş değerinde mi tartışılır. Kulübümün parayla ilgili bir problemi yoksa ben de Barry’i kadromda görmek isterim açıkçası.

28 yaşındaki Barry, Aston Villa formasıyla 12 sene içinde yaklaşık 400 maç yaptı. Bugüne kadar 29 defa milli olan başarılı orta saha, İngiltere’nin bu hafta Kazakistan’a karşı oynayacağı hazırlık maçı için Capello tarafından İngiltere milli takım aday kadrosuna çağrıldı.

Manchester City’nin bu yaz transferinin en hareketli kulüplerinden biri olacağını biliyoruz. Açıkcası düne kadar saçma sapan adamları alırlar diyordum ama Barry transferi kafamı karıştırdı. Değerinden fazla verecekler belki ama yine de iyi futbolcular alacaklar sanki. Bakalım göreceğiz belki de Barry transferi sadece bir tesadüftü. Sıradaki isimler Eto’o ve Tevez gibi gözüküyor bu arada.

Riera Rus sevgilisiyle evlenmiş

201755

Liverpool’un İspanyol sol kanat oyuncusu Riera, 8 yıldır birlikte olduğu Rus sevgilisi Yulia Korolyova’yla evlenmiş. 2001 yazında Mallorca’da tanışan çiftin Alejandra Riera-Korolyova adında 9 aylık bebekleri var.

Rusça bilen arkadaşlar varsa çift hakkında daha detaylı bilgiyi buradan alabilirler.

Simon Kuper on İniesta

2845526259_ec19a71b7d

Dünya’nın en önemli spor yazarlarından “Football Against The Enemy” isimli kitabın yazarı Simon Kuper, Financial Times’daki köşesine İniesta hakkında nefis bir yazı yazmış. Yazı biraz uzun ve Türkçe’ye çevirince o güzel anlatım dilini kaybedebilir diye hiç dokunmadan paylaşmak istedim.

Barcelona’s Iniesta shows why technique trumps tenacity

It rarely happens, but sometimes a footballer stops to savour the moment. On Wednesday night Andres Iniesta was 25 years old, in Rome, at his peak, and part of a Barcelona team that was passing rings around Manchester United. This was as good as it gets. So for a second during yet another attack he just rolled the ball around under his foot, as if tickling its belly. In Rome, Iniesta showed his sport the way forward. Iniesta, his teammate Xavi and Barcelona’s coach Josep Guardiola possibly don’t share much DNA, but in football terms they are brothers. The first brother, Guardiola, emerged 20 years ago as the definitive Barca playmaker: effectively the side’s quarterback, who launched almost every attack with a perfect pass. The second brother, little Xavi, was better. Finally, almost a decade ago, a tiny white-faced teenager showed up at Barca’s training. Guardiola studied Iniesta for a bit, turned to Xavi, and said: “You’ve seen that? You’ll push me towards the exit, but that guy will send us both into retirement.” It took a while. In 2006, when Barcelona last won the Champions League, Iniesta appeared only as a substitute. But inside the club, everyone knew he was coming. Last year I asked Barcelona’s then coach Frank Rijkaard to name the player with the perfect personality for top-class football. Rijkaard hummed and hawed, but finally, in triumph, shouted out the right answer: “Andres – Andres Iniesta! He’s always there in training, always tries, and is just a wonderful footballer.” Iniesta’s magical year began in Vienna last June. In the final of Euro 2008, his Spanish team passed rings around Germany. Vienna prefigured Rome. Both times, Iniesta, Xavi and their buddies seemed to be playing piggy-in-the-middle against Europe’s second-best team. Germany and United chased ball in the heat. It wasn’t fair. Barcelona have to play like that. “Without the ball we are a horrible team,” says Guardiola. “So we need the ball.” Barca are too little – perhaps the shortest great team since the 1950s – to win the ball by tackling. The unofficial minimum height for top-class football is about 5’8”, and Xavi, Iniesta and Lionel Messi are below it. The minimum for central defenders is about 6’0”, and Carles Puyol is below that. So Barca defend either by closing off space through perfect positioning, or by keeping the ball. Johan Cruijff, Dutch father of the Barcelona style, teaches: “If we have the ball, they can’t score.” Modern football is supposed to be manlier. Managers talk about “heart”, “grit” and “bottle” and kilometres covered. What Iniesta showed in Rome is that these are secondary virtues. Football is a dance in space. When everyone is charging around closing the gaps, you need the technique of Iniesta to find tiny openings. In Rome, he barely mislaid a pass. Sometimes he’d float past United players, his yellow boots barely marking the grass. Occasionally he hit little lobs, a sign that he knew this was his night. We know how good United are. That’s the measure of how good Barca were in Rome. In games at this level, some very respected players get found out. It happened to United’s Ji-Sung Park and Michael Carrick, but also to Wayne Rooney. Excellent with his right foot, he is helpless with his left. Barcelona covered his one foot. When it was over, Barca’s players celebrated with their fans behind the goal; but as we looked from players to fans and back again, it was impossible to say which was which. Iniesta is a Barca fan. On Wednesday he was one of seven starting players raised in Barcelona’s academy, the Masía. Had he popped into the VIP buffet elsewhere in the Stadio Olimpico, he’d have seen a portent. Eusebio, Portugal’s star of the 1960s, was hanging around alone in a blazer. Every few seconds, someone would come up to hug him, or just express awe, and Eusebio would smile. He must do this 100 times a week. A year ago, you couldn’t have imagined Iniesta in old age receiving such honours. You can now. In Rome Rooney called him “the best player in the world at the moment”. Iniesta’s next target: the world cup 2010.

Na Shledanou Pavel

picture-1

Son bir hafta içinde dedikodular çıkmıştı, ben de heyecenlanmıştım “Nedved devam edecek” diye ama kendisi dün “Zamanı geldi mi bırakacaksın” diyerek son noktayı koymuş.

Dün Lazio ile oynanan ligin son maçında da hem takım arkadaşlarıyla hem de taraftarlarla vedalaşmış Pavel Nedved.