Çeyrek finalistler #1

juventus-v-chelsea-essien-009

Şampiyonlar liginin ilk 4 çeyrek finalisti dün gece oynanan maçlarla belli oldu.

Liverpool, Anfield’ı Real Madrid’e dar etti. Maçın 1. dakikasından itibaren beklenenin aksine oyunu Real kalesine yıktı. Bu tip maçlarda genelde temkinli oynamayı tercih eden Rafa Benitez beni de şaşırttı açıkcası. İlk maçta aldıkları 1-0’lık galibiyetten sonra bu maçta da Real’e 4 atarak, daha önce Anfied’a gelmemiş olan Juande Ramos‘a güzel bir tanıtım yaptılar. Real’de ayakta kalan iki isim Ocak ayında kadroya kattıkları Lassana Diarra ve cok daha büyük bir farkı önleyen kaleci Casillas’dı. Liverpool takım olarak çok iyiydi ancak kaptan Gerrard oynayınca bir başka oluyor bu takım. Her ne kadar erken gelen gol ve üstüne hakemin verdiği hatalı penaltı kararı olsa da, Madrid’in dün gece kazanma şansı hiç yoktu.

Bir diğer İngiliz takımı Chelsea ise Delle Alpi’de girdiği pozisyonları affetmeyerek 2-2’lik skorla Londra’ya turla döndü. Maçın büyük kısmı Juve’nin kontrolü altında geçti. İtalyanlar ilk yarıyı tam önde kapadık derken 45. dakikada gelen golle soyunma odasına tatsız gittiler. İkinci yarıda 10 kişi kalmalarına rağmen 2. golü de bulan ve ümitlenen Juve’nin hayallerini 82. dakikada Drogba yıktı. Yazık oldu Juve’ye, beğeniyorum oynadıkları futbolu ama Hiddink Chelsea’ye yaramış ne yalan söyleyeyim. Bu maçtan aklımda kalanlar; müthiş Juve taraftarı, Del Piero’nun klas ötesi penaltısı, Essien’in golle geri dönüşü ve en etkileyici olanı, sezon sonu futbolu bırakacağını açıklayan Nedved’in 10. dakikada sakatlık nedeniyle oyundan çıkarken gözlerinin dolu dolu dolması…

Hani madara olmak diye bir laf vardır. Bayern Münich karşısında 2 maçta toplam 12 gol yiyen Sporting Lisbon için söylenebilecek tek laf bu olsa gerek. Zamanında Avrupa’ya gidip dağılan Türk takımlarına benzediler. Gerçi rekor 8-0’la hala Beşiktaş’ta ama olsun. Bayern, Ribery ve Toni gibi en etkili isimlerini riske etmeden Allianz Arena‘da Sporting’e güle oynaya 7 gol attı. Önümüzdeki sezon Köln’e geri dönecek olan Podolski’nin erken gelen 2 golü, farklı galibiyetin habercisi oldu. 2 maçta 12 gol yiyen bir takım için söylenecek çok fazla şey var ama nereden başlasam bilemedim. Merak ettiğim bir şey var. Eğer Sporting bu deplasmana gelmeseydi hükmen hangi skorla mağlup sayılacaklardı?

Şampiyonlar liginin sürpriz ekiplerinin mücadelesinde ise Villarreal Atina’dan galibiyetle çıkarak beni oldukça şaşırttı. Panathinaikos yenilmeyecek bir takım değil ama daha önce de söylediğim gibi kendi sahasında taraftarları ile çok etkili olabiliyorlar. Skor 1-1 olduğunda ”bu maçın penaltılara kadar yolu var” diye düşünürken Nihat’ın yerine oyuna giren Llorente İspanyollara turu getirdi. Bu turdan sonra Villarreal’in işi çok zor, çeyrek finaldeki rakipler ile aralarında siklet farkı olduğu çok açık…

Rövanş zamanı #1

785574_biglandscape

Şampiyonlar ligi 2. tur rövanş maçlarından 4 tanesi bu akşam sahne alıyor.

Liverpool ilk maçta 1-0 yendiği Real Madrid’i Anfield‘da ağırlıyor. Real Madrid maç öncesi oldukça ümitli ancak bu tip maçları çok iyi kilitleyen Rafa Benitez, bu maçta da aynı şeyi yapacak bence. Topa sahip olup, bol bol pas yaparak riske girmeden sıkıcı bir futbol bekliyorum Liverpool’dan. Real’de oyunu değiştirebilecek, bir şeyler yaratabilecek tek oyuncu Robben. O da tek başına ne kadar etkili olabilir bilemiyorum. Liverpool bu maçı 0-0’a kilitler, hatta son dakikalarda kontradan bir tane gol de sıkıştırabilir ve turu geçer gibime geliyor.

Bir diğer İngiliz temsilcisi Chelsea ise, Londra’da 1-0 yendiği Juventus ile Torino’da karşılaşıyor. Hiddink geldiğinden beri işler iyi gidiyor Chelsea’da. Anelka ve Drogba iyi bir ikili oluşturdu ancak bu maçta Anelka sakatlığı nedeniyle yok. Juventus ise haftasonunda aldığı derbi galibiyeti ile morallendi ancak Sissoko‘nun sakatlığıyla sarsıldı. Bu maçta orta sahada Sissoko gibi mücadeleci bir futbolcuyu çok arayacakları kesin. Bu maçta iki takımdan da temkinli bir futbol bekliyorum. Juventus’un 1 gol bulması ve işin penaltılara kadar gitmesi yüksek ihtimal bence.

Şampiyonlar liginin 2 sürpriz ekibi Panathinaikos ile Villarreal ise 1-1’in rövanşında Atina’da karşılaşıyor. İlk maçta aldığı avantajlı skor ve saha, seyirci avantajı ile Yunanlılar favori. 1 Şubat’tan beri yenilmeyen Villarreal, bu maçta erken gol bulabilmek için bütün silahlarını kullanacak. Gönlüm Nihatlı Villarreal’den yana ama Panathinaikos evinde yenilmesi çok zor bir ekip. Taraftar desteğini çok iyi kullanıyorlar. Bol gol görürüz ve turu Yunanlılar geçer gibime geliyor.

Gecenin en anlamsız maçında, Bayern deplasmanda 5 attığı Sporting Lisbon ile Allianz Arena‘da karşılaşıyor. Lisbon bu deplasmana gelmese bile olurmuş yani. Şampiyonlar ligi 2. turunda kendi sahanda 5 yemek çok acı olsa gerek. Herneyse, Klinsmann bu maçta fazla şans vermediği isimlere ilk 11’de yer verir büyük olasılıkla. 2-3 tane de Münih’de atıp, Portekiz temsilcisini evlerine yollarlar.

Nazar değdi

sissoko

Bu sezon gösterdiği performans ile en beğendiğim futbolcuydu Sissoko… Her maç Patrick Vieira‘nın gençlik yıllarını hatırlatıyordu bana. Daha dün çok yakın bir arkadaşımla konuşuyorduk, bu adamın kendini ne kadar geliştirdiğini Liverpool sonrası. Dün oynanan Torini derbisinde darbe aldığı sol ayağının ”metatarsal” kemiği kırılan Sissoko, sezonu kapatmış. Nazarımız değdi heralde…

Bir de Hoffenheimlı İbisevic‘in sakatlığına çok üzülmüştüm; 17 maçta 18 gol atıp, çapraz bağları kopmuştu Bosnalı forvetin. Sakatlanmasa Gerd Müller‘in rekorunu kırabilirdi belki…

Klasik…

lyon4

Dün akşamki Lyon – Barcelona maçında Juninho yine öyle bir frikik golü attı ki… Başkası vurmuş olsa orta yaptı gol oldu diyeceğim ama bu adam bunu hep yapıyor. Barcelona teknik direktörü Guardiola da maç sonunda ”kalede 7 tane kaleci olsa bile o top çıkmazdı” demiş.

[flv]http://img.footballove.com/video/juninho.flv[/flv]

Bu mudur yani?

picture-2

2 aylık aradan sonra dün akşam 1 gol bile göremedik. MourinhoFerguson kapışmasından 0-0 beraberlik çıktı. Oyunu gördükten sonra Mourinho golsüz eşitliğe sevinmiştir heralde. 90 dakika boyunca sahanın tüm hakimi kırmızı şeytanlardı. Her zamanki gibi takım olarak cok iyilerdi. Kafamdaki tek soru işareti deplasmanda tek forvet olarak Berbatov yerine daha hızlı Tevez ya da Rooney ile başlanamaz mıydı? İnter ise tam bir hayal kırıklığıydı. Zanetti, Cambiasso ve Julio Cesar dışındaki bütün futbolcular çok yorgun gözüktü. Mourinho’nun Muntari ve Adriano‘ya 75 dakika nasıl dayanabildiğini çözemedim. Bütün maç Manchester’ı ortadan delmeye çalıştılar, oyunu hiç kanatlara yayamadılar. Arada bir Maicon sağdan bindirdi ama ondan da tek başına cacık çıkmadı.

Dün akşamki maçı gördükten sonra Manchester’ın Old Trafford‘da İnter’i rahat geçeceğini düşünüyorum. İki takımın oyun anlayışı arasında dağlar kadar fark var. Hatta Manchester evinde sahaya çift forvet çıkar, 1. dakikadan itibaren akın akın gelir ve İnter’e Atalanta maçını hatırlatır. Bu arada dün akşamki maçın yıldızı Cristiano Ronaldo seçilmiş Uefa tarafından ama bence maçın adamı tartışmasız İnter kalecisi Julio Cesar’dı.

Tabii ki dün akşam 2 aylık aradan sonra Ertem Şener de geri döndü  ve maç içinde ettiği laflarla yine beni benden aldı…

Ertem Şener’den seçmeler;

– Ronaldo frikik atmaya hazırlanıyor… ”Açtı bacaklarını geliyorrr!!” – ”Bu maçta kimsenin yeri belli değil, herkes her yerde oynuyor” nasıl yani? – Berbatov için yorumu… ”Rakibin sağından, solundan atıp içinden geçen bir futbolcu” – Ronaldo için yorumu… ”Bilekleri kadar zekası da kıvrak Portekizli” – Ronaldo sağ kanattan akıyor… ”Koşarken bacaklarını göremiyorum” kör müsün? – ”İnter’in pehlivanı Adrianooo” – Julio Cesar kurtarış yapıyor… ”Sezarın hakkı sezara, Julio Cesar’a”

Roberto Baggio

0102 NIGERIA V ITALY

Bu aksam hepimizin merakla bekledigi Italya – Brezilya maci var. Bu 2 ulkenin isimleri yan yana gectigi anda aklima direk Roberto Baggio geliyor. 1990’larin tartismasiz en efsane oyuncularindan biri olan Baggio’yu izleyerek buyumenin keyfini yasamis biri olarak kendimi cok sansli hissediyorum. O donem aldigim Baggio formalari hala dolabimdaki yerini korur. Hatta kucukken arkadaslarla top oynarken herkes bir futbolcu secerdi, ben hep Baggio olmak isterdim.

1993 yilinda hem Fifa yilin futbolcusu, hem de Avrupa yilin futbolcusu secilen Baggio, ulkesi adina 3 Dunya kupasinda gorev yapti ve hepsinde de gol atarak tarihe gecti. 1994 Dunya kupasi finalinde penalti kacirmasina ve Italya’nin kupayi Brezilya’ya kaybetmesine ragmen kupanin en iyi oyuncusu secilmisti. Fiorentina, Juventus, Milan, Inter, Bologna ve Brescia formalarini giyen efsane, altin yillarini 1990-1995 yillari arasinda Juventus’ta yasadi. 201 macta 116 gol atan Baggio’ya Torino’da insanlar adeta tapiyordu. Hatta anlatilanlara gore; trafikte Baggio’yu goren polisler butun trafigi durdurup Baggio’ya yol acarmis, o derece yani…

1995 yilinda Juventus ile yeni kontrat icin anlasamayan ve Juve yonetiminin “bizim genc Del Piero’muz var, sana ihtiyacimiz yok” demesinden sonra ezeli rakip Milan’a gitmesi Italya’da buyuk olay yaratmisti. Milan’da ve daha sonra oynadigi diger kuluplerde de hep cok sevilen ve 11’lerin degismez ismi olan Baggio 2004 yilinda Brescia formasiyla futbola son noktayi koydu. Futbolu biraktiktan sonra “A Goal in the Sky” isimli bir kitap yazan Roberto, futbol dunyasina bir daha donmeyecegini acikladi…

Video’yu izledim ve tuylerim diken diken oldu valla ne yalan soyleyeyim, o nasil bir ayak ici kullanmaktir be kardesim…

Del Piero vs Facebook

4del-piero_fk

Italyan futbolcu Del Piero, son donemlerin en populer internet sitesi Facebook’a dava acmak uzere. Kendi adina acilan cakma bir profil ile Nazi gruplarina uye yapildigini ve bu gruplari destekliyormus gibi gosterildigini ogrenen Juventus kaptani, kardesi Stefano ile beraber avukatlariyla gorusmeye baslamis. Del Piero’nun yakinlari tarafindan yapilan aciklamada Del Piero’nun Facebook’ta bir profili olmadigi ve hayati boyunca Nazi ideolojisini desteklemedigi soylenmis.

Juve Villa Munich

ranieri1

Almanya, Italya ve Ingiltere liglerinin lider takipcileri Ocak ayinin son maclarinda puanlari hediye edip, sampiyonluk yarisinda yara aldilar. Cuma gecesi Bayern Munich, Hamburg deplasmanindan cikamadi ve 1-0 maglup oldu. Cumartesi gunu ise Juventus kendi sahasinda Cagliari’ye surpriz sekilde 3-2 yenildi ve bir hafta icinde 6 puan kaybetmis oldu. Ingiltere’de ise, bu sezon iyi isler yapan ve ilk  4’u zorlayan Aston Villa kendi sahasinda Wigan ile yenisemedi. Arsenal’den hic bahsetmiyorum bile onlar zaten sampiyonluk potasinda yoklar. Wenger icin yine hayal kirikligi bir sezon daha. Manchester United Everton’i 1-0 yenerek bugunku Liverpool – Chelsea macini beklemeye basladi. Berabere kalmalari en islerine gelecek sonuc olur heralde. Bu arada unutmadan, Bundesliga’nin Sivasspor’u Hoffenheim, yeni stadinda oynadigi ilk mactan 2-0 galip ayrildi. En buyuk silahlari ve gol krali Ibisevic’in on capraz koptu ama yerine alinan Sanogo ilk macinda cakti golunu.

_45432874_hoffenheim-ground-416

Juve genc yetenek pesinde

South Korea U-17 World Cup Soccer

Juventus’un Arjantin’in Lanus takiminda oynayan 19 yasindaki genc yetenek Eduardo Salvio ile ilgilendigi soyleniyor. Oyun stili Lavezzi’ye benzetilen Salvio bu sezon 14 macta 4 gol atti. 2 sene once 17 yas alti Arjantin Milli takimi formasiyla Venezuela’ya karsi attigi 3 gol ile dikkatleri uzerine cekmis ve Inter, Sevilla, Napoli gibi takimlarinin takibine alinmisti.

Zenit’in Iaquinta icin yaptigi 10 milyon Euro’luk teklifi ciddi anlamda degerlendirmeyi dusunen Juventus’un transferin son gunlerinde neler yapacagi merak konusu.