FIFA Puskás 2011 “Yılın golü” adayları

http://www.youtube.com/watch?v=_85UBEgMI-A

FIFA’nın efsane Macar forvet Ferenc Puskas adına verdiği ve geçen sezon Hamit Altıntop’un Milli takım forması ile Kazakistan’a attığı golle kazandığı FIFA Puskas yılın en güzel golü ödülünün bu seneki adayları açıklandı.

Benjamin De Ceulaer , Giovani dos Santos, Julio Gómez, Zlatan Ibrahimović, Lisandro López, Lionel Messi, Neymar, Heather O’Reilly, Wayne Rooney ve Dejan Stanković’in attığı gollerin videosu yukarıda. 9 Ocak’ta sahibini bulacak ödül için oylama 5 Aralık’a kadar FIFA’nın resmi sitesinde devam ediyor.

Aday gollerin belirlenmesinde göz önünde bulundurulan kriterler ise şunlar;

– Estetik açıdan güzel olmalı. – Golün atıldığı maçın önemi ve şartları. – Golde rakip takımın hiç bir bariz hatası olmamalı. – Golü atan futbolcunun maç içinde Fair Play ruhuna uygun davranması.

Ben oy konusunda oldukça kararsızım. Neymar ve Rooney arasında kaldım ama Lisandro Lopez’in golü de dev. Sözü size bırakıyorum.

link: http://www.youtube.com/watch?v=_85UBEgMI-A

İngiliz futbol tarihinin en yüksek zararı

2008 yılında Sheikh Mansour bin Zayed al-Nahyan tarafından satın alınan Manchester City dün yıllık zararını açıkladı; tam 197 milyon pound. Bundan önceki rekor 2005 yılında 141 milyon pound ile Roman Abramovich’in Chelsea’sindeydi.

City’nin yaptığı astronomik transferleri zaten biliyoruz, A takımdaki futbolculara yıllık ödenen toplam maaş da 174 milyon pound. Tabii bu rakamlar Arap abimizin umrunda mı? Hiç zannetmiyorum. Allah tamamına erdirsin 200 milyona yuvarlaman dileğiyle…

Şu UEFA’nın finansal fair play geyiği de bir devreye girsin bakalım kimlere neler oluyor gerçekten merak ediyorum.

Bu arada hazır söz Manchester City’den açılmışken geçen gün rastladığım bir video aşağıda. Bundan sonra iç saha maçlarının devre arasında taraftarlara yeni oyun var. Hedef topu Jaguar’ın bagajına sokmak. Başarana anahtarları veriyorlar mı bilmem.

link: http://www.youtube.com/watch?v=w-NKXddmg7A

Higuain’e özel jet

Messi ve Higuain; ikisi de salı günü Milli maç için Bogota’daydı. Maçların ardından geri dönüş yolculuğu başladı.

Messi Bogota-Miami, Miami-Madrid ve Madrid-Barcelona yaparak yorucu bir yolculuk sonrası kulübüne ulaştı. Higuain ise Real Madrid kulübünün gönderdiği özel jetle direk Bogota-Madrid uçtu ve tabii ki Messi’ye oranla daha az yorucu bir yolculuk yaptı.

Higuain’e buradan tesüflerimi iletiyorum. İnsan Milli takım arkadaşına gel seni gideceğin yere atayım der…

İşin şakası bir yana Mourinho geldiği günden beri bu konuya çok dikkat ediyor. Milli maçların ardından oyuncularının en kısa zamanda kulübe ulaşmaları için elinden geleni yapıyor.

Hayal kırıklığı

Bayram tatili diyerek memleketi bir süre bırakıp okyanus ötesine gitmişiz. Saat farkıyla öğlen 2’ye gelen Milli maçı nasıl izleriz diye günler öncesinden planlar yapmışız. Bilgisayarı televizyona bağlamak için kabloları hazır etmişiz. İnternet üzerinden maçı nasıl izleriz diye yeni üyelikler almışız ve gün gelip 11 Kasım Cuma’yı göstermiş.

Tam takım, bir umut önümüzdeki yazı keyifli geçirme hayalleriyle ülkeden kilometrelerce uzakta Türkiye-Hırvatistan maçı için ekranın başına geçmisiz.

Daha kim nerede oynuyor çözememişken solda oynadığını henüz farketmediğimiz ve ince(!) çalımlarıyla bizi dumur eden Corluka’nın yarattığı golle bütün havamız uçup gidiverdi. Hadi daha erken herşey olur derken süzülerek kalemize giren topla ise hem 2-0 olup hayallerimiz uçuverdi hem de bu dakikadan sonrasından bahsetmek bu yazı için anlamsız hale geldi.

Gazla çalışan bir takımken sistemimiz yok, sistem kurmaya çalışırken gazımız yok. Futbolcusuna küfreden Milli takım taraftarımız ise tam gaz. Haklı protestoyu kaldıramayan taraftara gider yapan futbolcumuz tam gaz. Sınırda olduğunu bilerek taa Hırvatistan’a gitme zahmetinde bulunmamak için aptalca ve bilerek sarı kart gören futbolcumuz tam gaz.

Futbolda her türlü sonuç var ama yarın bizi güldürecek sonuç yok. Keşke olsa ben yanılsam. Mucizeler için biraz olsun umut olur. Kimde var? Milli takım hocasının olmayan tazminat rakamları haliyle turu getirecek skorlardan daha çok konuşuluyor. Haksız bir tartışma konusu da değil tabii.

Gerçi tur için umudumuz olsa ne olur? Şu ortamda bu kafayla hiç bir halt olmaz. Herkes hatayı başkasında aradığı sürece, şapkasını önüne koyup düşünmediği sürece hayal kırıklığı olmaya devam ederiz. Zaten bundan sonrası için de bizi bekleyen yine aynı ve ders almamaya alıştığımız sorular var;

Yerli hoca mı yabancı hoca mı? Milli maçlar İstanbul dışında mı oynanmalı? Kadro seçiminde bazı isimlere yol verilip yeni isimlere şans mı verilmeli?

Anlayacığınız temcit pilavı. Geçiniz. Önümüzdeki maçlara bakacağız.

Bu arada biz geri döndük;) Toparlanmak biraz yavaş yavaş olacak ama…

Barcelona’nın Arsenal’e kazandırdıkları

Fabregas’ın transferiyle gerilen Barcelona-Arsenal ilişkisinin öncesine bir bakış atalım. Fabregas transferiyle 34 milyon euroyu net ceplerine koyuyor İngilizler. Tabii bir de işin bonusları var.

Daha önceki senelerde ise Barcelona yine Arsenal’in en iyi alıcısıydı. Real’e transfer olan Figo’dan gelen parayla toplam 55 milyon euroya Petit ve Marc Overmars’ı transfer etmişlerdi. Daha sonra ise Henry için 24 milyon euro boservis bedeli ödendi. Bedava gelen tek isim Gio Van Bronckhorst ancak beraberinde gelen 15 milyon euroluk Hleb de kazıkların en büyüklerinden.

Yani son olarak Fabregas transferiyle beraber toplamda Barcelona’nın Arsenal’e kazandırdığı para 128 milyon euro. Bu miktarda 2000 yılından beri futbolcu satışından toplam 310 milyon euro kazanan Arsenal için %41’i oluşturuyor.