Salvio geliyor kim gidiyor?

Atletico Madrid uzun zamandır peşinde olduğu Lanus’un 20 yaşındaki forveti Eduardo Salvio’nun işini 8 milyon euroya bitirdi. Kendisini çok fazla izlemediği belirterek Agüero tipinde, 2. forvet rolünde etkili ve gelecek vaad eden bir futbolcu olduğunu söyleyebilirim. 2 defa da Arjantin Milli takım forması giydiğini de ekleyeyim.

Bu transferle beraber Liverpool ile flört eden Maxi Rodriguez‘in veya Chelsea ile adı sık sık yan yana yazılan Agüero’nun kulüpten ayrılması muhtemel. Bizim tercihimiz tabii ki Agüero’nun Londra’ya gitmesi olur. Şubat ayında Servet-Zan ikilisinin Forlan-Agüero ikilisinin karşısında bellerinin kırılma oranını yarı yarıya indirmek adına çok kritik. Atletico’nun bu ara gidişi de çok dengesiz. Aynı hafta içinde bi’ 3 yiyiyorlar, bi’ 4 atıyorlar… Bizim maça kadar daha çok sular akar ama bakalım bize ne tarafları denk gelecek? Tabii o dönemde biz ne durumda olacağız o da ayrı bir konu.

Bu arada La Liga’dan bir transfer daha. Şili’li forvet Humberto Suazo sezon sonu satın alma opsiyonuyla Real Zaragoza’ya kiralık gitti. Bizim basın büyüklere yazacak yeni malzeme bulsunlar. Kaç defa kimle yazdılar saymaya kalksan ömür yetmez…

Hafta İçi Tv’de Futbol

12 Ocak Salı

17.30 Manisaspor – İstanbul Belediye (TRT 1) 18.00 Mısır – Nijerya (EUROSPORT) 20.30 Beşiktaş – Kasımpaşa (TRT 1) 20.30 Mozambik – Benin (EUROSPORT)

13 Ocak Çarşamba

17.30 Bursaspor – Tarsus İdman Yurdu (TRT 1) 18.00 Kamerun – Gabon (EUROSPORT) 20.30 Fenerbahçe – Tokatspor (TRT 1) 20.30 Zambia – Tunus (EUROSPORT) 21.45 Liverpool – Reading (NTVSPOR)

14 Ocak Perşembe

18.00 Mali – Cezayir (EUROSPORT) 20.30 Angola – Malawi (EUROSPORT) 20.30 Ankaragücü – Trabzonspor (TRT 1) 22.00 Lazio – Palermo (NTVSPOR) 22.00 Blackburn – Aston Villa (KANAL A)

Üç Boyutlu (3D) Dünya Kupası

Geçtiğimiz aylar içerisinde Sony’nin FIFA ile yaptığı anlaşma sonucu 2010 Dünya Kupası’nın bazı maçlarının 7 şehirde (Berlin, Londra, Mexico City, Paris, Rio De Janeiro, Roma, ve Sidney) halka açık olarak üç boyutlu olarak yayınlanacağı duyurulmuştu. Şimdi ise ESPN, bu yaz bütün bu maçları yeni açacakları ESPN 3D kanalından yayınlayacağını duyurdu.

Sevin, sevmeyin 2010 3D’nin yılı olacak. Sony ve Panasonic ciddi şekilde bu teknolojinin arkasındalar ve bu teknolojiyi evlerimize sokabilmek için büyük uğraş veriyorlar. HD Ready, Full HD derken, şimdi sırada 3D Ready televizyonlar var. HDMI spesifikasyonunun 1.4‘e genişletilmesiyle birlikte Blu-Ray diskler ile üç boyutlu filmler de evimize gelecek. Tahminim Avatar‘ın Blu-Ray’de çıkması ve üç boyutlu oyunların piyasaya sürülmesiyle bu iş patlar. PS3’ünüz varsa bir güncellemeyle işiniz tamam olacak ama TV’nin değişmesi lazım. Şimdiden biriktirmeye başlayın.

Eğer Avatar’ı görüp bayılanlardansanız–ben hastasıyım–, size şimdiden üç boyutlu futbolun muhteşem ötesi olacağına garanti veririm. HD yayınlarda film ve dizilere oranla, belgeseller ve canlı spor karşılaşmaları çok daha wow! dedirtiyor insana. Aynısının 3D’de de olacağına, hatta daha bile etkili olacağına hiç şüphe yok.

Peki ülkemizde ne olur? 2010 Dünya Kupası’nın yayın hakları TRT’nin elinde. TRT 2009 sonunda HD yayına geçecekti ama son takvime baktığımda 2010 yılındaydık. Genel olarak TRT’nin bilimum spor yayınlarındaki kalitesi yerlerde sürünürken, bu yaz 3D’yi geçtim doğru düzgün HD yayın olması için dua edelim. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Europa Ligi maçları ülkemizde daha bu sezon HD yayınlanmaya başlamışken, biz ancak 2014 Dünya Kupası’nı üç boyutlu olarak seyrederiz.

Hafta Sonu Tv’de Futbol

2 Ocak Cumartesi

17.00 Middlesbrough – Manchester City (NTVSPOR) – FA Cup 19.15 Reading – Liverpool (NTVSPOR) – FA Cup 21.00 Barcelona – Villarreal (NTV) 23.00 Atletico Madrid – Sevilla (NTVSPOR)

3 Ocak Pazar

14.30 Celtic – Rangers (FUTBOL SMART) 15.00 Manchester United – Leeds United (NTVSPOR) – FA Cup 18.00 Zaragoza – Deportivo (NTV) 18.15 West Ham – Arsenal (NTVSPOR) – FA Cup 20.00 Mallorca – Athletic Bilbao (NTVSPOR) 22.00 Osasuna – Real Madrid (NTV)

*Pazar gününe kadar yokum.  Herkese şimdiden mutlu ve sağlıklı seneler. Umarım 2010 herkes için 2009’dan daha iyi bir sene olur…

Semih’e ilginç ceza

Fenerbahçe’nin Altay ile oynadığı kupa mücadelesinde hakeme sportmenlik dışı davranışta bulunduğu küfür ettiği için Semih’e iki maç ceza verilmiş.

İyi güzel de, hakemin kırmızı kart göstermediği pozisyonda sonradan gözlemci kararıyla bu tarz cezalar verilebiliyor muydu? Hatırladığınız örneği var mı? Verilmiyorsa artık başlayacaklar ve bu karar ibret-i alem-i semih mi oluyor şimdi?

Vay be Recoba

Inter’de Hakan Şükür’le yan yana oynadığı dönemde tanımıştım bu bencil arkadaşı. Bencildi filan ama sevmiştim de. Topu alır uzar giderdi, solla oturttu mu affetmezdi. Performansının ortası yoktu. Ya sahanın en iyisi olurdu ya da en kötüsü. Pas verse yüzde yüz gol olacak pozisyonda pas vermez golü kaçırır sonra gider olmayacak bi’ gol atardı.

Hiç bi’ zaman takım oyuncusu olamadı Uruguaylı. Hep kendine oynadı. Inter’den sonra İtalya’da bir süre daha kaldı. Kiralık olarak Venezia ve Torino formalarını giydi. Daha sonra bizim komşunun yolunu tuttu. Panionios’a transfer oldu. Geçen sezon oynadığı 19 maçta 4 gol attı. Son olarak orada da sözleşmesini fesh eden Recoba; ‘artık eve dönme zamanı geldi’ dedi ve Uruguay temsilcisi Danubio’ya transfer oldu.

Yokuş aşağı giden bir kariyer hikayesi. Hakan Şükür’ün ahı tuttu heralde. Hakan paso kafayla Recoba’ya top indirirdi ama Recoba suratına bile bakmazdı çok Şükür’ün…

Hughes gitti, Mancini geldi

Sezon başından beri diyorum bu iş Mark Hughes’la olmaz diye. Araplar da sonunda anladı olmayacağını ve dünkü 4-3’lük Sunderland galibiyetine rağmen Hughes’u kapının önüne koydular. Yerine getirdikleri isim ise Roberto Mancini. Capello, Ancelotti derken İngiliz futboluna bir İtalyan daha geldi. Bu iki isim İngiltere’de iyi işler yapıyor ama Mancini’den pek emin değilim.

Tamam Hughes’u yollamak doğru karar ama Mancini ondan daha mı iyi? Bence değil…