Ramires&Rafinha&Bruno Alves

Avrupa transfer piyasasında çok sükseli olmasa da güzel transferler oluyor. Son 1 haftada ilgimi çeken 3 isim var. Benfica’dan Chelsea’ye giden Ramires, Schalke’den Genoa’ya giden Rafinha ve Porto’dan Zenit’e giden Bruno Alves.

Ramires ile başlayalım. Geçen sene Konfederasyon Kupasında Brezilya formasıyla gördüğümüzde kim bu adam derken Benfica’nın kaptığını öğrenmiştik. Tam bir işçi. Uzun zamandır da Avrupa’nın büyüklerinin takibindeydi. Chelsea somut girişimde bulundu Ramires de gitmek istediğini açıkladı ve transfer gerçekleşti. Chelsea’nin Benfica’ya ödeyeceği bonservis 21 milyon euro. Portekiz’den Avrupa’ya kapağı atan bir başka isim.

Zenit’in kadrosuna kattığı Bruno Alves’in bonservisi ise tam 22 milyon euro. Porto yine buldu pişirdi sattı. Yerine yenisini de bulurlar problem yok. Bruno Alves’in Zenit seçimi tamamen duygusal(!) olsa da Spalletti faktörü de vardır. Zenit dün tur atlayarak Şampiyonlar Ligi için son elemeye kaldı. Para da var transferin devamı da gelir. Gruptan çıkar piyasalarını yaparlar.

Rafinha’nın Schalke’den Genoa’ya transferini değerlendirmektense komple Genoa’ya bir bakmak lazım aslında. Toni’yi bonservis bedelsiz aldılar. Forvet hattı müthiş. Toni, Palacio, Acquafresca ve genç Aleksic. Orta sahaya Hoffenheim’dan kiralık Arjantinli genç yetenek Zuculini geldi. Defansta Criscito, Bocchetti ve Dainelli gibi kaliteli isimler var. Bu sezon Serie A’nın ilk 4’ünü zorlayacak bir ekip oldular. Rafinha’da senelerdir gitti gidecek sonunda gitti. Bonservis bedeli 8 milyon euro. Artık Genoa’da sağdan bindirecek.

Premier League’de formaya en çok yazdırılan isim Torres

BBC’nin haberine göre geçen sezon taraftarlar tarafından forma arkasına en çok yazdırılan isim Fernando Torres olmuş. İkinci sırada yine Liverpool’dan; bu sefer kaptan Gerrard var. Üçüncü sırada ise geçen sezon Premier League’in en formda oyuncusu diyebileceğimiz Rooney.

İlk 3’ün ardından 9. sırada Carragher’ı görmek enteresan geldi. Anlaşılan Liverpool taraftarı formayı aldı mı arkasına ismi çakıyo’…

1. Torres 2. Gerrard 3. Rooney 4. Fabregas 5. Arshavin 6. Lampard 7. Drogba 8. Owen 9. Carragher 10. Tevez

Hastalık devam; Galatasaray:2 OFK Belgrad:2

Sezon başı takım hazır değil diyeceğim ama şu Belgrad denen takımla 11 tane Belgrad orman piknikçisi halı saha yapsa kafa kafaya oynardı.

Zar zor Arda’nın yırtınmasıyla 2 gol atıyorsun sonra 2 duran top 2 gol. Hastalık aynen devam… Senin duran topun oluyor kullanan isim yine Sabri hala Sabri… O Sabri’nin saç baş yoldurttuğu sağ kanada bir de bal yapmayan arı Serdar geliyor. İlaç ilaç! Ara ara Barış’ın oralara bulaşmasına girmiyorum bile…

Ayhan-Sarp desen bir yere kadar. Sarp istekli ama malzeme bu. Ayhan koşan adamın arkasına top atmaya bayılıyor. Servet savruk savruk yola devam. Balta da bir umursamaz tavırlar. Daha sonra yeniler Pino, Kewell ve Cana giriyor ama onlar da belli ki antremansız…

Tüm bunlara rağmen şu Belgrad denen takımı adınla armanla yeneceksin o ayrı..

Sezonun ilk resmi maçı Sami Yen’de uyarı niteliğinde olsun diyelim. Sarp, Barış ve Ayhan’ın yerine Elano, Cana ve muhtemel transfer gelecek diyelim. İyi niyetli Batdal’ın yerine Baros, bal yapmayan arı Serdar’ın yerine Kewell-Pino rotasyonu olacak diyelim. Bir daha ki sefere rakip kim olursa olsun daha ciddiye alacağız(!) diyelim.

Daha sezon başlamadan kafayı yemeyelim!

Menezes’in davetsiz misafirleri

Brezilya’nın yeni hocası basın toplantısında yeni görevi hakkında konuşurken ilk tebrik edenler Roberto Carlos, Şişmanaldo ve Dentinho oluyor.

Bu arada Brezilya’nın başında ilk sınavını 10 Ağustos’ta Amerika karşısında verecek olan Menezes’in kadro seçimi de enteresan olmuş. Anlaşılan yeni isimlere şans vermek ve test etmek istiyor;

Kaleciler: Jefferson (Botafogo), Renan(Avaí), Victor (Grêmio)

Defans: Henrique (Racing Santander), Rafael (Manchester United), Rever (Atlético Mineiro), Thiago Silva (Milan), David Luiz (Benfica), André Santos (Fenerbahçe), Daniel Alves (Barcelona), Marcelo (Real Madrid)

Orta Saha: Ederson (Lyon), Carlos Eduardo (Hoffenheim), Ganso (Santos), Hernanes (São Paulo), Lucas (Liverpool),  Ramires (Benfica), Sandro (Internacional), Jucilei (Corinthians)

Forvet: Diego Tardelli (Atlético Mineiro), Neymar (Santos), Robinho (Santos), Pato (Milan), André (Santos)

link: http://www.dailymotion.com/video/xe5ukz_mano-menezes-agrees-to-lead-brazil_sport

Vefa

Bu futbol ve vefa kelimelerini yan yana en çok kullanan biz Türkleriz heralde. Özellikle de Galatasaray denildi mi direk vefasız tokadı yapıştırılır. Peki neden yapıştırılır?

2000 senesinde UEFA kupasını kazanan kadrodaki oyuncuların yaşları ilerleyince kulüp tarafından modern futbola ayak uydurmak, takımdaki yaş ortalamasını düşürmek adına 33 yaşından sonra ya jübile önerilmiştir ya da hala oynayacağım diyorsanız kendinize kulüp bulun denilmiştir. Ama bunlar denildiği için Galatasaray direk vefasız olmuştur.

Vefasız olmamak için ne yapmak lazımdı peki? Hakan Ünsal, Arif Erdem, Hasan Şaş ve Ergün Pembe gibi isimler 40 yaşına kadar oynayıp paralarını mı alacaklardı? Hakan Şükür’ü bu isimlerden ayrı tutuyorum. Karakterini sevmem ama adam 38’ine kadar sanki 18’likmiş gibi çalıştı da çalıştı. Gerçi o da 38’inden sonra saçmaladı da neyse… Ünsal ve Arif Avrupa’ya gitti çocuklar mutsuz denildi geri aldık. Ee al sana vefa ama hatırlayan yok! Ergün 34’üne kadar oynadı artık zamanı geldi bırak denildi yok dedi ben daha oynarım. Gördük Gaziantep kariyerini. Aynı şey Hakan Ünsal ve Rize günleri içinde geçerli…

Nereden geldim bu eski vefa konularına derseniz tabii ki Real Madrid’den ayrılan Guti ve Raul sayesinde. Dünya’nın en büyük kulüplerinden biri olan Real de vefasızmış meğer… İki kaptanı da iki günde paketlediler. Ama olay başka. Futbola bir yere kadar duygusal bakıyor adamlar. Olması gerektiği gibi.

Raul ve Guti’ye ne dediler? Ne istiyorsanız onu yapın ama daha fazla forma giyme şansınız yok bu takımda. Herşey için teşekkürler ya jübile ya da güle güle. Onlar ne dedi?

Zamanı geldi ayrılmamız gerek. Vefa mı? Konu futbolsa hakkaten semt adı.

Guti Hazretleri Beşiktaş’ta

Hani deniyor ya; “bu sene Beşiktaş maçlarını izlemeye sadece Beşiktaşlılar değil tüm futbolseverler gidecek”. Evet bugün itibariyle bu lafa ben de katılıyorum. Quaresma filan benim için hikayeydi. Evet iyi transferdi ama sadece onun için İnönü’ye gitmezdim.

Fikrimi değiştiren isim Guti’dir. Quaresma’dan daha sadedir. Topla dans etmez ama araya bir top atar beni benden alır. Yaş maş hikaye büyük transfer. Guti hazretleri bu. Özel hayat filan atıp tutarız ama severiz…

Beşiktaş’a hayırlı olsun.

Bknz. Daha taze araya atmış misal…