Yok artik!

viagra

Gremio takiminin saglik ekibi, Copa Libertadores kupasinda Kolombiyali ve Bolivyali rakipler ile oynanacak maclardan once futbolculara Viagra vereceklermis. Bunun nedeni ise, yuksek rakim nedeniyle futbolcularin oksijen azligi cekicek olmasi ve Viagra’nin da kandaki oksijen miktarini arttiriyor olmasiymis. Viagra’nin yasakli doping maddelerinin arasinda bulunmadigini ve futbolcularin performanslarini arttiracagini dusunuyorlarmis. Ne diyeyim aman dikkat, seytan doldurur…

Bunu da gördük: FB kaptanı Emre Belözoğlu

fbkaptaniemre

Nereden nereye… Tokatspor – Fenerbahçe Fortısss Türkiye Kupası maçının 60. dakikasında, o ana kadar sanırım Tokatlı olduğu için bir jest sonucu sahaya kaptan olarak çıkan Uğur Boral oyundan çıkarken kaptanlık bandını Emre Belözoğlu’na taktı. Sahada Gökhan, Lugano, Deivid dururken ne alaka?

Fatih Akyel’den sonra varan iki.

Edit: Yaklaşık 18 dakika sonra yerini ve bandını Deniz Barış’a bıraktı.

Genc Ispanyol; Daniel Aquino

aquino

Ispanya 2.liginde mucadele eden Murcia takiminin 18 yasindaki sol ayakli futbolcusu Daniel Aquino, bu yaz Real Madrid, Valencia, Barcelona gibi kuluplerin ilgisini cekmisti. Ancak babasi da eski bir futbolcu olan Aquino kendisini biraz daha gelistirmeden transfer olmak istemedigi aciklayip, bu sene de kulubunde kalmisti. Bu sezon La Liga’ya cikma mucadelesi veren Murcia takiminin ilk 11’in vazgecilmezi olan Aquino, sol acik ve forvet arkasinda gorev yapabiliyor. Ispanya U17 ve U19 takimlarinda defalarca forma giyen Aquino’yu bu yaz kapmak icin buyuk kapisma yasanabilir aklinizin bir kosesinde bulunsun.

Oyna artik!!

linderoth

Futbol kariyeri boyunca sakatlik yuzunden sadece 3 mac ust uste oynamamazlik eden Tobias Linderoth, Galatasaray’a geldigi gunden beri, tam 1,5 senedir sakatliklardan kurtulamiyordu. Gectigimiz gunlerde yapilan aciklamalarda, Linderoth’un Altay maci ile sahalara donecegi aciklandi. Saglikli ve formda bir Linderoth’un Galatasaray’a cok sey katacagina inaniyorum. Hadi artik ozledik seni…

Maradona by Kusturica

maradonabykusturica

Az önce bu harika filmi seyrettim ve koşa koşa size anlatmaya geldim.

Maradona’yı bildiğimiz futbol tanrısı dışında bir aile babası, kokain bağımlılığı ile cebelleşmiş bir tanrı ve anti-kapitalist politik görüşlerini söylemekten çekinmeyen bir lider olarak görmek için kaçırılmaz bir fırsat.

Emir Kusturica ve Diego Armando Maradona gibi iki egosu yüksek karakterin arkadaşlıkları ve hayata bakış açılarının kesiştiği noktaları da harika biçimde gözler önüne seriyor. Hatta daha da ileri giderek, Amerika ve İngiltere’nin başı çektiği kapitalist düzen tarafından ezilmiş iki ülkenin, Nietzsche’nin Dionysos’unun modern örnekleri diyebileceğimiz iki çocuğunun yollarının kesişmesinin hikayesi diyebiliriz. Gerçi Maradona’nın yanında Kusturica biraz zayıf kalıyor ama… Özellikle Kusturica’nın dış ses kullanarak anlattıkları gereğinden fazlaca edebi kaçmış.

Filmdeki bazı sahneler müthiş etkileyici.. Maradona’nın içtenliğini, deliliğini, müthiş yeteneğini, yıldızlığını ve aslında senin benim gibi insanlığını o kadar güzel anlatıyor ki. Mesela aşağıya eklediğim video. Arjantinli sanatçı El Potro Rodrigo’nun Maradona için yazdığı La Mano De Dios adlı şarkıyı, bir barda Maradona’nın kalkıp söylediği sahne. Oturduğum yerden ayağa fırlayıp Maradona, Maradona ve Oleee, ole, ole, ole, Diegooo, Diegooo diye zıplayarak eşlik etmekten kendimi alıkoyamadım.

Eğer gerçekten futbola bizim kadar aşıksanız bu filmi kesinlikle izlemelisiniz. Rahatça bulabilmeniz için bir kopya da vereyim: Maradona.By.Kusturica.2008.DVDRip.XviD-VoMiT

[flv width=”500″ height=”308″]http://img.footballove.com/video/Maradona%20singing%20La%20Mano%20De%20Dios.flv[/flv]

Arsenal’de Inler sesleri

ITALIEN FUSSBALL

Kaptan Fabregas’in 4 ay sahalardan uzak kalacaginin aciklanmasinin ardindan Arsenal’in Udinese’de oynayan Turk asilli Isvicre’li futbolcusu Gokhan Inler ile ilgilendigi iddia edildi. Ancak son oynanan Aston Villa – Arsenal macinda Fabregas’in yerine oynayan Diaby, oyle bir futbol oynadiki adeta transfere gerek yok mesaji verdi.

Derbi sonrasi

im9012

Dun gece Ali Sami Yen stadi uzun aradan sonra full cekmisti ve her ne kadar hakem macin sonucunu etkiledi denilse de sahada maci cok isteyen sari kirmizi formali futbolcular vardi. Dun geceki Delgado’nun kart olayina hic girmeyecegim cunku bu kart isteyip, sari kart gorme olayi bir tek bizim ulkemizde sacma sapan prim yapiyor. Maca baktigimiz zaman Galatasaray, kimilerinin 3’lu demesine ragmen bence 4’lu bir defans kurgusu ile sahaya cikti. Baris’in ofansif oyunu sevmesi nedeniyle sag kanatta cok bosluk verdi ancak Baris sahalara dondugunden beri takimi olumlu olarak cok etkiledi, cok savasiyor ve takimi devamli ileri itiyor. Ortada cift on libero, Ayhan ve Topal yine kusursuzdu. Sol kanatta her zamanki mucadelesi ile Arda yine buyuk keyif verdi. Sadece ofansif degil, defansta kaptigi toplar unutulmamali. Bu sezonun en formda oyuncusu Lincoln sag kanada yakin serbest oynayarak yine mest etti. Forvette ise Nonda ve Baros. Baros yaninda birisi oynayinca daha da etkili oluyor ve nitekim hat-trick yaparak bunu kanitladi. Nonda biraz tutuk gozuktu ama yine de cok alan bosaltti ve cok top sakladi. Bu galibiyet ile Galatasaray ilk yariyi buyuk moralle kapadi ve yeni yilda islerin cok daha iyi olacaginin sinyallerini verdi. Besiktas ise, hala aklimin almadigi 3-5-2 formatiyla sahaya cikti. Dunya uzerinde bu formasyon ile oynayan baska bir ust duzey kulup varsa lutfen bana soyleyin ben de bileyim. Defansta Zapo, Gokhan ve Toraman resmen birbirlerine carparak oynuyor. Kanatlarda Ekrem ve Seric cok etkisiz, sahada varlar mi yoklar mi belli degil. Ortada Cisse zaten ofansta hic yok, Delgado zaten 55 dakika sahada kalabildi. Son haftalarda takimin en formda oyuncusu Nobre beklenenin aksine cok etkisizdi. Besiktas’ta sahada bir seyler yapmaya calisan 2 isim vardi. Bunlardan biri Tello; muthis bir sol ayagi var, attigi her pas ve her orta tehlikeli oluyor. Bir diger isim ise Holosko; attigi deparlar ile Galatasaray defansinin dengesini bozdu ve muhtesem bir gol atti. Eger Besiktas 2009 yilinda da bu sistem ile oynamaya devam ederse isleri cok zor. Suan ligde 6. durumdalar ve uzerilerinde yer alan hic bir takimi yenemediler, bence uzerine dusunulmesi gereken bir konu…

Lo hice solo una vez…

848473933uno

Kadi ya Njano başlıklı yazımda değindiğim konunun bir örneğini daha gördük bu akşam: Delgado’nun ikinci sarı kartını gördüğü pozisyon.

Vücut dilinden o kadar belliydi ki Delgado’nun ne demek istediği hakem Cüneyt Çakır’a. Kendisine faul yapan futbolcuya sarı kart istemek için yapmadı o sweetest taboo sarı kart isteme hareketini. Ben bi kere faul yaptım, bana şak diye çaktın kartı tadında birşeyler söylüyordu ki, Cüneyt Çakır ne dediğini anlamadığı için sadece el hareketini görüp, evet şak diye bir kere daha çaktı kartı. Context Davranışa anlam kazandıran içinde vuku bulduğu şartların hiçbir önemi olmadı yine. 

Bir sarı kart isteme hareketine takıldı kaldı Türk futbolu ve bir kere daha taş gibi derbi olurken 55. dakikada bitti maç.