Dün akşam yaşananlar hakikaten enteresandı. Haftalar önce “ben şampiyon olamıyorsam kim olursa olsun ben en azından ikinci olmalıyım” diyordum. Son haftalara girmeden o ikincilik şansı da yitirdik hatta içerde Antalya’ya mağlup olarak üçüncülüğü de riske soktuk.
Ancak Bursa sağolsun son maçta Beşiktaş’ı yenerek hem kendi şampiyonluğunu kutladı hem de Ankara’da bir mahalle takımından farksız sahaya çıkıp Gençlerbirliği’ne 2-1 yenilen Galatasaray’ı sezonu yine erken açmaktan kurtardı.
Tabii ki şampiyonluk mücadelesi söz konusu olunca ve Ankara’daki Galatasaray mahalle takımı modundayken canlı olarak Fenerbahçe-Trabzonspor maçını tercih ettik. Daha sonra geniş özetlerde izlediğim kadarıyla çoktan sezonu kapatmış bir takım vardı sahada. Yabancılar gitmiş, yerliler de tatilde hangi beldeyi tercih etsek diye düşüyorlardı. Yeni sezon öncesi takımda ciddi revizyon olacak. 11-12 futbolcu ile yollar ayrılacak. Yeni isimler gelecek. Önümüzdeki günlerde gelişmeler ve duyumlar geldikçe bunları hep birlikte değerlendiririz.
Yine bir son hafta faciası yaşayan Fenerbahçe’den bahsetmek gerekirse adamlar belki de sezonun en iyi topunu, en istekli futbolunu, en pozisyonlu maçını geçirdiler ama Şenol Güneş’in Trabzonspor ve Türk futboluna bu sezon kazandırdığı Onur’u geçemediler. Maçın 1-1 bitmesi gerçekten mucizedir. Burak’ın orta yapmak isteyerek attığı golü filan düşününce kısmet değilmiş diyorum. Maç sonu anonsu ise tam bir skandal. Kendini şampiyon sanıp sevinen Fener’liler şu an hangi duygular içindedir merak ediyorum.
Şampiyonluğu son haftaya kadar kovalayıp Türk futbolunda birşeylerin değişmesine yardımcı olacağını düşündüğüm Bursaspor’a ise tebrikler. Gün sizin gününüz. İstanbul Boğaz köprüsünün ışıklarını yeşil beyaz yaptınız!