Sen ne yalancı bi adamsın arkadaş!

2582152785_cb81a741cd

Volkan Demirel, “Şu anda gerçekten hayretler içindeyim. Neden ceza kuruluna sevk edildiğimi de tam olarak anlayabilmiş değilim. Ben Pazar günkü maçta hiçbir olayın içinde olmadım, bir kışkırtıcı harekette de bulunmadım. Bu nedenle şaşkınım” dedi. Volkan Demirel, basında yer alan ve altında Galatasaray seyircisine edep yerlerini işaret ettiği şeklinde yorumlar yazılan ve söylenen görüntülerle ilgili olarak ise, “Sanırım ceza kuruluna sevk edilmeme sebep olan da bu görüntüler. Ancak ben hiçbir zaman rakip takım seyircisini tahrik etmedim. Böyle bir düşünce içinde hiçbir zaman olmadım. Kasığımdan sakatlandığımı ve aylardır o bölgeden ağrı çektiğimi herkes biliyor. Tüm o olaylar yaşanırken benim bu şekilde bir tahrik yaptığım nasıl düşünülebilir. Eğer bu görüntüler nedeniyle ceza kuruluna sevk edildiysem, bu hem bana, hem de Takımıma büyük bir haksızlık. Ben, Milli maçlara da kasık ağrısıyla çıktım. Bunu Milli Takım doktorları da biliyor. Elimde MR’larım var. Hala o bölgeden aynı acıları yaşıyorum” diye konuştu.

Sütten çıkmış ak kaşık!

Renklere aşık olmak

237

Bundesliga 3’ün 9 puan farkla lideri F.C Union Berlin, önümüzdeki sezon Bundeliga 2’de mücadele etmeyi neredeyse garantiledi. Ancak Bundesliga 2’de mücadele edebilmeleri için stadlarının bazı standartlara uygun olması gerekiyor. Dünya’yı kasıp kavuran kriz malumunuz… Bu durumda Union Berlin taraftarları da takımlarının stadlarını kendileri yeniliyor.

Tam 500 taraftar sürekli çalışıyor ve herhangi bir maaş istemiyorlar. Bunun dışında bazı tatillerde ve haftasonlarında da diğer taraftarlar yardıma geliyorlar. Tabii ki herşey planlı, programlı ve sağlam yapılıyor. Kulüp maddi imkanlarını zorlayarak bir inşaat şirketiyle 15 milyon euroya anlaşmış. Yeni bir stad için yine de oldukça ucuz bir fiyat bence.

Maçlara gidip takımı desteklemekten, lisanslı ürün alıp kulübe maddi destek sağlamaktan, iyi günde, kötü günde takımının yanında olmaktan bile farklı bir boyutta renklere aşık olmak bu olsa gerek. Önümüzdeki sezon takımlarını kendi elleriyle yaptıkları stadda desteklemenin keyfi de bir ayrı olur.

Stadın yapımıyla ilgili daha fazla detayı ve fotoğrafı buradan görebilirsiniz.

Feeling İstanbullish

ap__0000000006138333

Bu maç öncesi yazısı taraflıdır baştan söyleyeyim. Liverpool bu akşam Chelsea‘yi Stamford Bridge‘de ya yenecek ya yenecek, başka yolu yok. İlk maçı 3-1 Chelsea kazandı. Çoğunluk Chelsea şimdiden yarı finalde diyor ancak Liverpool sürprizleri sever.

Rafa, dünkü basın toplantısında 2005 yılında İstanbul’da oynadıkları Şampiyonlar ligi finalindeki ruhla sahada savaşacaklarını söyledi. Hatırlarsanız, o maçta ilk yarı Milan 3-0 öndeydi. İkinci yarıda Liverpool skoru 3-3 yapıp, penaltılarla kupayı almıştı. Küçüklüğümden beri Liverpool’a karşı bir sempatim vardı, o maçı stadda İngilizlerle beraber izlerken bu sempati farklı bir boyut kazandı. O gün bugündür Liverpool’un yeri ayrı bende. Maçın devre arasında 3-0 yenik olmamıza rağmen “You will never walk alone” şarkısını söylediğimizi düşünürken bile hala tüylerim diken diken oluyor…

Neyse gelelim bugüne, Chelsea’de en önemli eksik, sarı kart cezalısı kaptan Terry. Onun yerine Alex oynayacak. Liverpool’da ise kaptan Gerrard hafif sakatlığına rağmen oynayacak. İlk maçta orta sahada eksikliği çok hissedilen Mascherano da takımdaki yerini alacak.

3-0 olsun temiz olsun. Hiddink‘in balı buraya kadar alacağız bu maçı!

Fikret Hoca

ff

Portekiz futbolunun en önemli isimlerinden Luis Figo hocalığa ilk adımı önümüzdeki sezon atmaya karar vermiş. Sportal.it adlı İtalyan internet sitesinin haberine göre; bu sezon sonu sözleşmesi sona eren ve yeni sözleşme imzalamayan Figo, gelecek sezon Mourinho‘nun yanında teknik direktörlük kariyerine başlayacakmış. Mourinho’nun asistanı olarak göreve başlamayı planlayan Figo’nun Milano‘daki günleri futbolcu olarak olmasa bile devam edecek gibi gözüküyor.

Figo’dan da acayip karizmatik bir teknik direktör olur heaa… Ama umarım Mourinho’nun yanında “üzüm üzüme baka baka kararır” olmaz.

Haftaiçi Tv’de Futbol

arsenalfan_e

14 Nisan Salı

21.45 Chelsea (3) – (1) Liverpool (STAR TV) 21.45 Bayern Münich (0) – (4) Barcelona (FUTBOL SMART)

15 Nisan Çarşamba

21.45 Porto (2) – (2) Manchester United (STAR TV) 21.45 Arsenal (1) – (1) Villarreal (FUTBOL SMART)

Kavga gürültü olmasa derbiden sonra aklımda ne mi kalırdı?

galatasaray-org

Güiza kötü futbolcu değil. Futbolu bilmeyen futbolcu. – Sabri‘yi beyin implantı yapmak üzere kobay olarak kullansınlar. – Maçı hakem değil, maç hakemi yönetti. – Yan hakemler ofsayt olayını hala çözememiş. – Emre bu kadar tepkiye rağmen iyi top oynadı. – Ümit Karan yarın futbolu bıraksın. – Lugano klinik vaka. – Her kullanacağı topta vakit geçiren Volkan, beraberliğin kendilerine yaramadığını bilmiyordu heralde. – Bu iş Bülent Korkmaz‘la olmayacak galiba. – Aragones‘le olmadığı zaten belli. – Roberto Carlos hem çok çakal hem de çok sempatik. – Selçuk tekme atarak direği kırsaydı, yedek kale var mıydı? – Taraftar bu yabancı madde atma olayının takıma zarar verdiğini hiçbir zaman anlayamayacak heralde. – Haftaya ÖnderYasinCan AratCarlos 4’lüsünü izlemek çok ilginç olacak. – Sivasspor ve Beşiktaş’a seneye Şampiyonlar liginde başarılar. – Lincoln mü? O hala tatilde…

BUNLARIN SADECE ADI büyük

b_eec066ef4e54a9c6e198ac540b512398

Dünya’nın en büyük derbilerinden biri diyoruz ama maç sonrası futbol adına konuşabilecek sadece 3-4 cümle var.

Maçın ilk yarısında Galatasaray 15-20 dakika birşeyler yapmaya çalıştı ama golü bulamadı. Aynı senaryonun tersi olsa Fener Galatasaray’ı 3’lük, 4’lük yapardı ilk yarı. 60. dakikadan sonra 2 takımda da kondisyon diye birşey kalmadı ve mahalle maçına döndü. 90+3’te de iki takım futbolcuları da baktı ayaklarıyla birşey yapamıyorlar, çeneler ve tokatlar konuşmaya başladı.

Olayların başlagıcı zaten ortada. Lugano maçtan sonra özür de dilemiş. Ondan sonrası malum… Arda ve Semih gibi Milli takımdan oda arkadaşı olan 2 futbolcu bile birbirlerini tokatlıyorlar, olayın nereye geldiğinin en güzel özeti.

Olaylar yaklaşık 10 dakika sonra sürüyor, kırmızı kartlar çıkıyor, hakem maçı bitiriyor ve daha sonra verilen demeçlerle başka bir savaş çıkıyor. Önce Volkan çıkıp saçmalıyor, Ayhan “Volkan yalancı” diyor, Arda “herkes haddini bilecek” diyor, Semih “Arda bana vurdu” diyor sanki kendi vurmamış gibi, sonra Volkan tekrar çıkıyor “Galatasaraylılar beni nereleriyle dinlediyse” diyor. Bu demeçlerin arasında bir de Uğur Boral var, en doğrusunu da o söylüyor “Dostluğumuz yalanmış…”

Milan-İnter, Boca-River ve Real Madrid-Atletico Madrid. Bunlar da Dünya’nın en büyük derbilerinden. Her maçta olaylar, kırmızı kartlar çıkabilir ancak bu saydığım takımlarda oynayan futbolcuların bizimkiler gibi demeçler verdiğini hatırlıyor musunuz? Ya da bundan sonra vereceklerini hayal edebiliyor musunuz? Olayı başlatan Uruguaylı Lugano bile özür diliyor, bizimkiler hala birbirine sallıyor. Sizler bir dahaki Milli Takım kampında birbirinizin suratına nasıl bakacaksınız? Beraber bu ülke için nasıl başarı kazanacaksınız?

Tüm Dünya futbolda aşama kaydediyor, farklı boyutlara ulaşıyor ama biz her geçen gün geriye gidiyoruz. Bu sezon UEFA kupası finalini bile bir Ukrayna takımı oynayacak, biz neredeyiz? Ukrayna’nın potansiyeli nedir? Bizden daha mı iyiler?

Durumumuz ve problemlerimiz sadece bu gece yaşananlardan ibaret değil. Tek suçlu bu geceki olayları yaşayan futbolcular değil. Herkes çıkıp birbirlerini suçlamaktansa oturup kendi hatalarının hesabını çıkarsın. Ama bu da olmaz çünkü yönetimler için birilerini suçlayarak taraftarlara sempatik gözükmek yeterli, hakemler için malzeme bu kadar demek yeterli ve Türkiye’nin en önemli derbisine gelme zahmeti bile göstermeyen federasyon içinse biz ne dersek o olur geçerli…