Yavaşşşş

“Kocaeli’nin Körfez ilçesinde, TFF. 2. Lig Yükselme Grubu ekiplerinden Körfez Belediyespor’un idmanında taraftarlar arasında kavga çıktı. Taraftarlardan biri tabancayla 3 kez ateş ettikten sonra kaçtı. Antrenman sırasında saha kenarında Körfez Belediyespor yönetimini eleştiren sözler söyleyen Y.Ö. ile bir grup taraftar arasında kavga çıktı. Çevredekilerin müdahalesiyle taraflar yatıştırıldı ve Y.Ö, spor kompleksinin dışına çıkarıldı. Bir süre sonra geri gelen Y.Ö. ile taraftar grubu yeniden tartıştı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine Y.Ö, kavga ettiği kişilerin ayaklarına doğru tabancayla 3 kez ateş ettikten sonra kaçtı. Polis ekipleri, kuru sıkı tabanca kullandığı öne sürülen şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı.”

İyice Teksas’a döndük hea…

Kimle konuşuyor bu herif ya?

Daha önce birkaç başka teknik direktörde de dikkatimi çekmişti bu mikrofon ve kulaklık olayı ama hep şu Hull City teknik direktörü Phil Brown’u görünce tekrar tekrar aklıma geliyor. Kiminle konuşuyor abi bu herif maç sırasında? Kimden taktik alıyor ya da kime laf anlatıyor?

Hull City taraftar forumlarına kadar araştırdık ama bir sonuca ulaşamadık. Gözünüzü seveyim bilen biri varsa aydınlatsın beni.

Fatih Terim, Arda Turan, Mehmet Topal ve Sevilla

Bir süredir İspanyol gazetelerinde bu 3 isim Sevilla ile anılıyor. Hatta Sevilla başkanı Jose Maria Del Nido‘nun Terim’e kafayı fena taktığı ve önümüzdeki sene Şampiyonlar liginde iddialı olmak adına Terim’i takımın başına geçirip oldukça cömert bir transfer bütçesiyle kaliteli bir kadro kurmayı hedeflediği konuşuluyor. Ancak bir İspanyol gazetesinin yaptığı “Terim Sevilla için doğru seçim olur mu?” anketinde %70’lik bir kısmın Fatih hocayı veto ettiğini de belirteyim.

Milli takım teknik direktörümüzün iki takım çalıştırma konusuna sıcak baktığını biliyoruz. Federasyon her ne kadar böyle bir şey mümkün değil dese de gelebilecek herhangi bir teklifle herşey değişebilir.

Benim asıl değinmek istediğim nokta Arda ve Topal’ın transferleri. Dün Vatan gazetesinde Tuna Kiremitçi’nin Arda için yazdıklarını okunudunuz mu bilmiyorum ama kendisine sonuna kadar katılıyorum. Sezon sonunda Sevilla mı olur kim olur bilmiyorum ama ikisinin de gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi gençler, iyi oynuyorlar, taraftar tarafından seviliyorlar, takım yenilse bile her maçtan sonra tribünlere çağırılıyorlar ancak Hasan Şaş da zamanında böyle değil miydi? Tamam belki bir Arda değildi ama tribünler onu da çok sevmez miydi?

Bugüne baktığımızda nasıl? Bu forma için yaptıkları unutulmuş havaalanında kafasına cep telefonu atılıyor. Boşverin siz Hasan Şaş olmayın, gidin Tugay Kerimoğlu olun 38 yaşına geldiğinizde Avrupalılar size de şarkılar bestelesin…

Hastasıyız Bülent Uygun’un

Sivas’ın sempatik ötesi teknik direktörü yenildikleri Gaziantepspor maçından sonra yine bomba gibi girişmiş sağa sola. Açıklamasındaki en dikkat çekici iki nokta şunlar;

“Geçen hafta Trabzonspor’la saat 4’te top oynadık, bugün de G.Antep’in sıcağında saat 3’te top oynuyoruz. Federasyon’dakilere soruyorum, bu nasıl bir zihniyet?”

“Merak etmeyin biz şampiyon olacağız. Şampiyon biziz, ikinci kim bilmiyorum.”

Kendisine sormak isterim, bütün sezon rakipler Sivas’ın soğuk havasında ve buzlu zemininde maç oynamadı mı? Sen de gideceksin Antep’in sıcağında seve seve oynayacaksın.

Sırf şu Bülent’in açıklamaları yüzünden Sivasspor her geçen gün tarafsız insanların desteğini kaybediyor. Aynen devam Bülent, Şampiyonlar ligindeki basın toplantılarını sabırsızlıkla bekliyorum. Yanlız bir ricam var senden. Sen de Fatih hocan gibi tercüman kullanma olur mu?