Irkçılık

oguchi_onyewu_still

Geçen hafta oynanan ve Belçika ligi şampiyonunu belirleyen Anderlecht – Standard Liege play off maçında Anderlechtli Van Damme Standardlı Oguchi Onyewu’ya saha içinde 3 kere “Pis maymun” demiş. Her seferinde Van Damme’ı hakeme şikayet eden Onyewu, hakem olayla ilgili bir şey yapmayınca sahayı terk etmek istemiş ancak takım arkadaşları tarafından ikna edilerek sahada tutulmuş.

Olayın üzerinden 1 hafta geçtikten sonra dün Onyewu’nun Van Damme’ı mahkemeye verdiği açıklanmış. Onyewu’nun avukatı Van Damme’ın alabileceği en büyük cezayı alması için ellerinden geleni yapacaklarını ve bunun herkese örnek olmasını sağlayacaklarını söylemiş.

Futbol sahalarında ırkçılık yapıldığını tribünlerden çıkarılan maymun sesleriyle duymuştuk ancak bir futbolcunun başka bir futbolcuya karşı böyle bir şey yaptığını ilk defa duyuyorum. Umarım Van Damme hem mahkemeden hem Fifa’dan hem de kulübünden çok ağır cezalar alır.

Madem geri getirecektin, 3 yıl önce niye kovdun?

2244460453_08e3e0a1f5-1

Aziz başkan 3 sene önce kovduğu Daum’u tekrar göreve getirmiş. Seçim vaadi olan 3 sene üst üste şampiyonluğa giden yol 3 sene öncesinden geçiyormuş meğerse. Koskoca Fenerbahçe döndü dolaştı yine Daum’a kaldı ya… Neyse hayırlı olsun.

Bu arada bunun Gazi süt ürünleriyle olan sponsorluk anlaşması devam ediyor mu? Ayar olurdum beyaz gömlek yakasındaki kırmızı Gazi yazısına.

Maldini Barcelona’ya?

472598252_cdc6d5db65_b

Şampiyonlar ligi kupasını kazandıktan sonra kupayı futbolu bıraktığını açıklayan Maldini’ye adayan Guardiola, dün yaptığı açıklamada Maldini’nin önümüzdeki sezon Barcelona teknik ekibinde yer almasından büyük mutluluk duyacağını söylemiş.

Maldini daha önce yaptığı açıklamalarda futbolu bıraktıktan sonra saha içerisinde yer almak istemediğini söylemişti ama bu kararını değiştirse bile Milan’ın efsaneyi bırakacağını hiç zannetmiyorum. Hele daha önce de yazdığım gibi Ancelotti’nin yerine Leonardo gelirse yanına kesin Maldini’yi de oturturlar.

Fenerbahçe antremanındaki denizciler

Fenerbahçe’nin bugünkü antremanını Heybeliada Deniz Lisesi öğrencileri ziyaret etmiş. Denizciler antreman sonrası futbolcularla fotoğraf çektirip, forma imzalatmışlar. Özellikle Güiza’nın fotoğrafa bayıldım, denizci şapkası pek yakışmış kendisine.

Güiza bir geminin dümenine geçse Josico ve Maldonado‘yu da miçoları yapsa, açılsalar engin denizlere ve hiç geri gelmeseler… İstemez misin Fenerbahçeli?

Fotoğraflar fenerbahce.org‘dan alıntıdır.

Man of the match

picture-120

Dün akşamki finalde maçın oyuncusu Xavi seçildi. Xavi gerçekten inanılmazdı bir oyuncu, Messi’ye yaptığı asist ve 90 dakika boyunca orta sahaya yaptığı patronluk alkışa değerdi. Bütün sezon oynadığı futbol ve her maç artan performansıyla bu sezon Barcelona’nın başarısında büyük rol oynadı.

Ancak benim için dün akşamki maçın yıldızı Barcelona’nın defans oyuncusu Pique’ydi. Bütün kademelerde ve bütün kritik kafa vuruşlarında Pique vardı. Bunlar yetmezmiş gibi topu oyuna sokuşu muhteşemdi. En geriden dikene o kadar güzel toplar attı ki her seferinde “vay vay vay, yine ne top attı be” dedirtti. Geçen sezon Manchester United formasıyla kupayı alan Pique, bu sezon da Barcelona ile Manchester United’ı yenerek kupayı kaldırdı. Karmaşık duygular içinde olsa gerek.

Tricampeones!

Kral kupası, La Liga derken Şampiyonlar ligi kupası da Katalunya’ya gitti. Barça, Roma‘da Manchester United‘ı 2-0 ile çok rahat geçti.

İlk 10 dakika hariç maçın mutlak hakimi Barcelona‘ydı. Manchester maçın başındaki Ronaldo’nun uzaktan şutları hariç doğru düzgün pozisyon bile bulamadı. Carrick, Park ve Anderson üçlüsü İniesta, Xavi ve Busquets karşısında ezildi. Puyol ve Pique inanılmazlardı. En zayıf halka olarak çekindiğimiz Silvinho zorlanmadı bile. Tekrar sölüyorum Manchester çok etkisizdi, tartışmasız sezonun en kötü futbolunu oynadılar. Tabii ki bunda Barcelona’nın pas manyaklığının katkısı çok büyük.

Manchester’ın en güçlü bölgesi denilen Vidic ve Ferdinand tandemi adeta çöktü. Hele bir pozisyonda Henry soldan öyle bir girdiki Ferdinand’ın beli fena kırıldı. Ferdinand maçtan sonra Bayern Münich’in doktoru Wohlfahrt‘tan randevu talebinde bile bulunmuş olabilir. Rooney ve Giggs adeta sahada yoktular. Sir, Berbatov ve Scholes hamlelerini çok geç yaptı. Özellikle aldığı her topu ezen Park’a 1 saat boyunca nasıl dayandı anlayamadım.

Gollere gelince; Eto’o hiç beklenmedik anda kişisel beceriyle müthiş bitirdi. Messi’nin golü futbol kitaplarında ders diye okutulur. “Xavi o nasıl bir orta? Messi o nasıl bir kafa?” diye sormak lazım.

Son lafım kendini Dünya’nın birinci, ikinci ve üçüncü en iyi futbolcusu sanan, mağlubiyeti içine sindiremeyince dirseklerini konuşturan çirkin Ronaldo‘ya; umarım Messi’nin birinciden de öte açık ara senden daha iyi olduğu anlamışındır. Messi’nin 2. goldeki vurduğu kafa varya…. Sevgilerle…