En pis sakatlik

silvestre_571709

Elbet her turlu sakatlik kotudur, ancak diz sakatligi ozellikle futbolcular icin bir baskadir. Ya eski formda gunlere geri donmek cok zor oluyor ya da ayni sakatlik bir sekilde nuksediyor. Su anda dizinden sakatlik yasayan futbolcular Gattuso, Van Nistelrooy ve Rosicky uzun zaman sahalardan uzak kalacak. Kendi ulkemizden zaten Ugur Ucar’i hepimiz biliyoruz. Ronaldo’nun dunyanin en iyi futbolcusuyken, bu lanet sakatlik yuzunden ne hallere geldigini bilmeyen yok. Diz sakatligi yuzunden 29 yasinda futbolu birakmak zorunda kalan efsane futbolcu Van Basten zaten son noktadir…

Hee diyeceksiniz nereden geldi durup dururken bu diz muabbeti? En sonuncusu tam 1 sene once olmak uzere futbol oynarken 2 dizde de baglari koparip, yirtip, diz kapagini zedeledikten sonra su anda Kartalkaya’da herkes kayak yaparken ben lobbyden disariya bakiyorum. En sevdigim sporlardan biri olan kayak yapmak bile yemiyor artik acikcasi…

Roberto Carlos’tan serbest vuruş dersi

robertocarlosfreekick

Uzaktan serbest vuruşların kralı Roberto Carlos’un uefa.com‘daki Training Ground bölümünde bir video dersi var. Son yıllarda açıkçası biraz paslansa da işin inceliklerini anlatıyor. Mesela topun sibobunun olduğu yere vururmuş hep, çünkü topun en sert yeri orasıymış. Topun neresine vurursan nasıl gideceğini, günümüzde kullanılan topların daha hafif olmasından dolayı oluşan farklar gibi güzel ipuçları veriyor. En iyi serbest vuruşçunun da David Beckham olduğunu, Real Madrid’deyken topun başında beraber durdukları için çok şanslı olduğunu söylüyor. Çünkü Becks’in topa vuruş tekniğini çok güzel buluyormuş ve hemen yanında olduğu için en güzel o izleyebiliyormuş.

Training Ground’da daha birçok yıldızdan ilginç dersler var. Mesela Nihat‘ın bekletmeden vuruşlar, Kaka‘nın öldürücü paslar, Deco‘nun ortalar, Adriano‘nun voleler, Quaresma‘nın Rabona hareketi hakkında dersleri var.

Cristiano Ronaldo Ferrari’si ile kaza yapmış

ronaldo2_1218437c

Bu sabah 10:20 sularında A538 üzerindeki uçak pistinin altından geçen tünelde, arkasında takım arkadaşı Van Der Sar da Bentley’si ile takip ederken duvara yapışmış fırlama oğlan. Bir Fast and Furious durumu var sanırım.

Herhangi bir yaralanma yok ve alkol testinden de geçmiş. Ordan doğru idmana.

Arda‘ya mı özendi nedir? Yok o dayak yemişti galiba.

Robben’in oynayasi gelmis…

r171049_642475

Dun aksam evde arkadaslarla Real Madrid – Villarreal macini izliyoruz. Muthis zevkli ve bol gollu bir mac olmasini bekliyorduk ancak gayet temposuz ve agir bir futbol vardi sahada. Ama sahada goze guzel gelen herseyi yapan tek bir futbolcu vardi o da Hollandali yildiz Arjen Robben’di. Sagdan, soldan muthis deparlar, calimlar, topuk paslari bize keyif verdi. Tam adami cekistirmeye basladik, cok iyi futbolcu, Chelsea’ye ilk gittiginde de acayip oynuyordu ama iyi de para aliyordu filan derken oyle bir gol atti ki agzimiz acik kaldi… Jenerik olur heralde??

Maradona by Kusturica

maradonabykusturica

Az önce bu harika filmi seyrettim ve koşa koşa size anlatmaya geldim.

Maradona’yı bildiğimiz futbol tanrısı dışında bir aile babası, kokain bağımlılığı ile cebelleşmiş bir tanrı ve anti-kapitalist politik görüşlerini söylemekten çekinmeyen bir lider olarak görmek için kaçırılmaz bir fırsat.

Emir Kusturica ve Diego Armando Maradona gibi iki egosu yüksek karakterin arkadaşlıkları ve hayata bakış açılarının kesiştiği noktaları da harika biçimde gözler önüne seriyor. Hatta daha da ileri giderek, Amerika ve İngiltere’nin başı çektiği kapitalist düzen tarafından ezilmiş iki ülkenin, Nietzsche’nin Dionysos’unun modern örnekleri diyebileceğimiz iki çocuğunun yollarının kesişmesinin hikayesi diyebiliriz. Gerçi Maradona’nın yanında Kusturica biraz zayıf kalıyor ama… Özellikle Kusturica’nın dış ses kullanarak anlattıkları gereğinden fazlaca edebi kaçmış.

Filmdeki bazı sahneler müthiş etkileyici.. Maradona’nın içtenliğini, deliliğini, müthiş yeteneğini, yıldızlığını ve aslında senin benim gibi insanlığını o kadar güzel anlatıyor ki. Mesela aşağıya eklediğim video. Arjantinli sanatçı El Potro Rodrigo’nun Maradona için yazdığı La Mano De Dios adlı şarkıyı, bir barda Maradona’nın kalkıp söylediği sahne. Oturduğum yerden ayağa fırlayıp Maradona, Maradona ve Oleee, ole, ole, ole, Diegooo, Diegooo diye zıplayarak eşlik etmekten kendimi alıkoyamadım.

Eğer gerçekten futbola bizim kadar aşıksanız bu filmi kesinlikle izlemelisiniz. Rahatça bulabilmeniz için bir kopya da vereyim: Maradona.By.Kusturica.2008.DVDRip.XviD-VoMiT

[flv width=”500″ height=”308″]http://img.footballove.com/video/Maradona%20singing%20La%20Mano%20De%20Dios.flv[/flv]

Yılın 11’i

yilin11i
büyütmek için resmin üstüne tıkla

Benim için 2008 yılının en iyi 11’dir bu. Kaleye Buffon’u koymak isterdim ama uzun süredir seyredemiyoruz ki kendisini. Sağda Maicon Inter’in en önemli adamlarından biri. Müthiş bir performans gösteriyor. Puyol defansın bel kemiği. Sağa sola ortaya nereye koysan oynar, hata yapmaz, bir de üstüne takımı ayağa kaldırır. Chiellini Juventus’un başarısının en önemli yapıtaşlarından biri. Solda ise Evra mı, Zhirkov mu diye çok düşündüm ama Euro 2008’de Zhirkov beni benden aldı.

Orta sahanın sağında şımarık piç Ronaldo. Sevseniz de sevmeseniz de pek itirazınız olacağını sanmıyorum. Xavi gibi adam ben görmedim. Yıllardır büyük keyifle izliyorum. Barcelona makinasının ana dişlisi. Gerard’a söze gerek var mı? Bu takımın dahi kaptanı. Tek başına takım. Solda Kaka, ama forvetlerin arkasına içe girerekten oynayacak, soldan Zhirkov akar durur zaten.

Messi herhalde dünyanın en iyisi. Marke eden etmeye çalışan düşünsün. Villa ise müthiş bir 2008 geçirdi. Barcelona 35 milyonluk bir teklif yapmış taze. 40 milyondan açarız kapıyı demişler..

Sizin 11’iniz nasıl olurdu? Buyrun yorumlardan yakın.

Ve Real Madrid transferlere basladi

article-0-02e0469b000005dc-581_468x329

Her yil yaptigi bomba transferler ile Dunya futbol piyasasini sarsan Real Madrid, ligin ilk yarisini Barcelona’nin 12 puan gerisinde 5. tamamladi. Hatirlayacaginiz gibi 2 hafta once teknik direktor Schuster’in gorevine son verip yerine Juan de Ramos’u getirmislerdi. Bu hafta icinde de takima 2 yeni isim katarak Ocak transfer doneminin renkli gececeginin sinyallerini verdiler. Yeni transferlerden biri Lassana Diarra, daha once Chelsea ve Portsmouth takimlarinda forma giyen genc futbolcu, defansif orta saha ve sag kanat olarak gorev yapabiliyor. Bence son zamanlarda yaptiklari en iyi transferlerden biri, yeni bir Makalele’ye kavusmus olabilirler. Bir diger isim ise Huntelaar, Ajax altyapisindan yetisen golcu futbolcu Real Madrid’e ne kadar yararli olur bilemem, ben biraz overrated buluyorum kendisini. Bakalim Ocak ayi icinde daha neler gorecegiz…