Valencia‘nın içinde bulunduğu mali kriz malumunuz. Haziran ayında ödenmesi gereken borç miktarı 75 milyon euro. Bu parayı ödemenin tek yolu da oyuncu satmak. Takımın en gözde ismi hiç kuşkusuz David Villa. Bu haftaiçinde Arapların sahip olduğu Manchester City ile Valencia görüşmüşler, ancak anlaşma sağlanamamış. David Villa ise yaptığı açıklamada, İspanya dışında bir ülkede oynamayacağını söylemiş. Valencia’dan sonra İspanya’da oynayacağı iki kulüp var. Ya Barça ya da Real Madrid. Eto’o ile hala sözleşme yenilemeyen ve sezon sonu sağlam bir forvet alacağına kesin gözüyle bakılan Barcelona’nın sezon sonu bu transferi bitireceğini düşünüyorum. Barça forması da David Villa’ya yakışır be…
Kategori: brexit
Road to Kadıköy
Galatasaraylı yöneticilerimiz son dakika golüyle elediğimiz Bordeaux maçından sonra Boğaz köprüsünü geçtik, Kadıköy‘e doğru ilerliyoruz demişlerdi. Galatasaray’ın bu sezon UEFA kupasında sonuna kadar gideceğine en çok inananlardan biri olarak, bu demecin erken verildiğini düşünüyorum. Önümüzde çok zor bir Hamburg maçı var, hani onu geçtik diyelim ardından çeyrek ve yarı final. Bana kalırsa Galatasarayımız daha gişelerde bekliyor.
Gelelim Hamburg maçına; bakmayın Hamburg’un son lig maçında Moenchengladbach gibi zayıf bir ekipten 4 gol yemesine. Her takımın şanssız ve kötü günleri olur. Galatasaray değil miydi, bundan 2 hafta önce Kocaelispor’dan Sami Yen’de 5 yiyen? Hamburg adına bu sezon benim aklımda kalan, lig maçında Bayern’i sürklase ederek yenmeleriydi. Hamburg’un en zayıf noktası defansın göbeği. Çok ağır bir defans yapısına sahipler. Guy Demel gibi önemli bir isim sakatlığı nedeniyle oynayamayacak. Defanslarının zayıf olduğu kadar, forvetleri de bir o kadar güçlü Almanların. Petric ve Olic gibi iki mükemmel sol ayağa sahipler. Özellikle Olic çok beğendiğim bir oyuncu, zaten önümüzdeki sezondan itibaren Bayern’de forma giyecek, imzayı attı bile. Çok hızlı ve çok ters. Tam Galatasaray defansının sevmediği cinsten. Youla bile bu defansı ne hale getirmişti hatırlıyorsunuzdur heralde… Orta sahalarındaki en önemli iki isim Piotr Trochowski ve David Jarolím. İkisinin de bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri var. Kanatta oynayan Trochowski sağdan ve soldan yaptığı hızlı bindirmeler ile çok etkili.
Bu maç öncesi Galatasaray’da ise en büyük problem; Servet, Emre Güngör ve Mehmet Topal’ın sakatlığının ardından Meira’nın da Zenit’e satılması. Bu durumda savunmanın göbeğinden yanlız kalan emektar savaşçı Emre Aşık’ın yanında büyük olasılıkla Hakan Balta oynayacak. Balta’nın boşalttığı sol beke ise Volkan Yaman geçecek. Bülent Korkmaz’ın Semih gibi bir genci Hamburg deplasmanında ilk kez sahaya sürme riskine gireceğini hiç sanmıyorum. Benim asıl korkum stoperde oynayacak olan Hakan Balta değil, sol bekte oynayacak olan Volkan Yaman. Orada çok ağır kalıyor. İleri çıktı mı geri gelemiyor, ters kademelere girmekte zorlanıyor. Hamburg gibi defansın arkasına derinlemesine oynayan bir takım karşısında ters kademeler çok önemli. Bu maçta arayacağımız bir diğer önemli isim ise sarı kart cezalısı Milan Baros. Hamburg gibi ağır defansı olan bir takıma karşı çok iş yapabilirdi. Ama olsun Arda, Kewell, Lincoln etkili gibi ayaklarımız var. Bu isimlerin bundan önceki UEFA maçlarında, özellikle de deplasmanlarda nasıl performans sergilediklerini hatırlıyoruz.
Açıkçasını söylemek gerekirse bu maçta gol yiyeceğimiz bir gerçek. İlk defa yan yana oynayacak bir dörtlü ile sahada olacağız. Ama gol yememiz kadar atmamız da bir o kadar olası. İlk maçta alacağımız gollü bir beraberlik ya da 2-1’lik, 3-2’lik bir yenilgi bile Sami Yen‘de bize turu getirir. Hamburg elenmeyecek bir takım değil, hadi geçelim şu boğaz köprüsünü artık!
Anfield’a hiç gelmemiş…
Bu akşam Liverpool ile karşılaşacak olan Real Madrid’in teknik direktörü Ramos, maç öncesi yaptığı basın toplantısında Anfield‘ı biraz aşşağılamış. Daha önce hiç Anfield’a gelmediğini ancak San Siro, Nou Camp veya Bernabeu‘dan daha etkili bir stad olmadığını söylemiş.
“I’ve got absolutely no fear of what lies ahead. With all the respect in the world for Liverpool and Rafa Benitez, I’ve been a coach at some of the great stadiums in the world, either in charge of the home side or with the opposition team.
“Coincidentally I never took Spurs to Anfield so it will be my first time on the bench there. But Anfield just isn’t a bigger deal than the Bernabeu, the San Siro or the Camp Nou – and I’ve seen all those before.”
Ramos, Anfield ne San Siro’ya ne Nou Camp’a ne de Bernabeu’ya benzer…
Rövanş zamanı #1
Şampiyonlar ligi 2. tur rövanş maçlarından 4 tanesi bu akşam sahne alıyor.
Liverpool ilk maçta 1-0 yendiği Real Madrid’i Anfield‘da ağırlıyor. Real Madrid maç öncesi oldukça ümitli ancak bu tip maçları çok iyi kilitleyen Rafa Benitez, bu maçta da aynı şeyi yapacak bence. Topa sahip olup, bol bol pas yaparak riske girmeden sıkıcı bir futbol bekliyorum Liverpool’dan. Real’de oyunu değiştirebilecek, bir şeyler yaratabilecek tek oyuncu Robben. O da tek başına ne kadar etkili olabilir bilemiyorum. Liverpool bu maçı 0-0’a kilitler, hatta son dakikalarda kontradan bir tane gol de sıkıştırabilir ve turu geçer gibime geliyor.
Bir diğer İngiliz temsilcisi Chelsea ise, Londra’da 1-0 yendiği Juventus ile Torino’da karşılaşıyor. Hiddink geldiğinden beri işler iyi gidiyor Chelsea’da. Anelka ve Drogba iyi bir ikili oluşturdu ancak bu maçta Anelka sakatlığı nedeniyle yok. Juventus ise haftasonunda aldığı derbi galibiyeti ile morallendi ancak Sissoko‘nun sakatlığıyla sarsıldı. Bu maçta orta sahada Sissoko gibi mücadeleci bir futbolcuyu çok arayacakları kesin. Bu maçta iki takımdan da temkinli bir futbol bekliyorum. Juventus’un 1 gol bulması ve işin penaltılara kadar gitmesi yüksek ihtimal bence.
Şampiyonlar liginin 2 sürpriz ekibi Panathinaikos ile Villarreal ise 1-1’in rövanşında Atina’da karşılaşıyor. İlk maçta aldığı avantajlı skor ve saha, seyirci avantajı ile Yunanlılar favori. 1 Şubat’tan beri yenilmeyen Villarreal, bu maçta erken gol bulabilmek için bütün silahlarını kullanacak. Gönlüm Nihatlı Villarreal’den yana ama Panathinaikos evinde yenilmesi çok zor bir ekip. Taraftar desteğini çok iyi kullanıyorlar. Bol gol görürüz ve turu Yunanlılar geçer gibime geliyor.
Gecenin en anlamsız maçında, Bayern deplasmanda 5 attığı Sporting Lisbon ile Allianz Arena‘da karşılaşıyor. Lisbon bu deplasmana gelmese bile olurmuş yani. Şampiyonlar ligi 2. turunda kendi sahanda 5 yemek çok acı olsa gerek. Herneyse, Klinsmann bu maçta fazla şans vermediği isimlere ilk 11’de yer verir büyük olasılıkla. 2-3 tane de Münih’de atıp, Portekiz temsilcisini evlerine yollarlar.
5 takım ve 3 puan
Bu hafta Sivasspor ve Trabzonspor’un puan kaybetmesinden sonra 1. Sivas ile 5. Galatasaray arasındaki puan farkı 3 oldu. Arada Fener, Beşiktaş ve Trabzon var. Uzun zamandan sonra bu kadar çok takımlı bir lig yarışı oluyor. Öyle bir sezon oluyor ki, kimin kimi nerede nasıl yeneceği hiç belli olmuyor. Galatasaray kendi evinde 5 yiyor, Trabzon 2 haftadır evinde kazanamıyor, Fener ve Beşiktaş yeniden kendine geliyor, Sivas liderliği sürdükçe geriliyor. Bu sezon her geçen gün daha da ilginç hale geliyor. Görmek istediğimiz hareketler bunlar…
Ligin bitmesine 11 maç kala bu 5 takımın fikstürlerine şöyle bir bakalım;
Ankaragücü(D), Beşiktaş, Denizlispor(D), Antalyaspor, Konyaspor(D), Trabzonspor, Gaziantepspor(D), İ.B. Belediye, Hacettepe(D), Gençlerbirliği, Galatasaray(D)
Gençlerbirliği, Sivasspor(D), Kayserispor, Kocaelispor(D), Bursaspor, Eskişehirspor(D), Fenerbahçe, Ankaraspor(D), Ankaragücü(D), Galatasaray, Denizlispor(D)
Galatasaray, Gaziantepspor(D), İ.B. Belediye, Hacettepe(D), Gençlerbirliği, Sivasspor(D), Kayserispor, Kocaelispor(D), Bursaspor, Eskişehirspor(D), Fenerbahçe
Kocaelispor, Bursaspor(D), Eskişehirspor, Galatasaray(D), Ankaraspor(D), Ankaragücü, Beşiktaş(D), Denizlispor, Antalyaspor(D), Konyaspor, Trabzonspor(D)
Trabzonspor(D), Eskişehirspor, Gaziantepspor(D), Fenerbahçe, İ.B. Belediye(D), Ankaraspor, Hacettepe(D), Ankaragücü, Gençlerbirliği, Beşiktaş(D), Sivasspor
4 yemem, 5 yemem, 6 yemem ama kırar geçerim!
Nazar değdi
Bu sezon gösterdiği performans ile en beğendiğim futbolcuydu Sissoko… Her maç Patrick Vieira‘nın gençlik yıllarını hatırlatıyordu bana. Daha dün çok yakın bir arkadaşımla konuşuyorduk, bu adamın kendini ne kadar geliştirdiğini Liverpool sonrası. Dün oynanan Torini derbisinde darbe aldığı sol ayağının ”metatarsal” kemiği kırılan Sissoko, sezonu kapatmış. Nazarımız değdi heralde…
Bir de Hoffenheimlı İbisevic‘in sakatlığına çok üzülmüştüm; 17 maçta 18 gol atıp, çapraz bağları kopmuştu Bosnalı forvetin. Sakatlanmasa Gerd Müller‘in rekorunu kırabilirdi belki…
Sabreden Beckham muradına erdi!
Reuters’in haberine göre Beckham 30 Haziran tarihine kadar Milan’da kalıyor. Bu tarihten sonra da LA Galaxy‘ye dönerek büyük ihtimalle playofflarda asıl takımına yardım edecek. Spice abla ve çocuklar Los Angeles’ta kalacaklarmış. Scientology senin, Hollywood benim…
Kurtuluş için büyük şans!
Yarın Bursa ile karşılaşacak olan Galatasaray’da NE YAZIK Kİ savunmanın sağında cezası nedeniyle Sabri oynayamayacak. Takımdaki sakatlıkları düşündüğümüz zaman Sabri’nin yerine şu anda oynayabilecek en ideal isim sezon başında son dakikada transfer edilen genç Serkan Kurtuluş. Barış’ı sağa çekip orta sahada Mehmet Güven oynatılabilir denilebilir ancak artık bu çocuğa bir şans vermek lazım diye düşünüyorum.
Umarım Serkan eski takımına karşı iyi bir performans sergiler ve formayı sırtından bir daha çıkarıp Sabri’ye vermez. Yarınki maç kurtuluşumuz olabilir!!
Hastasıyım Asparagasın
Bazı transfer dedikodularını anlamakta gerçekten zorluk cekiyorum. Bizim basınımız da zamanında Eto’o’yu, Ronaldinho’yu Fener’e transfer etti, hatta photoshopla forma bile giydirildiğini hepimiz hatırlıyoruz. Ama bu haberler sadece biz de olmuyor. En son bomba onlysoccer.net adlı internet sitesinden geldi. Dediklerine göre; Barcelona Eto’o’nun sezon sonu ayrılması durumunda Fenerbahçe’den Güiza’yı alacakmış. Yahu bilader adamlar David Villa, Benzema, Ribery gibi adamların peşinde. Türkiye liginde 3-5 gol atmış adamı ne yapacaklar destekli sallayın biraz…
Buyrun haberin kendisini buradan okuyabilirsiniz.