Taktiklerinin çiviyle çamura yazabilen bir deha olan Bülent Uygun yaklaşık 1 ay önce Sivas Kangal köpeğiyle antremana çıkıp futbolcularını korkutmuştu. Eski Galatasaraylı Marsilya teknik direktöri Eric Gerets de bu bugünkü antremanda Bülent’e özenmiş.
Kategori: brexit
Sanat eseri
Dünkü final öncesi bile Cristiano Ronaldo’yu ön plana çıkaran ağır Real Madridli Marca bile kabullenmiş durumu. Bu sezon gelen 3. kupadan sonra “Barcelona sanat eseridir” diye başlık atmışlar.
Man of the match
Dün akşamki finalde maçın oyuncusu Xavi seçildi. Xavi gerçekten inanılmazdı bir oyuncu, Messi’ye yaptığı asist ve 90 dakika boyunca orta sahaya yaptığı patronluk alkışa değerdi. Bütün sezon oynadığı futbol ve her maç artan performansıyla bu sezon Barcelona’nın başarısında büyük rol oynadı.
Ancak benim için dün akşamki maçın yıldızı Barcelona’nın defans oyuncusu Pique’ydi. Bütün kademelerde ve bütün kritik kafa vuruşlarında Pique vardı. Bunlar yetmezmiş gibi topu oyuna sokuşu muhteşemdi. En geriden dikene o kadar güzel toplar attı ki her seferinde “vay vay vay, yine ne top attı be” dedirtti. Geçen sezon Manchester United formasıyla kupayı alan Pique, bu sezon da Barcelona ile Manchester United’ı yenerek kupayı kaldırdı. Karmaşık duygular içinde olsa gerek.
Almanya Milli takım antremanında Playboy yıldızı
Çin Milli takımıyla Shanghai’da hazırlık maçı yapacak olan Almanya Milli takımı’nın son antremanında oldukça ilginç bir misafir varmış. Olimpiyat madalyalı eskrimci Britta Heidemann Alman futbolcularla beraber antreman yapmış. Almanya’nın uzakdoğu’daki “marketing” anlayışıyla ilgili bir organizasyonmuş bu. Britta Heidemann eksirimci olmasının yanı sıra taş gibi de bir abla ve zamanında Playboy’a poz bile vermiş.
Zor şartlar altında kazasız belasız antremanı tamamlayan Alman futbolcuları tebrik ediyorum.
Veni Vidi Barçi
Mütevazi Guardiola
Tricampeones!
Kral kupası, La Liga derken Şampiyonlar ligi kupası da Katalunya’ya gitti. Barça, Roma‘da Manchester United‘ı 2-0 ile çok rahat geçti.
İlk 10 dakika hariç maçın mutlak hakimi Barcelona‘ydı. Manchester maçın başındaki Ronaldo’nun uzaktan şutları hariç doğru düzgün pozisyon bile bulamadı. Carrick, Park ve Anderson üçlüsü İniesta, Xavi ve Busquets karşısında ezildi. Puyol ve Pique inanılmazlardı. En zayıf halka olarak çekindiğimiz Silvinho zorlanmadı bile. Tekrar sölüyorum Manchester çok etkisizdi, tartışmasız sezonun en kötü futbolunu oynadılar. Tabii ki bunda Barcelona’nın pas manyaklığının katkısı çok büyük.
Manchester’ın en güçlü bölgesi denilen Vidic ve Ferdinand tandemi adeta çöktü. Hele bir pozisyonda Henry soldan öyle bir girdiki Ferdinand’ın beli fena kırıldı. Ferdinand maçtan sonra Bayern Münich’in doktoru Wohlfahrt‘tan randevu talebinde bile bulunmuş olabilir. Rooney ve Giggs adeta sahada yoktular. Sir, Berbatov ve Scholes hamlelerini çok geç yaptı. Özellikle aldığı her topu ezen Park’a 1 saat boyunca nasıl dayandı anlayamadım.
Gollere gelince; Eto’o hiç beklenmedik anda kişisel beceriyle müthiş bitirdi. Messi’nin golü futbol kitaplarında ders diye okutulur. “Xavi o nasıl bir orta? Messi o nasıl bir kafa?” diye sormak lazım.
Son lafım kendini Dünya’nın birinci, ikinci ve üçüncü en iyi futbolcusu sanan, mağlubiyeti içine sindiremeyince dirseklerini konuşturan çirkin Ronaldo‘ya; umarım Messi’nin birinciden de öte açık ara senden daha iyi olduğu anlamışındır. Messi’nin 2. goldeki vurduğu kafa varya…. Sevgilerle…
La Rumba De Barcelona
Önce bi müzikle keyiflenelim…
Coming Soon
Saat 21.45’te size en yakın TV’de.