Kategori: brexit
Emin misin uzaylı olmasınlar?

“Barcelona’lılar da insan…”
Iker Casillas
2000 vs. 6000

Önceki gün Real Madrid antremanı taraftara açtı 2000 kişi geldi. Barcelona altta kalır mı? Dün de onlar antremanı taraftara açtı 6000 kişi geldi. Bu işin sonu yok. Yarın Real yine açsa 6000’den fazla taraftar gelir sırf altta kalmamak için.
Galatasaray altyapısından gelen gençler şükretsin!

Galatasaray’da yıllardır süren bir gelenek vardır. Sezon başında denenmek üzere A takımla antremanlara çıkan Paf takım oyuncularının saçları kazınır. Buyrun bu da Boca Juniors’ın gençlerine yapılan muamele. A takımla antremanlara çıkan 5 oyuncudan 2’sinin kafayı bu hale getirmişler. Diğer 3’ü kim bilir ne halde!
Galatasaray’lılar yatsın kalksın şükretsin!
La Liga’da 100 milyon euronun üzerinde borcu olan kulüpler

1. Real Madrid – 683 milyon euro 2. Valencia – 550 milyon euro 3. Atletico Madrid – 511 milyon euro 4. Barcelona – 489 milyon euro 5. Deportivo La Coruna – 292 milyon euro 6. Villarreal – 240 milyon euro 7. Espanyol – 165 milyon euro 8. Racing Santander – 137 milyon euro 9. Zaragoza – 112 milyon euro 10. Sevilla – 110 milyon euro
Neydi? Borç yiğidin kamçısı mıydı?
Yakışıklı Ali Eren

“Benim stilimde Türkiye’de futbolcu göremiyorum açık söyleyeyim. Benim tekniğim çok iyi değil. Ben topa giderim, birinci hamleyi yaparım, olmadı ikinci hamleyi yaparım.”
Kar var mı kar?

İngiltere bu hafta kara teslim. Dün ve bugün oynanması gereken toplam 3 maç olumsuz hava koşulları nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Özellikle kupada karşılaşacak olan City ve United taraftarları bu kar işine baya bozulmuşlardır. Günlerce derbiyi bekle kar yağsın ertelensin. Tam ayar olmalık…
The Guardian da “bu yağan da kar mı biz neler gördük” tadında bir fotoğraf galerisi oluşturmuş hemen. Galerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Nereden çıktı bu Bosman?

Güzel ülkemizin kulüp yöneticilerinin hala bir türlü çözemediği, futbolcuların kontratlarının bitmesine 6 ay kala başka kulüplerle görüşmesine olanak sağlayan ve kontrat bitimiyle beraber bonservis bedelsiz olarak başka bir kulübe transfer olmasını sağlayan bosman kuralının ortaya çıkış hikayesini ntvmsnbc arşivinde tekrar okuyunca paylaşmak lazımdır yoksa ETİK olmaz dedim;
Futbol dünyasını altüst eden “Bosman Kuralları”nın ilk kıvılcımı, 26 yaşındaki Belçikalı futbolcu Jean Marc Bosman’ın 1990 yılında FC Liege Kulübü ile sözleşmesinin sona ermesiyle ortaya çıktı. Kulübünün yeni sözleşme için aylık 750 Euro teklif ettiği Bosman, bunu kabul etmedi ve Fransa’nın Dunkerque Kulübü ile anlaştı. Ancak FC Liege, Bosman için 400 bin euro bonservis bedeli istedi. Bu ücreti ödeyemeyeceğini bildiren Fransız Kulübü, Bosman’ı 1 yıl kiralamak için FC Liege ile prensip anlaşmasına vardı. Bosman 30 Temmuz tarihinde Fransızlara aylık 2 bin 250 euro karşılığında imza attı. Aynı gün Dunkerque Kulübü, sözleşmeyi Belçika kulübüne yolladı. Fakat FC Liege sözleşmeyi işleme koymadı ve Bosman’ı kulübü tarafından yapılan teklifi reddettiği için kadro dışı bıraktı. Böylece aylık 750 euro’luk ödemeden de kurtulmuş oldu. Hiçbir geliri olmayan Bosman, yönetmelikler gereği hiçbir kulüpte de oynayamıyordu. İçinde bulunduğu zor durumdan çıkmak için, hakkını hukuki yollardan aramakta bulan Bosman, bir Avrupa Topluluğu vatandaşı olduğu için serbest dolaşım hakkının bulunduğunu ve çalıştığı kurumla olan sözleşmesinin bittiğini gerekçe göstererek, Belçika 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kulübü, Belçika Futbol Federasyonu ve UEFA’ya karşı dava açtı. Yerel mahkeme Bosman’ın lehine karar verirken, hakim davayı Avrupa Adalet Divanı’na havale etti. Belçikalı hakim ayrıca dava kapsamına liglerde uygulanan yabancı sınırlamasının Avrupa Topluluğu çalışma yasalarına aykırı olduğu yönündeki görüşünü de kattı. Avrupa Adalet Divanı, 5 yıl süren dava sonunda, 15 Aralık 1995’te futboldaki Bosman Kuralları’nın dayanağı olan kararını açıkladı. Kararda Avrupa Topluluğu vatandaşı futbolcuların, kontratlarının bitiminden sonra bonservis gibi kısıtlamalarla transferlerinin engellenmesinin hukuki olmadığı ve futbolcuların milliyetlerine dayalı herhangi bir kısıtlamanın milli takımlar dışında, yapılmasının da yasadışı olduğu belirtiliyordu.
Kewell ve Elano’nun özlemi
“Baros ve Elano ile bir gece dışarı çıktık. Baros böyle dans etmiş. Görmedim ama Elano anlatmıştı. Gol atınca spontane olarak bu dansı yaparak, onu özlediğimizi gösterdik”
Harry Kewell
link: http://www.dailymotion.com/video/xbrdnf_kewellelano-celebration_sport
Dünya kupası diyeti

Şişmanaldo’yu severiz. İlk piyasaya çıktığı dönemde özellikle Barcelona ve Inter’de izlemeye doyamazdık. Daha sonra en bela futbolcu sakatlığı diz bağları Ronaldo’ya bulaşınca işin tadı kaçtı. Inter’den sonra Real Madrid’e gitti ama hiç bir zaman eskisi gibi olamadı.
Tekrarlayan diz sakatlıkları ve ardından yokuş aşağı giden bir kariyer. Alınan kilolar ve şu anda Brezilya’da eski günlere dönme çabaları…
Bu sezon 38 maçta Corinthians forması giyen ve 2 kupa kaldıran Ronaldo’nun son isteği 2010 Dünya Kupasında Brezilya Milli takım forması giyebilmek. Bunun içinde ilk yapması gereken o göbeği eritmek. Ronaldo’nun 3 basamaklı kilolarda takıldığı hatta son 3 senedir 106 ile 101 kilo arasında gidip geldiği söyleniyor. Bu kadar kiloyu o dizler hala nasıl taşıyor o da enteresan tabii.
Herneyse, Ronaldo Brezilya’da sezonun sona ermesiyle kilo vermeyi kafaya takmış ve askeri profesyonellerden yardım almaya başlamış. Disiplinli bir şekilde antreman yapıp, yediklerine dikkat edecek olacak Ronaldo ayrıca psikolojik yardım da alacakmış. Hedef 90 kilo. Ardından da Dunga’nın gözüne girmeye bakacak Ronaldo.
Ancak kendisine bir uyarı. Roberto Carlos kendisini çok özledi diye yanına gitti. Konsantrasyonu bozmasın, saha dışında fazla takılmasınlar.
