The Guardian fotoğraf galerisinin bu haftaki malzemesi Fulham’ı UEFA Avrupa Liginde finale taşıyan teknik direktörü Roy Hodgson. Galerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Kategori: brexit
Camp Nou’da görüşmek üzere
Milano’da alınan 3-1’lik yenilgi sonrası tabii ki söylenilecek en kolay bahane; Barcelona’nın yaptığı 14 saatlik otobüs yolculuğu. Ancak Cuma günü oynadığı Juventus maçından sonra bu maça odaklanmış olan Mourinho’nun ve futbolcularının muhteşem oyununu görmemezlikten gelmek olmaz.
Jose’yi sevmiyorum ama büyük hoca hep söyledim. Bugün de takıma katkısının ne kadar büyük olduğunu gösterdi. Topu olması gerektiği Barcelona’ya verdi ama orta sahayı kilitlerim, Messi’nin başına Motta’yı dikerim ve boş alan yakalarsam da affetmem dedi.
İşin enteresanı bu planı 0-1 yenik duruma düşmesine rağmen uygulayabilmesi. Burada da Barcelona’nın yol yorgunluğu ve mental olarak hazır olmayışı ön plana çıktı. Dani Alves Sabri modunda oynadı. Sneijder’in golünde olması gereken yerde değil başında zaten iki adam olan Milito’ya bulaştı. Bütün maç bir tane adam gibi ortası yok. Busquets şu takımda nasıl oynuyor hala çözebilmiş değilim. Onu Barcelona formasıyla görünce Bülent Akın ve Galatasaray anılarım canlanıyor. Orta sahada sıkışan Xavi boşta adam bulamayınca sinir küpü oldu. İlk defa arkadaşlarına el kol yaptığını gördüm. Ibra zaten sakatlıktan yeni çıktı ve Lucio adlı ruh hastasıyla uğraşacak hali yoktu. Açıkcası Barca için iyi bir akşam değildi.
Son dakikalardaki baskı sonrası bir gol daha bulunsaydı hiç fena olmazdı ama Pedro’nun tek golü bile finale çıkmak için kilit rol oynayabilir. Haftaya Camp Nou’da 2-0 Barca’yı finale taşır. Jose kilitleyecek Pep açmaya çalışacak. Çok büyük maç olacak. Madrid çok sevinme her şekil geliyoruz!
Eyjafjallajökull’u fırsata çeviren Köln
Eyjafjallajökull adlı yanardağı artık her gün duyuyoruz. İsmini söyleyemiyoruz ama duyuyoruz. Bugün de kül bulutları İstanbul semalarına geliyormuş. Hoşgelsin neymiş ne değilmiş bu tantana bir görelim.
İzlanda’da zamansız patlayan bu yanardağ yüzünden tüm Avrupa’nın özellikle de hava trafiğinin nasıl etkilendiğini biliyoruz. Milyonlarca insan havaalanlarında sefil durumda. Havayolu şirketleri her gün milyonlarca dolar zarar ediyor. Spor müsabakaları da bu doğal afetten nasibini aldı tabii. Barcelona ve Lyon Şampiyonlar Ligi maçları için binlerce kilometreyi otobüsle yaptı, Fas’ta yapılması gereken golf turnuvası ve Japonya’da yapılması gereken Moto GP iptal edildi, Formula 1 takımları bir sonraki yarış için organize olmakta zorlanıyor.
Köln kulübü ise Cuma günü oynadığı Bochum maçı öncesi patlayan bu yanardağı bir şekilde fırsata çevirmiş. O gün uçak bileti olup da uçamayan ve Köln havaalanında kalan herkesi maça davet etmişler. Maç bileti yok o güne ait uçak biletini gösteren stada giriyor! Bu yaratıcı fikir sonrası stada gelen seyirci sayısı da olmuş 46.000. Toplam kapasite 50.000. Maçı da kazanmışlar 2-0. Ee daha n’olsun…
Milito vs. Milito
Arjantinli kardeşler bu akşam karşı karşıya. Diego Inter formasıyla gol atmaya Gabriel ise Barcelona formasıyla onu durdurmaya çalışacak. Diego 19 golle Serie A’nın en çok gol atan 2. ismi ve çok formda. Eto’o ile de iyi bir ikili oldular. Gabriel uzun süren sakatlığından kurtuldu ve takımda yer bulmaya başladı. Genelde Puyol sağ ya da sol beke geçince Pique ile stoperde görev alıyor.
Daha önce 2007-2008 sezonunda Barcelona – Zaragoza maçında karşılıklı oynayan iki kardeşten gülen taraf Gabriel olmuş ve Barcelona maçı 4-1 kazanmıştı. Bu sezon Şampiyonlar Liginde Inter ve Barcelona aynı grupta olmasına rağmen karşılıklı oynayamamışlardı çünkü Gabriel sakattı.
Bu akşam onları izlerken en garip hissedecek kişiler ise kuşkusuz anneleri ve babaları olacaktır. Biri için sevinecek diğeri içinse üzülecekler ama bir o kadar da gurur duyacaklardır.
Lyon da otobüs yolcusu
Barcelona’dan sonra Lyon da Şampiyonlar Ligi maçı için otobüs yolculuğuna mecbur kaldı. Lyon-Münih arası 900 km yorucu olacak. Hafta sonu da Bordeaux maçı için otobüsle gidiş geliş 600 km yapmışlardı. Bir de bunun dönüşü var. Etti sana 2400 km.
Kuralar çekildiğinde Inter ve Bayern ilk maçları evlerinde oynayacak olmalarına hiç bu kadar sevineceklerini tahmin etmemişlerdir heralde. Ulan Eyjafjallajökull tam patlayacak zamanı buldun!
Senin arkadaşların belli
¡Hola! Madrid
Barca otobüsünde Invictus
Guardiola oyuncularını nasıl motive edeceğini çok iyi biliyor. Geçen sene Şampiyonlar Ligi finali öncesinde oyuncularına Gladyatör filminden sahneler izleten Guardiola, bu sefer de otobüsle gidilen Milano yolunda futbolcularına Nelson Mandella’nın ülkesinde birliği ve beraberliği sağlamak için Güney Afrika rugby takımı kaptanıyla yaptığı işbirliğini anlatan “Invictus” filmini izletmiş.
Morgan Freeman ve Matt Damon‘ın oynadığı filmi izlediniz mi bilmiyorum ama “ver çoşkuyu, ver gazı” bir film. Yol yorgunluğunu ve antreman eksikliğini kapatmak için alternatif bir yol.
Bu arada Barca’nın otobüs de otobüs yani. 2 oyun masası, 6 plazma tv, 2 dvd oynatıcı, 2 cd-mp3 çalar, 2 buzdolabı, kahve makinası ve her an servis.
Otobüs ile geliyoruz
Barcelona’nın İzlanda’da patlayan adını okuyamadığımız yanardağ (Eyjafjallajökull) ve külleri yüzünden Milano’ya uçamadığından ve otobüs yolculuğuna mecbur kaldığından dün bahsetmiştim.
Dün öğleden sonra başlayan yolculuk bugün de devam edecek. Yolcuğun yarısından fazlası bitti ve 630 km sonra Fransa sahili Cannes’a ulaşıldı. Bugün öğle saatlerinde 351 km’lik Milano yolculuğu var. Akşam son antreman ve yarın maç.
Yolculuk sırasında çekilen fotoğraflara bakılırsa Barca’ya ilgi her yerde devam ediyor. Yanlız futbolcuların yüzlerinden okunan yorgunluğa da dikkat!
Mustafa hocamın aklı Çeşme’de
Maça Ernst, Fink ve Toraman’dan oluşan 3 ön libero ile başlamayı hadi anlayabilirim. Deplasmandasın saldıran rakibi karşılamak lazım diyorsun ama daha 2. dakikada golü yiyorsun. Plan zaten burada patlıyor. İlk yarıda oyuncu değiştimezsin bi bakalım n’oluyor diyerek. Tamam onu da anladım ama malumunuz yaratıcı adam yok sahada haliyle de pozisyonun p’si bile yok.
Ee ikinci yarı başlıyor Mustafa Denizli’nin gol için ya da en azından pozisyon için hamlesini bekliyoruz. Yapılan değişiklik İbrahim Kaş dışarı Uğur İnceman içeri. 3 ön liberolu sistem devam değişen sadece isimler.
Buna rağmen skoru korumaya giden Fener’i tedirgin ediyorsun ama bir yere kadar çünkü sahada yaratıcılık adına birşey yapacak adamın yok. Sonraki değişikliklerin 82’de bal yapmaz Serdar ve 85’de Holosko. İş işten geçmiş son 8 dakikada 2 değişiklik ve 85’e kadar 3 ön libero!
Aklın nerelerdeydi hocam senin bu akşam? Yaz ayları geliyor Çeşme sahillerine mi uzandın? Nedir?
Bu arada bitirmeden bir lafım da Bilica’ya. Bırakın Fenerbahçe formasını giymeyi sporcu olmayı bile haketmiyor bu adam.











