Klas kazandı. Barcelona 3 – 1 Man Utd

Wembley’de Manchester United için bu akşam sadece deja vu vardı. 2009 yılında Roma’da oynanan finalde sürklase oldukları gibi bu akşam da sürklase oldular. Açıkçası ben çok daha dişe diş ve dengeli bir maç bekliyordum. Manchester United maça son derece hızlı başlamasına rağmen, ilk 10 dakikanın ardından Barcelona topu aldı, bir daha da vermedi.

Maç başlamadan kısa bir süre önce kaptan Puyol’un oynayamayacağı, yerine Mascherano’nun stoperde başlayacağı haberini aldığımda ilk anda bir şaşırmıştım. Ama stoper pozisyonunda ben de oynasam farketmezdi bu akşam. Alex Ferguson’un çocukları ne yazık ki onlara yakışmayacak kadar etkisizdiler. Etkisizdiler çünkü Xavi-Messi-Iniesta karşılarındakileri özellikle istedikleri zaman ne yazık ki etkisiz kılıyorlar.

İlk golde Xavi’nin Pedro’ya yaptığı asist artık alıştığımız ama saygı duymaktan bıkmadığımız türden. Beraberlik golü öncesi Manchester United’ın kimliğinin maç boyunca tek parlaması pas örgüsü harika, Rooney’nin bitirişi nefisti. Ancak ne yazık ki yeterli değildi. Gol pozisyonu dışında hiçbir etkinliği yoktu Manchester’ın. Tüm maç boyunca korner at(a)madılar. Şampiyonlar Ligi finalinden bahsediyoruz.

Barcelona ne zaman ikiyi bulacak derken, ilk yarı kapandı. İkinci yarıda gecenin tadını çıkaran Messi ceza sahası dışından son maçını oynayan Van der Sar’ı bir boru ile avladı. Sonrası hep yokuş aşağıya ve ardından bir de Bend It Like Villa golü geldi.

Açıkçası Barcelona’nın sezon boyunca hatta son yıllarda gösterdiği mükemmel dominasyon Alex Ferguson’a bir kez daha fazla geldi. Daha önce defalarca dediğimiz gibi: Bu takım gerçekten galiba gelmiş geçmiş en iyi.

İyi demişken; Xavi’ye bir kere daha saygılarımı sunmak istiyorum. 141/148 pas, %95.3 başarı oranı. Hemen arkasında Iniesta 107/115, %93. Ve ardından Messi 92/100, %92.

Tiki taka, Campions Barcelona! Kaptanlık bandı ile kupayı kaldıran ise daha iki ay önce karaciğerinden tümör aldıran Eric Abidal. Bildiğin peri masalı. Hem de futbol dünyasının en tepesinde…

barcelona-manchester-united-cl-2011-stats

Van der Sar’ın yerine De Gea

Cumartesi günü son kez Manchester United kalesini koruyacak olan Van der Sar’ın yerini alacak isim kesinleşti. Dün Neville’ın vedasından sonra kameralar karşısına geçen Sir Alex Ferguson, Atletico Madrid’den De Gea’yı doğruladı.

İspanyollara ödenecek bonservis bedelinin yaklaşık 17 milyon pound olduğu söyleniyor. İmza finalden sonra. 6 sezon Van der Sar’dan sonra kaleye kim geçse başlarda bir garip gelecek tabii ancak 20’lik De Gea United’da yaşlanır, kulübün uzun yıllar kaleci problemi olmaz. Bana göre an itibariyle Casillas’tan sonra İspanya’nın en iyi kalecisi ve Milli takımın geleceği.

Atletico da sezon ortası Simao derken şimdi de Forlan, Agüero ve De Gea gibi kilit isimleri yolluyor. Ya da gitmek istiyorlar desek daha doğru. Arda oturup tekrar mı düşünse?

Guardiola vs. Ferguson

Barcelona-Manchester United finaline 5 gün kala ufak ufak ısınmaya başlayalım. Bu arada konuya girmeden kişisel bir not. Finali izleyemeyeceğimi cumartesi akşamı bir düğüne katılmam gerektiğini yeni farketmiş bulunuyorum. Fena denk geldi… Neyse ısınmaya hocalar Sir Alex Ferguson ve Pep Guardiola ile başlayalım.

25 yıldır United’ın başında olan Sir Alex Ferguson’nun tam 36 kupası var. 12 Premier League, 2 Şampiyonlar Ligi, 9 Community Shield, 5 FA Cup, 4 Carling Cup, 2 Kıtalararası Dünya Kulüp Şampiyonluğu, 1 Kupa Galipleri Kupası ve 1 Avrupa Super Kupası. 2006-2009 yılları arasında 3 sene üst üste Premier League Şampiyonluğu ve 1999 yılındaki 3’leme (Premier League, FA Cup ve Şampiyonlar Ligi) altın dönemleri. Hele ki 1999’daki o Bayern finali unutulacak gibi değil. Son dakikada 2 gol birden…

Guardiola ise Ferguson’nun kariyerinin yanında henüz fındık fıstık ancak 2008 yazından beri başında bulunduğu Barcelona’da her sezon en az 1 kupa almayı başardı. Bugüne kadar 9 kupası var. Hedef 10. Barcelona tarihinde göreve gelir gelmez ilk 3 senesinde üst üste 3 La Liga şampiyonluğu gören tek hoca. Tabii bir de 2009 yılı var. Efsane 6 kupa birden…

Pep’in hedefi 25 yıl içinde 2 kere Şampiyonlar Ligi kazanmış olan Ferguson’la durumu eşitlemek. Tabii Sir gibi olabilmesi için daha bilmem kaç fırın ekmek yemesi şart. Tartışmaya girmiyorum bile. Hem bakarsınız Ferguson bırakınca veliahtı bile olabilir…

Avrupa’daki Afrika’lı golcüler

La Liga, Premier League, Serie A, Bundesliga ve Ligue 1’de top koşturan Afrika’lıların gol karnesi Best Eleven’dan.

22 – Papiss Demba Cissé (Senegal, Freiburg) 22 – Moussa Sow (Senegal, Lille) 21 – Samuel Eto’o (Cameroon, Inter Milan) 17 – Youssef El-Arabi (Morocco, Caen) 15 – Peter Odemwingie (Nigeria, West Brom) 15 – Gervinho (Ivory Coast, Lille) 15 – Ideye Brown (Nigeria, Sochaux) 14 – Modibo Maïga (Mali, Sochaux) 14 – Didier Ya Konan (Ivory Coast, Hannover 96) 12 – Didier Drogba (Ivory Coast, Chelsea) 12 – Frederic Kanouté (Mali, Sevilla) 11 – Pierre Webó (Cameroon, Mallorca) 11 – Andre Ayew (Ghana, Olympque Marseille) 10 – Salomon Kalou (Iovry Coast, Chelsea) 10 – Asamoah Gyan (Ghana, Sunderland) 10 – Sami Allagui (Tunisia, Mainz 05) 8 – Youssouf Hadji (Morocco, Nancy) 7 – Demba Ba (Senegal, West Ham) 7 – Marouane Chamakh (Morocco, Arsenal) 7 – Kalu Uche (Nigeria, Almeria) 7 – Ryad Boudebouz (Algeria, Sochaux) 7 – Razak Boukari (Togo, Lens) 7 – Eric Mouloungui (Gabon, Nice) 6 – Youssouf Mulumbu (Congo DR, West Brom) 6 – Yaya Toure (Ivory Coast, Manchester City) 6 – Somen Tchoyi (Cameroon, West Brom) 6 – Demba Ba (Senegal, Hoffenheim) 6 – Kandia Traoré (Ivory Coast, Caen) 5 – Mahammadou Idrissou (Cameroon, Borussia M’gladbach) 5 – Emmanuel Adebayor (Togo, Real Madrid) 5 – Lassad Nouioui (Tunisia, Deportivo La Coruña) 5 – Alain Traoré (Burkina Faso, Auxerre) 5 – Issam Jomâa (Tunisia, Lens) 5 – Bakaye Traoré (Mali, Nancy)