Yazar: footballove
Zidane: Dünyanın en iyisi Gerrard
Zinedine Zidane dünyanın en iyisi olarak Kaptan‘ı gördüğünü açıkladı. Messi ve Ronaldo‘nun ondan daha fazla ilgi gördüğünü ama her takımın Gerrard gibi bir makina dairesine sahip olmasının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Zizou için en önemlisi ise Kaptan’ın kalbi:
“He has great passing ability, can tackle and scores goals, but most importantly he gives the players around him confidence and belief. You can’t learn that – players like him are just born with that presence.”
Tek yol Barça
Valencia‘nın içinde bulunduğu mali kriz malumunuz. Haziran ayında ödenmesi gereken borç miktarı 75 milyon euro. Bu parayı ödemenin tek yolu da oyuncu satmak. Takımın en gözde ismi hiç kuşkusuz David Villa. Bu haftaiçinde Arapların sahip olduğu Manchester City ile Valencia görüşmüşler, ancak anlaşma sağlanamamış. David Villa ise yaptığı açıklamada, İspanya dışında bir ülkede oynamayacağını söylemiş. Valencia’dan sonra İspanya’da oynayacağı iki kulüp var. Ya Barça ya da Real Madrid. Eto’o ile hala sözleşme yenilemeyen ve sezon sonu sağlam bir forvet alacağına kesin gözüyle bakılan Barcelona’nın sezon sonu bu transferi bitireceğini düşünüyorum. Barça forması da David Villa’ya yakışır be…
Haftasonu futbol
13 Mart Cuma
20.00 Fenerbahçe – Kocaelispor (LİG TV) 21.30 Wolfsburg – Schalke 04 (KANAL 24)
14 Mart Cumartesi
13.00 Karabük – Diyarbakırspor (D SPOR) 14.30 Hibernian – Hearts (FUTBOL SMART) 14.45 Manchester United – Liverpool (SPORMAX) 15.15 Ankaragücü – Sivasspor (LİG TV) 16.30 Hertha Berlin – Bayer Leverkusen (KANAL 24) 17.00 Middlesbrough – Portsmouth (SPORMAX) 19.00 Beşiktaş – Gençlerbirliği (LİG TV) 19.00 Cagliari – Genoa (NTVSPOR) 19.20 Doncaster – Birmingham (FUTBOL SMART) 20.00 Nantes – Lorient (KANAL A) 21.30 Juventus – Bologna (NTVSPOR) 22.00 Bordeaux – Nice (KANAL A) 23.00 Atletic Bilbao – Real Madrid (NTV) 23.00 Sporting Lisbon – Rio Ave (SPORMAX) 23.20 Lanus – Colon (NTVSPOR)
15 Mart Pazar
13.00 Boluspor – Kasımpaşa (D SPOR) 13.30 Feyenoord – PSV Eindhoven (FUTBOL SMART) 15.15 Bristol City – Cardiff (FUTBOL SMART) 16.00 Siena – Milan (NTVSPOR) 18.00 Hamburg – Cottbus (KANAL 24) 18.00 Aston Villa – Tottenham (SPORMAX) 18.00 Lyon – Auxerre (KANAL A) 19.00 Trabzonspor – Galatasaray (LİG TV) 20.00 Atletico Madrid – Villarreal (NTVSPOR) 22.00 Almeria – Barcelona (NTVSPOR) 22.00 PSG – Marseille (KANAL A) 22.15 Porto – Naval (SPORMAX)
Stopersiz Kadiköy’e…
Dün akşam maç başladı, Galatasaray daha önceki UEFA maçlarında olduğu gibi ayağa pas yaparak oyuna ağırlığını koydu. Bu arada Hamburg bir kaç etkisiz kornerle gol aradı, bir de uzaktan etkili bir şutları vardı. 32. dakikada Ayhan kaptan çıktı kontradan nefis bir gol attı ve ilk yarıyı 1-0 önde kapadık. İkinci yarı başladı, Sabri’nin kanadından gelen ortada Volkan’ın ofsaytı bozmasıyla saçma sapan bir gol yedik.
Ve oyunun kopma anı; Nonda yüzde bir milyonluk golü kaçırdı, top döndü dolaştı ve takımın son stoperi Emre Aşık kırmızı kart gördü. İşte bu dakikada sahadaki ve televizyon başındaki tüm Galatasaraylılar ” Ahaa! Şimdi bittik işte” dedi. Pozisyon sarı mı kırmızı mıydı tartışılır ama artık çok geç, geçmiş olsun olan oldu bir kere.
Kırmızı kart pozisyonundaki serbest vuruşun hemen ardından bir baktık ki Balta’nın yanında Kewell var. Herkes genç Semih hazırlanırken Kewell geçici olarak orada oynuyor sandı. Ancak öyle olmadı, bugüne kadar bu forma için goller atan, asistler yapan Kewell maçın sonuna kadar stoperde hatasız oynayıp bir profesyonellik dersi daha verdi. 10 kişi kaldıktan sonra gol yemememizin gerçekten büyük şans olduğunu ve futbol tanrılarının bizimle birlikte olduğunu kabul ediyorum ancak yapılan mücadeleyi ayakta alkışlamak ve şapka çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Bu arada bir parantez Hamburg teknik direktörü Martin Jol için, Oliç gibi bir silahı ilk 11’de oynatmadığın için teşekkürler…
Son yarım saatte Çanakkale geçilmez style futbolu ile Galatasaray İstanbul’a 1-1’lik avantajlı bir skor ile geri döndü. Ancak bu avantajlı skora rağmen Ali Sami Yen‘deki maç daha da zor geçecek. Bugüne kadar UEFA kupasında deplasmanda oynadığı bütün maçlarını kazanmış bir Hamburg ile karşılaşacağız. Savunmamızın durumu zaten ortada. Benim tahminim Büyük Kaptan bir hafta boyunca genç Semih’i bu maça özel olarak hazırlayacak.
Bugünden itibaren bu maçı unutup Pazar akşamı oynanacak olan Trabzon maçına odaklanmak lazım. Avni Aker‘den alınacak bir 3 puan lig şampiyonluğu için dev bir adım demektir…
Akıllı ol, harbi ol; canımı ye..
Tokatladın mı lan? Doğruyu söyle…
Dün gece İnter’in Manchester’a 2-0 yenilip Şampiyonlar ligine veda ettiği maçtan sonra İnter takım otobüsünün yanında Mourinho bir İngilizi tokatlamış. İngiliz taraftar durumu hemen polise bildirmiş. Manchester polisi ise Reuters’e yaptığı açıklamada olayı inceledikleri ve küçük de olsa bir olay yaşandığını doğrulamış.
Çıldır Mourinho çıldırr…
Zico vs. Lucescu
Bu geceki UEFA son 16 maçlarında Galatasaray maçından sonra en ilgi çekici olanlardan biri de CSKA Moscow – Shakhtar maçı. Rus ve Ukrayna ekiplerinin birbirleriyle oynadıkları maçların dünya futbolunda ayrı bir yeri olduğu kesin, hatta bu maçlar için eski Sovyet derbisi bile diyebiliriz.
Rus ekibi CSKA’nın başında Fenerbahçe’yi geçen sezon Şampiyonlar liginde çeyrek finale kadar taşımış ve müthiş bir takım ruhu oluşturarak, sahaya yansıttığı futbol ile keyif vermiş olan Zico var. Ukrayna temsilcisi Shakhtar’ın başında ise Galatasaray ile Şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış daha sonra da Beşiktaş’a 100. yıl şampiyonlğunu yaşatmış ancak oynattığı defansif futbol ile pek tat vermemiş olan Lucescu var.
Her ne kadar Fener’i çalıştırmış olsa da, bir Galatasaraylı olarak müthiş bir futbol adamı olan Zico’ya hayrandım. Takımının kötü günlerinde ağır eleştirilere rağmen verdiği efendi ve sakin cevaplar, kulübede takımını izlerken verdiği sakin görüntü her zaman hoşuma gitmişti. Lucescu’nun tarzı ise biraz daha değişikti. Basın toplantılarındaki sinirli yapısı, sağa sola laf atmaları ve kulübedeki şaç baş dağılmış görüntüsü bana çok sıcak gelmiyordu. Ama adamın yapısı bu, başarılarını kesinlikle göz ardı etmemek lazım.
Bu ikili akşam Rusya’da Luzhniki stadında karşı karşıya geliyor. Önceki turda İngiliz ekipleri Aston Villa ve Tottenham’ı eleyen CSKA ve Shakhtar’ın aralarında oynayacakları maçın çok heyecanlı ve çekişmeli geçeceği kesin. Keşke Galatasaray maçıyla aynı saatte olmasaydı da izleme fırsatı bulabilseydik.
Road to Kadıköy
Galatasaraylı yöneticilerimiz son dakika golüyle elediğimiz Bordeaux maçından sonra Boğaz köprüsünü geçtik, Kadıköy‘e doğru ilerliyoruz demişlerdi. Galatasaray’ın bu sezon UEFA kupasında sonuna kadar gideceğine en çok inananlardan biri olarak, bu demecin erken verildiğini düşünüyorum. Önümüzde çok zor bir Hamburg maçı var, hani onu geçtik diyelim ardından çeyrek ve yarı final. Bana kalırsa Galatasarayımız daha gişelerde bekliyor.
Gelelim Hamburg maçına; bakmayın Hamburg’un son lig maçında Moenchengladbach gibi zayıf bir ekipten 4 gol yemesine. Her takımın şanssız ve kötü günleri olur. Galatasaray değil miydi, bundan 2 hafta önce Kocaelispor’dan Sami Yen’de 5 yiyen? Hamburg adına bu sezon benim aklımda kalan, lig maçında Bayern’i sürklase ederek yenmeleriydi. Hamburg’un en zayıf noktası defansın göbeği. Çok ağır bir defans yapısına sahipler. Guy Demel gibi önemli bir isim sakatlığı nedeniyle oynayamayacak. Defanslarının zayıf olduğu kadar, forvetleri de bir o kadar güçlü Almanların. Petric ve Olic gibi iki mükemmel sol ayağa sahipler. Özellikle Olic çok beğendiğim bir oyuncu, zaten önümüzdeki sezondan itibaren Bayern’de forma giyecek, imzayı attı bile. Çok hızlı ve çok ters. Tam Galatasaray defansının sevmediği cinsten. Youla bile bu defansı ne hale getirmişti hatırlıyorsunuzdur heralde… Orta sahalarındaki en önemli iki isim Piotr Trochowski ve David Jarolím. İkisinin de bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri var. Kanatta oynayan Trochowski sağdan ve soldan yaptığı hızlı bindirmeler ile çok etkili.
Bu maç öncesi Galatasaray’da ise en büyük problem; Servet, Emre Güngör ve Mehmet Topal’ın sakatlığının ardından Meira’nın da Zenit’e satılması. Bu durumda savunmanın göbeğinden yanlız kalan emektar savaşçı Emre Aşık’ın yanında büyük olasılıkla Hakan Balta oynayacak. Balta’nın boşalttığı sol beke ise Volkan Yaman geçecek. Bülent Korkmaz’ın Semih gibi bir genci Hamburg deplasmanında ilk kez sahaya sürme riskine gireceğini hiç sanmıyorum. Benim asıl korkum stoperde oynayacak olan Hakan Balta değil, sol bekte oynayacak olan Volkan Yaman. Orada çok ağır kalıyor. İleri çıktı mı geri gelemiyor, ters kademelere girmekte zorlanıyor. Hamburg gibi defansın arkasına derinlemesine oynayan bir takım karşısında ters kademeler çok önemli. Bu maçta arayacağımız bir diğer önemli isim ise sarı kart cezalısı Milan Baros. Hamburg gibi ağır defansı olan bir takıma karşı çok iş yapabilirdi. Ama olsun Arda, Kewell, Lincoln etkili gibi ayaklarımız var. Bu isimlerin bundan önceki UEFA maçlarında, özellikle de deplasmanlarda nasıl performans sergilediklerini hatırlıyoruz.
Açıkçasını söylemek gerekirse bu maçta gol yiyeceğimiz bir gerçek. İlk defa yan yana oynayacak bir dörtlü ile sahada olacağız. Ama gol yememiz kadar atmamız da bir o kadar olası. İlk maçta alacağımız gollü bir beraberlik ya da 2-1’lik, 3-2’lik bir yenilgi bile Sami Yen‘de bize turu getirir. Hamburg elenmeyecek bir takım değil, hadi geçelim şu boğaz köprüsünü artık!
İstanbullu Emreciksin
Cumartesi gecesi saat sabaha karşı 03.00 sıralarında İstanbul’da trafik ekipleri evraklarını incelemek üzere bir Porsche marka aracı çevirir. Aracı kullanan, Fenerbahçe’nin Ocak ayında kadrosuna kattığı genç Gökhan Emreciksin çıkar. 9.6 promil alkollü çıkan Gökhan’ın ehliyetine 6 ay süreyle el konulur ve ceza kesilir.