Ve Ballack yuvaya döner

Chelsea’nin sözleşme yenilemeyip serbest bıraktığı Ballack, 1999-2002 yılları arasında formasını giydiği Ballack’ı Ballack yapan Bayer Leverkusen’e geri dönüyor.

33’lük Ballack’a ilerlemiş yaşına rağmen Manchester United ve Sevilla gibi kulüpler de talipti ancak Alman oyuncu tercihini eski kulübünden yana kullandı. Ballack Leverkusen formasıyla 79 maça çıkmış, Şampiyonlar Liginde final oynamış ve ligde 2 kere 2.’lik yaşamıştı.

Bu arada her ne kadar inandırıcı gelmese de Ballack’ın Leverkusen’den senelik 6 milyon euro alacağı söyleniyor. Leverkusen böyle maaşlar ödeyebilecek gelirlere sahip bir takım değil. Takım içi denge menge kalmaz eğer doğruysa.

Milan’ın yeni hocası Massimiliano Allegri

Milan’daki teknik adam belirsizliği sonunda çözüldü. Resmi siteden yapılan açıklamaya göre Leonardo’nun boşluğu Cagliari’den Massimiliano Allegri ile dolduruldu.

Teknik direktörlük kariyerine 2004-2005 sezonunda Serie C2 takımlarından Aglianese ile başlayan Allegri, son olarak Cagliari’yi çalıştırdı. 2008 sezonunda başına geçtiği Cagliari ile ilk sezonuna kötü başlayan ve 5 maç üst üste kaybeden Allegri, daha sonra takımı orta sıralara taşımayı başardı. 2009-2010 sezonunda ise elindeki kısıtlı kadroya rağmen Cagliari’ye oynattığı pozitif ve hücum futboluyla İtalya’da en çok konuşulan isimlerden biri oldu Allegri.

Peki Allegri Berlusconi ve Galliani gibi iki kafa koparıcıyla Milan’da ne yapar? Bir kere bu ikiliyi transfer konusunda ikna etmeli. Yaşlı kadroyu gençleştirmeli ve derinleştirmeli. Geçen sezon gördük yaşlı isimler 60’dan sonra şişince yerine girecek adam yok. Pato sakatlanır yerine adam yok. Ronaldinho’nun oynayası gelmez yerine adam yok.

İşi zor Allegri’nin ama istediği bir kaç adamı takıma kazadırabilirse en azından keyif veren bir Milan izleriz bu sezon. Keyifle beraber başarının da gelmesi çok muhtemel. Ezeli rakipte artık Mourinho yok. Serie A tekelinin sona ermesi çok muhtemel.

Yeni sezon öncesi 25,329 kilometre

Yeni sezon için 19 Temmuz’da toplanacak olan Barcelona’nın sezon öncesi kamp ve hazırlık maçı programları belli oldu. Yeni sezona Dünya Kupasında mücadele eden futbolcularından yoksun olarak başlayacak olan Barcelona, ilk olarak Oslo’ya giderek Valerenga ile bir hazırlık maçı yapacak. Bu yolculuk için gidiş-geliş 4.290 km. yol yapılacak.

Oslo sonrası hazırlıklarını evinde sürdürecek olan Barcelona, 4 Ağustos’ta Asya turuna çıkarak Seoul’a gidecek. 9,612 km. yol yapılarak gidilen Seoul’da K-League karmasıyla bir hazırlık maçı yapılacak. Seoul sonrası 957 km. yol yapılarak Beijing’e geçilecek ve 8 Ağustos’da Guoan ile son bir hazırlık maçı yapılacak.

Beijing sonrası ise Sevilla ile oynanacak olan iki ayaklı İspanya Süper Kupası hazırlıkları başlayacak ve 8,808 km. yol yapılarak Barcelona’ya geri dönülecek. 14 ve 21 Ağustos’ta Sevilla ile yapılacak maçlardan biri de deplasmanda olacak ve bu durumda 1.162 km. yol daha yapılacak.

Bu arada Barcelona’nın geçtiğimiz senelerde sezon öncesi yaptığı yolculuklar da şöyle;

2006/07: 25,000 km. (9 maç) 2007/08: 28,059 km. (7 maç) 2008/09: 19,000 km. (5 maç) 2009/10: 24,167 km. (5 maç)

Ve İtalya evine döner…

“Eğer Yeni Zelanda ve Slovakya’dan birini yenemiyorsanız, evinize dönüp olanları anlamaya çalışmak en doğrusu.” – Buffon

“Lider çıkılması gereken grupta maç kazanamadık. İtalyan halkından özür dileriz.” – Pirlo

“İtalyan futbolu vicdanıyla hesaplaşmak zorunda. Bugün dibe vurduk. Tüm sorumluluk bizim.” – Gattuso

“Tek bir açıklaması var; 3 maçta 2 puan alıyorsanız eve gitmeyi hakediyorsunuz.” – Zambrotta

“Bu sonuçtan hepimiz sorumuluyuz. Suçlu aramaya gerek yok.” – De Rossi

Dünya Kupası için neyinizi verirsiniz?

Fotoğrafa “Who ate all the pies” adlı blogda rastladım. Güney Afrika’da bulunan İngiliz taraftarlara “İngiltere’nin Dünya Kupasını kazanması için neyinizi verirdiniz?” diye sormuşlar.

Cevaplar çok iyi. Hanımını Terry’e veren mi istersin, alkolü bırakan mı istersin, facebook’u bırakan mı istersin… Hepsi ayrı cins. Favorim ise kebabı bırakmayı göze alan abi. İngiltere kazanmasın sen de kebabı filan bırakma be abi… Yaşanmaz valla…

Bu Şili can yakar

Bugün harika maçlarla gruplara son noktayı koyuyoruz. H grubunda İspanya’nın rakibi Şili. Son Avrupa şampiyonunun kazanmaktan başka çaresi yok ama karşılarındaki grup lideri 6 puanlı Şili de boş değil. Alexis Sanchez’yle, Isla’sıyla ve Vidal’iyle harika bir takım. Turnuvada göze en hoş gelen futbolu oynayan takımlardan biri. İspanya’ya kolay geçit vermeyecekleri kesin. Grubun diğer maçında ise Hitzfeld’in İsviçre’si Honduras karşısında. Onlarda galip gelip İspanya – Şili maçından haber bekleyecekler. Bekleyecekleri haber İspanya’nın puan kaybı ve olması son derece muhtemel bir sonuç. Fransa ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın bir diğer büyüğü İspanya da bugün havlu atarsa hiç şaşırmam.

G grubunda ise Brezilya – Portekiz karşı karşıya. Brezilya gruptan çıkmayı garantiledi. Portekiz ise gruptan çıkmaya garantilemese de Kuzey Kore’ye karşı aldıkları 7-0’lık galibiyet sayesinde 2.’lik için avantajlı durumdalar. Dünya Kupalarında son olarak 1966 yılında karşılaşan 2 ekibin mücadelesinden Portekiz 3-1 ile galip ayrılmış. Aralarında oynadıkları son hazırlık maçını ise 2008 yılında Brezilya 6-2 kazanmış. Dunga gruptan çıkmış olmanın rahatlığıyla yedek isimlere yer verebilir. Zaten Kaka cezalı, Elano sakat. Portekiz ise ideal 11’i ile sahaya çıkıp risk almak istemeyecektir. Gruptaki diğer maç ise hayal kırıklığımız Fildişi Sahili ile kendine münhasır Kuzey Kore arasında. Drogba ve arkadaşları Kuzey Kore’ye fark atıp Brezilya galibiyeti bekleyecekler. Ancak Brezilya Portekiz’i yense dair işleri çok zor. Dediğim gibi o 7-0 Portekiz’i çok avantajlı konuma soktu.

Jabulani’de yaşayan Avustralya’lı

Adidas Dünya Kupasında kullanılan Jabulani futbol topunun reklamını Avustralya’nın Melbourne şehrinde yaratıcı bir şekilde yapıyor.

Şehir merkezinde içi dayalı döşeli 6 metre çapında bir Jabulani var. İçinde de Adam Santarossa adlı bir genç var. Bu genç bütün gün Dünya Kupası maçlarını izliyor, Play Station oynuyor ve blog yazıyor. Haftanın belli günleri de temizlikçi geliyor ve çamaşırları yıkamaya gidiyor.

Adam’ı ziyatet etmek filan da yasak değil. Maçları izlemek için arkadaşları ve yoldan geçen meraklı vatandaşları içeri davet ediyor. Onlarla futbol muhabbeti yapıyor.

Peki kupa bitince n’oluyor? Adam girdiği tüm bu zahmet(!) için 2600 doları cebine koyuyor.