Marca da kabullendi

Messi’nin dün yine olağanüstü oynayıp hat trick yapması üzerine Real Madrid resmi yayın organından farkı olmayan Marca “Dünya’nın gelmiş geçmiş en futbolcusu Messi mi?” diye anket başlattı. Şu ana kadar gelen yaklaşık 16.000 oy sonrası %75.8 ile evet cevabı aldılar.

Artık Ronaldo ile kıyaslama filan söz konusu değil. Messi’nin farklı bir boyutta olduğunu ve hergün daha da büyüdüğünün onlar da farkında…

20 pounda Rooney

“Formda” kelimesinin sözlük anlamı kendisi şu sıralar. Dün yine attı golünü. Bu sezon Premier League’de 26. toplamda 33. golü oldu.

Fotoğrafta görmüş olduğunuz Rooney resimli banknotlar da dünkü Liverpool maçı öncesi stad dışında satılıyormuş. 20 değil yanına 6 tane sıfır daha koysan alamazsın sezon sonunda…

Yine Messi yine hat trick!

Eğer sen bu dünyadansan bizler farklı gezegenlerdeniz…

Bundan sonra Barcelona maçlarının ardından uzun uzun maç yazısı filan yazmanın bir anlamı kalmadı. Tek kelime “MESSI” yazmak yeterli…

*Zaragoza’ya attığı gollerin ve son dakikada yaptırdığı penaltının peşindeyim en kısa zamanda paylaşacağım…

link: http://www.youtube.com/watch?v=hDKsTnK_h_U

Bireysel hata ve teknik ekip formsuzluğu

Son haftaların en zevkli ve Turkcell Süper Ligin standart kalitesinin üzerinde bir maç izledik bugün.

Maçın ilk 10 dakikasında net gol pozisyonlarını harcayan Galatasaray, Emre Güngör’ün yaptığı hata sonrası kalesinde golü gördü. Emre’yi yaptığı bu hata yüzünden asmamak gerek. O pozisyonda hem Neill’in o pası Emre’ye vermemesi gerekirdi hem de Emre bütün maç çok önemli müdahalelerde bulundu. O hatadan bir kaç dakika önce 2’ye 1 yakalandığı bir pozisyonu hatırlatırım ki maç içinde bunlar çok oldu.

Golün ardından maç çok gitti geldi. Galatasaray maçı çevirebilecek pozisyonları Trabzon ise farkı arttırabilecek pozisyonları yakaladı. İki taraf da cömert davrandı ve ilgin ilk yarısındaki gibi gol festivali olabilecek bir maç 1-0’da kilitlendi.

Açıkcası ben bu yenilgiyi sadece sahada net golleri kaçıran Galatasaraylı futbolculara değil biraz da Rijkaard-Neeskens ikilisinin bu akşamki formsuzluğuna bağlıyorum. Barış’a bütün maç tahamül edip Elano’yu çıkarmaları, bütün maç kornerler dahil adam gibi 1 adet orta yapamayan Caner’e ikazda bulunmamaları ya da Balta’yla değiştirmemeleri ve daha maçın 3. dakikasında futbol dışında şeylerle uğraşacağını belli eden Keita’yı çıkarmamaları sayabileceğim ve benim dikkati çeken bazı noktalar.

Tüm bunlara rağmen maçın hakkı en kötü beraberlikti. Maçın yıldızı Trabzonspor kalecisi Onur. Yarın Bursaspor puan farkını 5’lemek için Denizli karşısına çıkıyor. Şampiyonluk şarkıları yavaş yavaş İstanbul’dan duyulmaya başlanabilir…

Bol şans Becks

“Kırmızı siyah forman seni bekliyor” – Milan taraftarından geçen hafta sakatlanan Beckham’a…

Bu pankart bugün Milan adına San Siro’daki en güzel şeydi diyebiliriz. Milan dün Inter’in Palermo’ya takılmasından sonra liderlik için çıktığı maçta Napoli ile 1-1 berabere kaldı. Oyuna baktığımız zaman 1-1 bile iyi sonuç aslında. Napoli’nin çok daha fazla gol pozisyonu var. Pato maçın başında yine sakatlanıp çıkınca Milan sadece Ronaldinho’ya kaldı. Bugün de Dinho’nun doğumgünüydü kendisine enfes bir hediye vermek tabii isterdi ama olmadı.

Altın tepside sunulan liderliği reddetmek her yerde moda anlaşılan… Takibe devam.

Rahat mı böyle?

Rafa Benitez’in artık maçı izleyen biz taraftarlardan hiçbir farkı kalmadı. Liverpool’un Manchester United’a 2-1 yenildiği maçta da oyuna müdahale etmektense Old Trafford’ın rahat koltuklarında keyif yapmayı tercih etti. Keyif yaparken bari Alex Ferguson’dan biraz ders alsaydı diyeceğim ama onu da yaptığını zannetmiyorum. Sezon sonunda gideceğini biliyor pek de sallamıyor sahada olup biteni.

Torres atmış beklenmedik şekilde öne geçmişin, ilk yarı Mascherano’nun embesilliği yüzünden beraberlikle sonuçlanmış ama bahane değil zaten hiç bir şey oynamıyorsun. İkinci yarıda yap bir hocalık da marifeti görelim ama yok…

Gerrard belki vurur da gol olur, Torres alır gider de gol olur diye kenarda bekle bekle nereye kadar? Aston Villa eksik maçını kazanırsa lig sıralamasında yedinciliğe kadar…

Avni Aker’de kırmızı top

Geçen hafta sonu (NIKE)RED ‘Lace Up. Save Lives’ ortaklığına ilişkin bilinci artırmak amacıyla Premier League, La Liga ve Serie A liglerinde kırmızı top kullanılmıştı. Özel olarak tasarlanmış bir T90 Ascente olan (NIKE)RED top, şu anda üç ligde de kullanılan ve oyuncuların her hafta alıştığı teknolojik yeniliklerin tümünü içeren, ancak dış yüzünde (RED) bağcık resmi bulunan bir model.

Yarınki Trabzonspor – Galatasaray maçında da AIDS ile mücadeleye destek vermek için bu kırmızı top kullanılacak. Aynı zamanda bazı futbolcular kramponlarına kırmızı bağcık takacak.

Bu arada Turkcell Süper Ligde bu sezon kullanılan toplar T90 Ascente’nin bir eski jenerasyonu yani yarınki maç sezon başından beri kullanılan topların dışında bir topla oynanacak. Bunu bahane edecek “bu nasıl top alışamadık” diyen futbolcu çıkar mı dersiniz?

12 sene sonra trenle deplasmana

En son 1997-1998 sezonunda takımın başında Van Gaal varken Mallorca ile oynanan İspanya Kupası finali için Valencia’ya trenle giden Barcelona yıllar sonra ilk defa yarınki maç için Zaragoza’ya trenle gidecek. Yarın saat 12.40 civarında Zaragoza’ya ulaşacak olan kafile saat 21.00’de maça çıkacak.

O sezon Van Gaal yönetiminde 3 kere trenle Valencia’ya giden Barcelona, Mestalla‘dan yüzü hep gülerek ayrılmış. Ligin 3. haftasında Valencia’yı Anderson, Rivaldo ve De la Pena‘nın golleriyle 3-0 yenmişler.  Daha sonra İspanya kupası çeyrek finalinde tekrar karşılaştıkları Valencia’yı Rivaldo(2) ve Giovanni‘nin golleriyle 3-1 yenmişler ve finalde de Hector Cuper‘in Mallorca’sı ile 1-1 berabere kalarak penaltılar sonrası kupayı kaldırmışlar.