Ne şiş yansın ne Fener

Fener, Lugano – Bilica ikilisi bozulunca zırt pırt gol yiyordu. Şimdi iki deli yanyana geldi; gol yemiyor ama atamıyor da. Antalya maçında iki şut, Gençlerbirliği maçında neredeyse o bile yok. Hayatta en nefret ettiğim şey uyuz 0-0 maçlardır, bu akşam ikinci yarıda televizyonun sesini dahi açmadım. Yaşama sevincimi emdi vallahi Fenerbahçe bu akşam…

Başka birşey yazmayacağım. Ne yazayım ki?

Florentino Perez nerede?

Real Madrid’in Lyon’a elendiği günden beri başkan Perez ortalarda yok. Ne kulübe gelmiş ne de basket takımının oynadığı maça gitmiş. Taraftarla aynı ortamda olmak istememiş. Tabii ki şok büyük. Sezon başında harcanan yaklaşık 300 milyon euronun acısı var. Şampiyonlar Ligi finaline giden yolda sponsorlardan, UEFA’dan ve maç biletlerinden gelmesi beklenen 60 milyon euro da hayal olmuş. Seneye başkan seneye…

Bu arada İspanyol basını faturayı Pellegrini’den sonra Higuain’e kesmeye karar vermiş. Maç 1-0’ken boş kaleye kaçırdığı gol ve 2 pozisyonda Ronaldo’ya pas vermemesinde bahsedip duruyorlar. Ayıptır ayıp. Sezon başından beri adam attığı gollerle takımı sırtlıyor. Vefa bir semt adı anlaşılan.

Premier League, Serie A ve La Liga’ya kırmızı top

Önde gelen üç Avrupa futbol ligi, bu hafta sonu (NIKE)RED ‘Lace Up. Save Lives’ ortaklığına ilişkin bilinci artırmak amacıyla kırmızı top kullanacak. Nike’ın liglerin ev sahibi takım aksesuarları ürün yelpazesinden özel tasarım (PRODUCT)RED™ topunu piyasaya sürmesiyle ligler kırmızıya boyanacak.

Küresel inisiyatife birlikte destek vermek amacıyla, Barclays Premier League, İspanya’da La Liga ve İtalya’da Serie A liglerinde, 13 ve 14 Mart hafta sonu, tüm maçlarda (NIKE)RED top kullanılacak.

Özel olarak tasarlanmış bir T90 Ascente olan (NIKE)RED top, şu anda üç ligde de kullanılan ve oyuncuların her hafta alıştığı teknolojik yeniliklerin tümünü içeren, ancak dış yüzünde (RED) bağcık resmi bulunan bir model.

Bu arada top demişken yakın bir arkadaşımın dikkatini çekip bana daha bu sabah bahsettiği bir konuyu dile getirmek istiyorum. Turkcell Süper Ligde kullanılan ve Nike’ın sponsor olduğu toplar Premier League ve La Liga’da kullanılan topların bir eski jerenerasyonuymuş. Biz hep bir sezon geriden geliyormuşuz. Benim daha önce dikkatimi çekmemişti. Bunun sebebini merak ettim ve neden Nike’ın yeni çıkarttığı topları kullanmadığımızı araştıracağım.

Tabii bir bilen varsa buyursun yorumlardan aydınlatsın bizleri…

Yüzeysel başkan adayı

Galatasaray başkanlığı için adaylığını açıklayan Adnan Öztürk’ün ilk günden beri bazı açıklamalarına denk geldim. Konuşmalarında her muhalefet kanadının yapması gerektiği gibi Adnan Polat ve yönetimini eleştiriyor. Tabii ki eleştirecek ancak bu eleştirdiği konularla ilgili çözümünün ne olacağını derinlemesine bir türlü anlatmıyor.

Mesela Galatasaray adasına takmış orası üyelerimizindir, para karşılığı bir işletmeye verilmesi yanlıştır diyerek yaranmaya çalışıyor. Galatasaray adası yıllarca sadece üyelere açıktı da ne oldu diye sormak lazım. Giden para harcamıyor, ada bakımsızlıktan ilgisizlikten dökülüyordu. Özel bir işletmeye verildi pırıl pırıl oldu. Ekstra gelir elde edildi. Adı sanı daha çok duyulmaya başlandı.

Bir de devamlı Galatasaray’ın hiçbir taşınmazını satmadan borçlarımızdan kurtulacağız diyor. Peki nasıl? Onu hiç anlatmıyor. Galatasaray’ın son 2 senedir yönetilmediğini idare edildiğini iddia ediyor. Sportif konulara ve transferlere filan girmeden; Seyrantepe sonunda sonuca varmış inşaatı sürüyor, Riva’nın izinleri alınmış, daha önceki senelerin çok daha üzerinde sponsorluk geliri yaratılmış, GS Mobile kurulmuş, banka kartları çıkarılmış, Gs Store’lar ürün yelpazesini genişletmiş satış rekorları kırmış vs… Eğer idare etmek dediği buysa benim pek hoşuma gitti böyle idare edilmek.

Son olarak da katıldığı bir televizyon programında söylediği şu lafa çok takıldım;

“Tekerlekli basketbol takımımız var. Onlar zaten basket maçından daha çok davetlerde gezdiler, bir şov unsuru olarak kullanıldılar.”

Galatasaray Tekerlekli Basketbol takımının hem yurtiçinde hem de yurtdışında üst üste kazandığı başarılardan bahsetmeme gerek yok(!) heralde. İnsanlarımızın gurur duyup bu sporcuları bir yerlere davet etmesi, alkışlaması ve ödüllendirmesi kendisini neden bu kadar rahatsız etti acaba?

Daha önce Sayın Adnan Öztürk’ün söylediklerinin arkasının hep boş olduğunu düşünüyordum, artık içlerinin de boş olduğuna karar verdim…