
Galatasaray başkanlığı için adaylığını açıklayan Adnan Öztürk’ün ilk günden beri bazı açıklamalarına denk geldim. Konuşmalarında her muhalefet kanadının yapması gerektiği gibi Adnan Polat ve yönetimini eleştiriyor. Tabii ki eleştirecek ancak bu eleştirdiği konularla ilgili çözümünün ne olacağını derinlemesine bir türlü anlatmıyor.
Mesela Galatasaray adasına takmış orası üyelerimizindir, para karşılığı bir işletmeye verilmesi yanlıştır diyerek yaranmaya çalışıyor. Galatasaray adası yıllarca sadece üyelere açıktı da ne oldu diye sormak lazım. Giden para harcamıyor, ada bakımsızlıktan ilgisizlikten dökülüyordu. Özel bir işletmeye verildi pırıl pırıl oldu. Ekstra gelir elde edildi. Adı sanı daha çok duyulmaya başlandı.
Bir de devamlı Galatasaray’ın hiçbir taşınmazını satmadan borçlarımızdan kurtulacağız diyor. Peki nasıl? Onu hiç anlatmıyor. Galatasaray’ın son 2 senedir yönetilmediğini idare edildiğini iddia ediyor. Sportif konulara ve transferlere filan girmeden; Seyrantepe sonunda sonuca varmış inşaatı sürüyor, Riva’nın izinleri alınmış, daha önceki senelerin çok daha üzerinde sponsorluk geliri yaratılmış, GS Mobile kurulmuş, banka kartları çıkarılmış, Gs Store’lar ürün yelpazesini genişletmiş satış rekorları kırmış vs… Eğer idare etmek dediği buysa benim pek hoşuma gitti böyle idare edilmek.
Son olarak da katıldığı bir televizyon programında söylediği şu lafa çok takıldım;
“Tekerlekli basketbol takımımız var. Onlar zaten basket maçından daha çok davetlerde gezdiler, bir şov unsuru olarak kullanıldılar.”
Galatasaray Tekerlekli Basketbol takımının hem yurtiçinde hem de yurtdışında üst üste kazandığı başarılardan bahsetmeme gerek yok(!) heralde. İnsanlarımızın gurur duyup bu sporcuları bir yerlere davet etmesi, alkışlaması ve ödüllendirmesi kendisini neden bu kadar rahatsız etti acaba?
Daha önce Sayın Adnan Öztürk’ün söylediklerinin arkasının hep boş olduğunu düşünüyordum, artık içlerinin de boş olduğuna karar verdim…