Atletico gazı fena aldı

Kuralar çekildiğinde tarihinin en kötü Atletico Madrid’iyle eşleştik ama 2 ay sonra ne durumda olurlar bekleyip görmek lazım diyorduk. Dün akşam 3-0’ın rövanşında Recreativo Huelva’yı Calderon’da 5’lediler. Ligde çok alttalar ancak Real Madrid ve Barcelona’nın olmadığı kupada yürür gider Avrupa biletini bu kontenjandan alırlar.

Europa Kupasına ne kadar önem verecekler, 1 ay sonra ne halde olacaklar bekleyip göreceğiz ama Agüero’nun Chelsea’ye gitmemesi ve yükselen form grafiği can sıkıcı.

En değerli 10 spor kulübü

Forbes 2009 yılının en değerli 10 spor kulübünü kaleme almış. İlk 10’da sadece 3 futbol takımı var. Ağırlık Amerikan futbolunda. Son günlerde borç altında batıyor denilen Manchester United ise zirvede.

1.    Manchester United – (İngiltere / Futbol) – 1,296 million Euros 2.    Dallas Cowboys – (ABD / Amerikan Futbolu) – 1.144 million Euros 3.    Washington Redskins – (ABD / Amerikan Futbolu) – 1.074 million Euros 4.    New York Yankees – (ABD / Beyzbol) – 1.040 million Euros 5.    New England Patriots – (ABD / Amerikan Futbolu) – 943 million Euros 6.    Real Madrid – (İspanya / Futbol) – 938 million Euros 7.    Arsenal – (İngiltere / Futbol) – 831 million Euros 8.    New York Giants – (ABD / Amerikan Futbolu) – 820 million Euros 9.    New York Jets – (ABD / Amerikan Futbolu) – 811 million Euros 10.  Houston Texans – (ABD / Amerikan Futbolu) – 797 million Euros

*Liste yapılırken hangi kriterlerin baz alındığı açıklanmamış.

Daha kötüsü olamazdı heralde…

Sezon başında yapılan transfer yanlışları, lige kötü başlangıç ve istikrarsız performans, Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkamama ve son olarak 2 gün önce Anfield’da Championship takımı Reading’e elenmek…

Hep Rafa’ya atıp tutuyoruz, kulübeden bizler gibi boş boş izliyor hiç birşey yapmıyor, zaten sezon başında da parayı yanlış harcadı diye ama bu sezonki sakatlık belası da olacak gibi değil. Sezon başında 20 milyon ödenen Aquilani’nin daha yeni yeni kendine gelmesi, bir diğer yeni transfer Glen Johnson’ın 1 ay sahalardan uzak kalacak olması, Gerrard ve Torres’in aynı anda sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar oynayabilmeleri gerçekten büyük şanssızlık.

Bunlar yetmezmiş gibi son olarak Reading maçında sakatlanan Torres’in 6, Benayoun’un 4 ve Gerrard’ın 2 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Torres ve Gerrard demek zaten takımın yarısı demek, bi’ gıdım sevmediğim sevemediğim Benayoun ise bu sezon takımın en formda oyuncusu.

Cumartesi günü Stoke City ile deplasmanda karşılaşacaklar. Reading karşısında Gerrard ve Torres’in olmadığı dakikalardaki takım Stoke gibi zayıf bir ekipten bile 2-3 yer, gol filan da atamaz. Rafa maç öncesi yine diken üstünde ama bu sefer onun da eli kolu bağlı. Hea eli kolu bağlı olmasa da birşey yapmıyor o da ayrı…

N’apıyorsun hemşerim?

Premier League ekiplerinden West Ham’in uzun süredir el değiştirmesi gündemde. Sezon başından beri bir belirsizlik var. Ciddi borç içinde olan kulübe hiç yatırım da yapılmadı. Ee haliyle takım da Zola yönetiminde küme düşmemek için can çekişiyor.

Önümüzdeki günlerde büyük ihtimalle takımın yeni sahibi İtalyan Massimo Cellino olacak. Massimo Cellino aynı zamanda Cagliari takımının da sahibi. Bu zengin beyefendi İtalya’da ya da İngiltere’de de yaşamıyor. Kendisi Miami’den yapıyor yatırımlarını. West Ham’i tamamen devraldıktan sonra da yapacağı ilk iş Zola’yı gönderip yerine en son 2007-2008 sezonunda Bologna’yı çalıştıran Daniele Arrigoni‘yi getirmek olacakmış. Miami’den böyle buyurmuş Cellino.

Zola’nın yerine kimin geleceğinde değilim de elinde malzeme olmadan sezon başından beri hiç sesini çıkarmadan elinden gelen herşeyi yapan Zola gibi efsane bir adamı neden sezon ortasında göndermek istersin hiç anlamış değilim. İtalyan’ın İtalyan’a yaptığına bak…

Hafta Sonu Tv’de Futbol

15 Ocak Cuma

20.30 Fil Dişi Sahilleri – Gana (EUROSPORT) 21.30 Bayern Münich – Hoffenheim (TRT 3)

16 Ocak Cumartesi

14.30 Hamilton – Rangers (FUTBOL SMART) 14.45 Stoke City – Liverpool (SPORMAX) 17.00 Celtic – Falkirk (FUTBOL SMART) 17.00 Sheffield United – Middlesbrough (EURO FUTBOL) 17.00 Chelsea – Sunderland (SPORMAX) 18.00 Nijerya – Benin (EUROSPORT) 19.30 Everton – Manchester City (SPORMAX) 20.30 Mısır – Mozambik (EUROSPORT) 20.30 İstanbul Belediye – Beşiktaş (TRT 1) 21.00 Athletic Bilbao – Real Madrid (NTVSPOR) 22.00 PSG – Lille (KANAL A) 23.00 Barcelona – Sevilla (NTV)

17 Ocak Pazar

15.30 Aston Villa – West Ham (SPORMAX) 16.00 Milan – Siena (NTVSPOR) 16.30 Schalke – Nürnberg (TRT 3) 17.30 Denizlispor – Bursaspor (TRT 1) 18.00 Bolton – Arsenal (SPORMAX) 18.00 Gabon – Tunus (EUROSPORT) 20.00 Atletico Madrid – Sporting Gijon (NTV) 20.30 Galatasaray – Denizli Belediye (TRT 1) 20.30 Kamerun- Zambia (EUROSPORT) 22.00 Valencia – Villarreal (NTVSPOR) 22.00 Bordeaux – Marseille (KANAL A)

18 Ocak Pazartesi

18.00 Angola – Cezayir (EUROSPORT) 18.00 Mali – Malawi (EUROSPORT 2) 20.30 Antalyaspor – Fenerbahçe (TRT 1) 21.45 Newcastle – West Bromwich (FUTBOL SMART)

Bakalım bu yol, su, elektrik olarak bize nasıl dönecek?

Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 2010-2011, 2011-2012, 2012-2013, 2013-2014 futbol sezonları TFF Süper Lig ve TFF 1. Lig müsabakaları yayın haklarının devri için düzenlenen “Medya Hakları İhalesi”  sona erdi.

Paket A denilen yani uzun lafın kısası Turkcell Süper Lig maçlarını farklı teknolojilerle haftada en az 4 olmak üzere şifreli canlı yayınlamayı kapsayan paket için Digitürk ve Türk Telekom arasında müthiş bir açık arttırma savaşı oldu. Kazanan 321 milyon dolarla Digitürk. Bir de bunun üzerine %30 vergi gelecek. Oh aslanım!

“Ligde takımlar arasında bu kadar çekişme olmuyor yayınlamak için bu kadar çekişme olur mu lan!?” dedirttiler resmen. Bu arada Digitürk masasında Karamehmet’in bizzat oturması, Telekom’un sık sık mola alıp patrona telefon açmaya gitmesi de açık arttırmanın entesanlıklarındandı.

Bu ihalenin ardından futbolumuzda birçok dengenin değiştireceği kesin. Kulüpler de tabii ki gelirleri yükselecek diye çok mutlular ancak bu paralar ödenebilir mi, nasıl ödenir, nereden nasıl çıkar gibi soruları da kendi kendilerine soruyorlardır. Mutluluğun yanısıra bir tedirginlik de vardır yani.

Bu noktada da bizlere yani futbol endüstrisinin müşterilerine girenin çıkanın ne olacağını bekleyip görmek lazım. Sadece ödeyeceğimiz paraları değil, maçları izlerken ağzımıza dayayacakları reklamları da şimdiden görür gibiyim…

Alessandro Del Piero

Dün akşam Diego’yla beraber Ferrara‘yı ipten aldılar. 3-0’lık Napoli galibiyetinin baş mimarlarıydı. Del Piero 2 gol atarken, Diego 1 gol atarak bir de penaltı yaptırdı.

Sezon başında yapılan onca transfere rağmen yine Del Piero yine Del Piero… Ferrara sezon başından beri kaptana ters gidiyordu ancak bu zor günlerde sarılması gereken isim odur. Juventus’daki ağırlığı tartışılmaz. Hatta taraftar Hiddink filan değil Del Piero gelsin takımın başına diyor. Ben ise daha değil biraz daha izleyelim diyorum.

Bu galibiyet şimdilik kupada çeyrek finali getirdi ve günü kurtardı. Hafta sonu Chievo deplasmanı yine sıkıntılı olur.

Nazar boncuğu olsun

Guardiola göreve geldiğinden beri ilk defa bir kupada saf dışı kaldı. Sevilla’yı dün akşam deplasmanda Xavi’nin golüyle 1-0 yenmelerine rağmen ilk maçı Camp Nou’da 2-1 kaybettikleri için deplasmanda atılan gol muhabbetinden Copa Del Rey’den elendiler.

Geçen sezon alınan 6 kupanın ardından bu sene de herkes Barcelona’dan aynı şeyleri bekliyor ancak mümkünatı yok. Maçı izleyemediğimiz için fazla yorum şansımız yok ama İspanyol basınına göre futbol tanrıları Sevilla’nın yanındaymış. Guardiola maçtan sonra “eleneceksek böyle elenemelim ben takımımla durur duyuyorum, Sevilla’yı da tebrik ediyorum” demiş.

Barcelona kaybedince sevineni de çok oluyor tabii. Sevilla’lıların haklı sevincinin yanı sıra özellikle Alcorcon denilen 3. lig takımına bir önceki turda elenen Madrid’liler başkasının mikiyle zevk almaya bayılıyorlar…

Neden Arsenal t-shirt’ü giydim?

“Bu sabah uyandığımda dün Arsenal t-shirt’ü giydiğimi fark ettim. Angola sınırında yaşadıklarımızdan sonra bütün eşyalarımızı, bavullarımızı bırakıp kaçtık. Bu yüzden giyecek hiçbir şeyim yoktu ve sorduğum ilk kişi bana bu t-shirt’ü verdi. Ne giydiğime dikkat etmedim bile… Dün uyumak için odama giderken bile şaşırıp başkasının odasına gittim. Olay nedeniyle hepimizin kafası karışık. Ne yaptığımızı bilmiyoruz…”

Emmanuel Adebayor