Howard Webb

Premier League’de bu sezonun en tartışılan hakemi olan Howard Webb, Konfederasyon kupasında Brezilya-Mısır maçında verdiği penaltı kararıyla da olay yaratmıştı. Penaltı pozisyonu çözemeyen Webb saha kenarındaki tekrar görüntüleri ve yardımcısının uyarısıyla beyaz noktayı göstermişti.

Zaten önceden damgalı olan Webb, bu karar sonrası Guardian’ın malzemesi olmuş. Kendisi için özel bir fotoğraf galerisi oluşturulmuş.

İddia edilen Rijkaard kuralları ve Lincoln üzerine

Basında çıkan Rijkaard kurallarından haberiniz vardır. Zaten bir takımın başına yeni bir teknik adam geldi mi gazetelerde hemen çıkar böyle haberler. Florya’da sıkı yönetim, Samandıra’da disiplin, Ümraniye’de yasaklar vs..

Rijkaard‘ın koyduğu kuralların takıma disiplin getirmesi gerekirken takımın en çok para kazanan futbolcusu Lincoln piyasada yok. Kaç gündür Lincoln’ün nerede olduğu hakkında kulüpten bir açıklama yapılmıyor. Bundan önce verilen para cezalarının bir halta yaramadığı ortadeyken yine para cezası verilecek deniliyor.

Takım içinde böylesine disiplinsizlik yaratan bir futbolcu varken Rijkaard kurallarının disiplin getireceğini konuşmak ne kadar anlamsız olsa da Lincoln’ün yarın takıma katıldığını ve bu yeni kurallarla yaşayacağı problemleri bir düşünelim.

1- Sabah yapılacak olan antrenmanlar saat 10.00’da başlayacak ve tüm futbolcular antrenman saatinden 1 saat önce tesislerde olacak.

Lincoln paşanın daha ilk günden saat 9’da tesislerde olmasının imkanı ihtimali yok. 9’da tesislerde olması için 8’de kalkması lazım. Bahanesi hazır; kaç aydır Brezilya’dayım, saat farkı beni bitirdi, lanet olsun jetlag.

2- Tesislerde kalan oyuncuların kahvaltı saati 8.00 ile 9.00 arası olurken, 9.00’dan sonra kahvaltı edilmesi kesinlikle yasak olacak.

Lincoln paşa buna kesin bir çözüm bulur. Lap Top’unu açar yemeksepetinden bir sabah tostu söyler ya da Baros‘a bana yolluk bi’ ekmek arası yap diye sms atar.

3- Çift antrenman olduğu günlerde tesislerden çıkmak kesinlikle yasak olacak. Öğleden sonra futbolcular 2 saat uyumak zorunda..

Çift idman paşamı bozar. Öğleden sonraki idman öncesi dizindeki sakatlığı nükseder. Antremana çıkmayacağı için 2 saat değil 4 saat uyur.

4- Oyuncuların kamp yaptığı binaya kesinlikle misafir alınmayacak. Futbolcuların dinlenme saatlerinde tesis çalışanları bile bu binaya giremeyecek.

Lincoln İstanbul’da 5-6 tane arkadaşıyla beraber yaşıyor. Kamptayken arkadaşlarını özlerse ne olacak? Morali bozulur paşamın. Terk eder kampı!

5- Tesislerde kalan futbolcuların tesislere dönüş saati en geç 00.00 olacak ve bu saatten sonra gelenler tesislere alınmayacak.

Lincoln tesislerde kalmıyor o yüzden bu kuraldan yırttı.

6- Futbolcular gece 00.00’dan sonra birbirlerine oda ziyareti yapamayacak.

Nasıl yani uyku tutmayınca Sabri‘yle çekirdek çitlemeyecek mi?? Olacak iş değil…

Şu Zenit enayisi Lincoln’ü de alsa, Brezilya’dan direk Rusya’ya geçse İstanbul’a bulaşmasa ne güzel olur. Meira zaten orada, Güiza da gidecek. 3’ü takılırlar işte orada paşa paşa…

Ermanonel Messi

Erman Kılıç, çok teknik ve hızlı bir oyuncu olduğu için Bülent Uygun tarafından Barcelona’nın Arjantinli oyuncusu Messi’ye benzetildiğinin belirtilmesi üzerine, ”Hocamız Messi’ye benzetiyor, inşallah hocamıza layık oluruz” diye konuştu.

Töbe, töbe…

Raul Albiol Real Madrid’de

Mevcut kadroya yapılan Ronaldo ve Kaka transferlerinden sonra bu adamların hücum hattı o biçim de defans ne olacak deniyordu. Para babası Florentino Perez bu soruya da cevap bulmuş ve Valencia’dan Raul Albiol’ü kadroya katmış. Juventus’a giden Cannavaro’nun yerine Pepe’nin yanına düşünülen Albiol transferi deyim yerindeyse “cuk” oturmuş.

Dün gece İspanyol gazeteleri bu transferin bittiğini yazmıştı. Real Madrid de az önce resmi açıklamayı yapmış. Bu transfer için Valencia’ya 15 milyon euro, Albiol’a da senelik 1.8 milyon euro ödenecekmiş.

Bu arada Real’in bir diğer ilgilendiği isim ise Liverpool’dan Arbeloa. Bu adam yıllardır nasıl Liverpool’da oynar ya da Real bu adamla neden ilgilenir onu da çözebilmiş değilim.

Güzel transferler

Avrupa’da yapılan büyük ve popüler transferlerin yanısıra her gün basınımıza çok yansımayan akılcı ve mantıklı transferler de yapılıyor. Bu transferler arasında benim beğendiğim bir kaç tanesi şöyle;

Marcelo Moreno (Shakhtar Donetsk) —> Werder Bremen Pele (Porto) —> Genoa Jeremy Mathieu (Toulouse) —> Valencia Campagnaro (Sampdoria) —> Napoli Eremenko (Udinese) —> Dinamo Kiev Sven Bender (1860 Münich) —> B. Dortmund Franco Zuculini (Racing Club) —> Hoffenheim Shunsuke Nakamura (Celtic) —> Espanyol Luis Jiménez (İnter) —> West Ham Orlando Engelaar (Schalke) —> PSV Joe Hart (Man City) —> Birmingham