İçim sıkıldı, ruhum daraldı, yoruldum

Oyun içinde doğru düzgün heyecan ve tempo yine yok… Stadın yarısından fazlası boş… Kendi sahanda 3 defansif orta saha ve Kewell yine yedek… Emre Güngör sakatlanmasa belki de oyuna hiç girmeyecek… Lincoln hala tatilde… Ümit Karan ve Hasan Şaş aynı anda sakat ve 18’de yok… Uğur Uçar 15 ay sonra ilk 18’de… Ligde 63 gün sonra gelen 2 gollü ancak yine tek farklı bir galibiyet…

Hiddink Stamford Bridge’e veda etti

Sezon ortasında Abramovich‘in ricasını kırmayarak 6 aylığına Scolari‘nin yerine Chelsea’nin başına geçen Guus Hiddink, dün oynanan ve Chelsea’nin Blackburn’u 2-0 yendiği maçla Stamford Bridge’e veda etti. Sezonun son haftasında Sunderland deplasmanında Chelsea’nin başında son maçına çıkacak olan Hiddink, Rusya Milli takım teknik direktörlüğüne devam edecek.

Kısa süreli olarak takımla çalışmasına rağmen yarı finalde Barcelona‘ya denk gelmese Şampiyonlar ligi finali bile oynatabilirdi belki ama olmadı. Bence kendisi çalıştırdığı her takımda olduğu gibi Chelsea’de de gayet başarılı olmuştur.

Bu arada önümüzdeki sezon Chelsea için en favori isim Ancelotti olarak gözüküyor. İtalyan gazetelerine göre, Berlusconi Milan’ın Udinese deplasmanında yenilmesinin ardından Ancelotti’nin biletini kesmiş.

Ohoooooo kimi izleyeceğiz biz yahu?

Haftaya çarşamba Kadıköy finali için biletimiz var ağız tadıyla bir final izleyeceğiz dedik ama aksiliklerin ardı arkası kesilmiyor. Finalin adı zaten çok büyük değil. 5 gün sonra oynanacak olan bir final maçının biletleri hala satışta, alan yok…

Bizim gibi bileti olup maçta olacaklar için de en tatsız durum Werder Bremen takımındaki eksiklikler. Zaten Diego‘nun cezalı olması içimdeki final izleme heyecanını azaltmıştı. Daniel Jensen, Per Mertesacker ve Naldo da zaten sakattı. Bunlar yetmezmiş gibi son antremanda da Rosenberg ve Pizarro, iki forvet birden sakatlanmışlar. Hadi Rosenberg’i geçtim ama Pizarro’yu canlı olarak izlemek isterdim. Bir tek vuruş finishing yapardı ya da bir kafa… Neyse en azından yıllardır ayak basmam dediğim Şükrü Saraçoğlu stadını göreceğim, bakalım nasılmış 🙂

Bu arada çeyrek finalden beri UEFA kupasını Werder Bremen alır diyordum ancak mevcut şartlar altında Lucescu Kadıköy’de kupayı kaldırıp kapak yapacak gibi…

Usain Bolt Manchester’da

Daha önce Cristiano Ronaldo’ya daha hızlı koşması için taktik vereceği açıklanan 100 metre rekortmeni Usain Bolt, bu haftasonu Manchester United’ın misafiriymiş.

Ronaldo’ya ayaküstü taktik verdikten sonra Manchester’da Great City Games organizasyonunda 150 metre koşacak olan Bolt, daha sonra da Old Trafford‘da Manchester United – Arsenal maçını izleyecekmiş.

Geçirdiği trafik kazası sonrası herhangi bir problemi, ağrısı sızısı kalmadığını söyleyen Bolt’un tek derdi Manchester’daki soğuk havaymış. Umarım hava güneşli olur diyormuş.

Yanlız Bolt haklı, hava hakkaten soğuk baksanıza Mayıs ortası adamlar hala eldivenlerle antreman yapıyorlar…

Bu arada Ronaldo antremanda neden Rooney‘nin kazağını giyiyor? Hayran galiba:)

Barcelona uçağındaki parti

[metacafe]http://www.metacafe.com/watch/yt-VilQgNpnZ0A/en_el_avion_celebracion_vuelta_madrid_bar_a/[/metacafe]

Daha önce bir deplasman dönüşünde Barcelona uçağında Pique’nin i pod’u eşliğinde yapılan partiden bahsetmiştim. Meğer uçaktan birileri partinin bir kısmını telefon kamerasıyla kaydetmiş.

“Tarih Yazanlar” NTV Spor’da

2000 yılında UEFA Kupası’nı kazanan Galatasaray, Türkiye’de eşi olmayan bir başarıya imza atmıştı. Kupayı Türkiye’ye getiren kadro ve teknik heyet, tarihi başarının 9. yıl dönümünde NTV ve NTV Spor ekranlarında bir araya geliyor.

Teknik direktör Fatih Terim, antrenörler Müfit Erkasap, Bülent Ünder, Eser Özaltındere, futbolculardan Hakan Şükür, Arif Erdem, Okan Buruk, Ümit Davala, Hakan Ünsal ve Ergün Penbe NTV Spor’da yayınlanacak ‘Tarih Yazanlar’ programında UEFA Kupası’nın hikayesini konuşuyor.

“Tarih Yazanlar” yarın saat 12.00’de canlı yayınla NTV ve NTV Spor’da.

Lucescu Kadıköy’e

Shakhtar favori olduğu eşleşmede Kiev‘i eledi. Werder Bremen zoru başarıp Hamburg deplasmanından turla döndü. Werder adına en tatsız haber Diego‘nun cezası nedeniyle finalde oynayamayacak olması.

Sen Türkiye’de iki büyük kulüp çalıştır. İkisini de şampiyon yap sonra kovul. Ardından kapak yapmak için gel burada Avrupa kupası finali oyna. Futbol enteresan oyun hea…

20 Mayıs; Werder Bremen – Shakhtar @ Kadıköy

4 Mayıs

Galatasaray Başkanı Adnan Polat, çok değil bundan daha 2 hafta önce “4 Mayıs sabahı görüşelim” diyerek şampiyonluğa hala inandığını belirtmişti. Ancak bu söylemi öncekiler gibi tutmadı çünkü bırakın kötü oynamayı, futbol bile oynamayan takımını hesaba katmamıştı ya da katmak istememişti.

Bugün 4 Mayıs, Galatasaray bu söylemden sonra 5 puan daha kaybetti ve 4. sırada yer alıyor. Son olarak 3 puan verdiği takım ligden düşmesi kesinleşen ve sadece 4 galibiyeti bulunan Hacettepe…

Dün ligin zirvesindeki Beşiktaş, Fenerbahçe ile derbi maçı yapıyor ama bir Galatasaraylı olarak ne yazık ki benim umrumda bile değil çünkü ben bu hafta kazanan ve ensemde nefesini hissettiren Bursaspor’un derdindeyim. Galatasaray tarihinin en iyi kadrolarından birini kuruyorsun. Her kulvarda şampiyonluk hedefliyorsun ancak sezon sonunda geldiğin nokta içler acısı…

Adnan Polat Galatasaray taraftarının en sevdiği isimlerden biridir. Bundan önceki dönemlerde yaptığı işlerle ve sezon başında takıma kazandırdığı isimlerle bu sevgiyi daha da arttırmıştır. Ancak başkanın sezonun ikinci yarısından itibaren yaptığı açıklamalarla takımın başarısızlığını takımın dışında araması en büyük yanlışı olmuştur. Federasyon’la atışmalar, rakip takım kasapları ve son olarak tezgahlar bugünkü sonun başlangıçlarıdır. Adnan Polat bu taraftar senin eserin diyen tribünler bile yavaş yavaş bu takımın hali senin eserin diyecek seviyeye gelmiştir.

Galatasaray yönetimi ilk hatasını bu kadar üst düzey isimlere sahip bir kadroyu Skibbe gibi daha genç, tecrübesiz, Türkiye’yi tanımayan ve oynadığı her maçı kazanma zorunluluğu olan bir takımı çalıştıracak düzeyde olmayan bir teknik direktöre emanet ederek yapmıştır. Şampiyonlar ligine katılamayarak başlayan Skibbe dönemi Ali Sami Yen’de bugün küme düşmesi kesinleşen Kocaelispor’dan 5 yiyerek sonra ermiştir.

Skibbe ile yollar ayrıldıktan sonra bu zor dönemde taşın altına kim eline koyar denilmiş ve büyük kaptan Bülent Korkmaz göreve çağrılmıştır. Adnan Polat ile Bülent’in yakınlık derecesini bildiğimden oturup masada para bile konuşmadan el sıkıştıklarına da eminim. Ancak büyük kaptan ben de dahil olmak üzere bir çok Galatasaraylı’yı hayal kırıklığına uğratmıştır. Kendisini hala Kayseri Erciyes teknik direktörü sanarcasına 1-0 olsun benim olsun mantığıyla oynattığı negatif futbolla sadece bir kaç hafta içersinde Galatasaray için daha yetersiz olduğunu gözler önüne sermiştir. Benim düşüncem Bülent Korkmaz bugün çıkmalı ve gerçek bir Galatasaraylı olduğunu kanıtlayarak aynen şunları söylemelidir. “Ligin bitimine kadar 4 maç daha takımın başındayım ancak sezon sonunda ayrılıyorum. Çok sevdiğim Galatasaray için daha yetersizim, umarım önümüzdeki dönemlerde daha fazla tecrübe edinip bu göreve tekrar gelme şansı yakalarım…”

Adnan Polat ve yönetiminin istifa edip Galatasaray’ı şu dakikada daha da büyük bir kaosa sürüklemeyeceğine eminim. Bu dakikadan itibaren yapılması gereken yabancı, tecrübeli ve Galatasaray isminin ağırlığını kaldırabilecek bir teknik adamla anlaşarak kadroda net bir revizyona gitmektir. Yaşlı ve miladını doldurmuş, genç ama verilen şansları değerlendirememiş tüm isimlerle yollar ayrılarak bu revizyon başlamalı, Baros ve Kewell dışındaki tüm yabancılara da yol verilerek devam etmelidir.

Hea tabi bu revizyona girişmeden önce 4 hafta boyunca avuçlarımızı açıp Bursaspor’un her hafta puan kaybetmesi için dua etmeyi ihmal etmemiz gerekir. 4 hafta içinde bizim en az 5 puan daha kaybedeceğimizi düşünürsek UEFA şampiyonu olacağız diyerek başladığımız sezonun sonunda UEFA’ya gidebilecek sırada bile olamayabiliriz.