Hafta Sonu Tv’de Futbol

31 Temmuz Cumartesi

15.00 Zenit – Rubin Kazan (SPORMAX) 16.00 Celtic – Lyon (NTVSPOR) 18.20 Arsenal – Milan (NTVSPOR) 00.30 Sao Paulo – Ceara (SPORMAX)

1 Ağustos Pazar

16.00 Milan – Lyon (NTVSPOR) 18.00 Spartak Moscow – CSKA Moscow (SPORMAX) 18.20 Arsenal – Celtic (NTVSPOR) 22.00 Palmeiras – Corinthians (SPORMAX)

Lothar Matthaus Partizan’da

Alman futbolunun efsane isimlerinden Matthaus daha önce 2002-2003 sezonunda da çalıştırdığı Partizan’a geri döndü.

Futbolculuk kariyerinin aksine sıradan bir antrenörlük kariyeri olan Matthaus, daha önce Rapid Wien, Salzburg, Atlético Paranaense, Maccabi Netanya ve Macaristan Milli takımını çalıştırmıştı. Bir dönem Arjantin’e gidip Racing’i çalıştıracağı da söylenmişti ama yanlış hatırlamıyorsam son anda yatmıştı o iş.

Partizan’la yeniden anlaşan Matthaus basın toplantısında “evime geri döndüm” demiş. Matthaus döneminde Partizan’ın bir kaç maçını hatırlıyorum. Hiç fena değildiler. Newcastle’ı penaltılarla eleyip Şampiyonlar Liginde gruplara kalmışlardı. Gaza dayalı bir futbolla taraftarı da arkasına alıp gidiyordu Lothar…

Fulham’da Mark Hughes dönemi

Geçen sezonu Roy Hodgson yönetiminde özellikle UEFA Avrupa Liginde uçarak geçiren Fulham’ın yeni hocası Mark Hughes oldu.

Hodgson’ın Liverpool’a gitmesiyle Ajax’tan Martin Jol’a kafayı takan ve bir süre cevap bekleyen Fulham’ın sahibi Mohamed Al Fayed, Jol’dan olumsuz haber alınca Sven-Goran Eriksson’a yönelmişti. Eriksson ile de anlaşılamayınca belki de bu iki isimden de doğru olan Mark Hughes’ı takımın başına getirdi.

Geçen sezon Manchester City’den kovulan Hughes’a Premier League’in diğer hocalarından destek gelmişti. Mark Hughes’un Araplar tarafından haksız yere kovulduğu konuşulmuştu.

Mohamed Al Fayed’in Hughes’a iyi bir maaşın yanı sıra oldukça cömert bir transfer bütçesi vereceği söyleniyor. Gerçi Hughes’un son çalıştırdığı takım Manchester City’di. Onu bu saatten sonra hiç bir transfer bütçesi kolay kolay kesmez.

Kalırsa işi zor…

Kaptan Del Piero ve Buffon hariç kadrosundaki yaşı ilerlemiş isimleri yollamak isteyen Juventus yönetimine taraftar grubu Ultras’tan da destek gelmiş.

Gideceklerin başında Mauro Camoranesi bulunuyor. Gitsin de zaten. Bugüne kadar bir türlü ısınamadığım Arjantinli mi İtalyan mı kafamı karıştıran samimiyetsiz bir arkadaş. Ancak Camoranesi takımdan ayrılmak istemiyor. Bahanesi de çocuğunun Torino’ya çok alışmış olması ve eğitimini orada sürdürmek istemesi.

Ultras grubu da bu durumdan haberdar. Bir açıklama yayınlamışlar. Kulüpten gönderilmek istenmesine rağmen yeni sezonda takımda kalacak bütün futbolcuların hayatlarını cehenneme çevireceğiz demişler.

Camoranesi kalırsa işi zor. Ultras’ın bir diğer ayar olduğu isim de Danimarkalı Poulsen. Yanlız bir rica; bidon Melo’ya da bir şekil yapsınlar bir zahmet.

Adam değilmişsin Mascherano

Mascherano Liverpool’dan ayrılmak istediğini kulüp yönetimine bildirmiş. Arjantin Milli takım kaptanını adam sanardık meğer değilmiş. Gitmek istediği takımsa Inter. Benitez’in peşinden ayrılmıyor. Inter’in Liverpool’a teklifi 15 milyon euro artı Sulley Muntari.

Tamam Liverpool eski günlerinden çok uzak. Şampiyonlar Liginde değil UEFA’da ama o tarih o taraftar bırakılıp da Inter’e gidilir mi? Profesyonel dünya bu para için gidilir diyenler elbet olacaktır ama yine de be abi…

Fotoğraf İngiliz bloglarından Spoiler‘dan. Mascherano’yu onlar da madara etmişler. Bu arada Hodgson açıklamış Torres kalıyor…

Menezes’in davetsiz misafirleri

Brezilya’nın yeni hocası basın toplantısında yeni görevi hakkında konuşurken ilk tebrik edenler Roberto Carlos, Şişmanaldo ve Dentinho oluyor.

Bu arada Brezilya’nın başında ilk sınavını 10 Ağustos’ta Amerika karşısında verecek olan Menezes’in kadro seçimi de enteresan olmuş. Anlaşılan yeni isimlere şans vermek ve test etmek istiyor;

Kaleciler: Jefferson (Botafogo), Renan(Avaí), Victor (Grêmio)

Defans: Henrique (Racing Santander), Rafael (Manchester United), Rever (Atlético Mineiro), Thiago Silva (Milan), David Luiz (Benfica), André Santos (Fenerbahçe), Daniel Alves (Barcelona), Marcelo (Real Madrid)

Orta Saha: Ederson (Lyon), Carlos Eduardo (Hoffenheim), Ganso (Santos), Hernanes (São Paulo), Lucas (Liverpool),  Ramires (Benfica), Sandro (Internacional), Jucilei (Corinthians)

Forvet: Diego Tardelli (Atlético Mineiro), Neymar (Santos), Robinho (Santos), Pato (Milan), André (Santos)

link: http://www.dailymotion.com/video/xe5ukz_mano-menezes-agrees-to-lead-brazil_sport

Vefa

Bu futbol ve vefa kelimelerini yan yana en çok kullanan biz Türkleriz heralde. Özellikle de Galatasaray denildi mi direk vefasız tokadı yapıştırılır. Peki neden yapıştırılır?

2000 senesinde UEFA kupasını kazanan kadrodaki oyuncuların yaşları ilerleyince kulüp tarafından modern futbola ayak uydurmak, takımdaki yaş ortalamasını düşürmek adına 33 yaşından sonra ya jübile önerilmiştir ya da hala oynayacağım diyorsanız kendinize kulüp bulun denilmiştir. Ama bunlar denildiği için Galatasaray direk vefasız olmuştur.

Vefasız olmamak için ne yapmak lazımdı peki? Hakan Ünsal, Arif Erdem, Hasan Şaş ve Ergün Pembe gibi isimler 40 yaşına kadar oynayıp paralarını mı alacaklardı? Hakan Şükür’ü bu isimlerden ayrı tutuyorum. Karakterini sevmem ama adam 38’ine kadar sanki 18’likmiş gibi çalıştı da çalıştı. Gerçi o da 38’inden sonra saçmaladı da neyse… Ünsal ve Arif Avrupa’ya gitti çocuklar mutsuz denildi geri aldık. Ee al sana vefa ama hatırlayan yok! Ergün 34’üne kadar oynadı artık zamanı geldi bırak denildi yok dedi ben daha oynarım. Gördük Gaziantep kariyerini. Aynı şey Hakan Ünsal ve Rize günleri içinde geçerli…

Nereden geldim bu eski vefa konularına derseniz tabii ki Real Madrid’den ayrılan Guti ve Raul sayesinde. Dünya’nın en büyük kulüplerinden biri olan Real de vefasızmış meğer… İki kaptanı da iki günde paketlediler. Ama olay başka. Futbola bir yere kadar duygusal bakıyor adamlar. Olması gerektiği gibi.

Raul ve Guti’ye ne dediler? Ne istiyorsanız onu yapın ama daha fazla forma giyme şansınız yok bu takımda. Herşey için teşekkürler ya jübile ya da güle güle. Onlar ne dedi?

Zamanı geldi ayrılmamız gerek. Vefa mı? Konu futbolsa hakkaten semt adı.