Ne müjdesi ya?

petric_trochowski_468

2 gündür spor haberlerinde ve gazetelerde haberler çıkıyor ”Galatasaray’a müjde Petric oynamayacak” diye. Eeeee daha kötü. Onun yerine ilk maçta sadece son 20 dakikada görev yapan Oliç kesin oynayacak. Tartışmasız Hamburg’un en iyi futbolcusu, zaten sezon sonunda da Bayern Münich’e gidiyor. Dün gece verilen bir diğer ”müjde” de sağ ve sol kanadı çok iyi kullanan Piotr Trochowski’nin büyük ihtimal Perşembe gününe yetişmeyeceğiydi. Bizim basın bir şeyi anlamadı galiba. Rakipte kimin olup olmadığı önemli değil. Galatasaray’ın stoperi yok! İleri dönük orta saha oyuncusu hatta 2. forvet Kewell’ın stoper oynayacağı konuşuluyor. Adamlar hücum hattını paf takım oyuncularından kursalar bizim defansımıza sıkıntı verecekler…

Bu arada Bülent’in Kewell’ı stoper oynatması büyük skandal olur. Oradaki maçın sıcaklığı ile Kewell iyi mücadele etti bilmem ne de, buradaki maçta büyük dağılırız. Galatasaray formasını 17 yaşında Monaco maçında giyen Bülent Korkmaz’ın, her ne kadar tecrübesiz olsa da asıl görev bölgesi stoper olan Semih Kaya‘ya güvenmesi ve inanması lazım.

Şampiyonlar Ligi final topu: Finale Rome

adidasfinalerome

Daha önce yazdığım Tarihte Dünya Kupası topları başlıklı posttan sonra Dünya top piyasasını takip etmek farz oldu.

Yukarıda resmini gördüğünüz Adidas Finale Rome, 27 Mayıs akşamı Roma Olimpiyat Stadı‘nda sahada olması kesinleşen ilk taraf oldu.  Muhtemel rakipleri ise Manchester United, Barcelona, Liverpool, Chelsea, Arsenal, Bayer Münih, Villareal ve Porto.

rome_finale_ball_1800
büyük resim için tıklayınız

Finale Rome’nin yüzeyi PSC-Texture™ adı verilen ve her türlü hava şartında ve yüzeyde futbolculara maksimum kontrol sunan pütürlü bir malzemeden yapılmış. İlk olarak Almanya 2006’nın topu Teamgeist‘ta uygulanan ve herhangi bir dikiş veya yapıştırma kullanılmadan, ısı ile birleştirilen 14 parçadan oluşuyor. Tasarımının en önemli parçası ise 2000 yılından beri kullanılan Şampiyonlar Ligi yıldızları. Tarih boyunca Roma ile özdeşleşmiş olan şarap kırmızısı ve altın renkli detayların yanı sıra yıldızların her birinin içinde hız, takım oyunu, güç ve adaleti simgeleyen mozaikler yer alıyor.

Biraz fazla bling bling olmuş bence ama zamane gençliği işte… 😉

Alanzinho Verenzinho

4046_20090315213039449_ts-gs16

Açıkçası dünkü maçtan önce bana sorsalar;  ”Trabzon’da 1 puana razı mısın?” diye, hiç düşünmeden ever der geçerdim. Perşembe günü Hamburg’daki 10 kişilik mücadeleden sonra bugünkü maçta fiziksel olarak yorgun bir Galatasaray bekliyordum ancak beklediğim aksine bir takım vardı sahada.

Maç öncesi kadroları görünce Lincoln’ün yedek olmasını birazcık olsun anlayabildim. Bir disiplin gösteresi ve de maçın başlaması ile saldıracak olan Trabzon’u orta sahada tutabilmek için 3 defansif ortasaha. Ama bu orta sahalardan biri Mehmet Güven olunca çok da kafam almıyor bu seçimi. Trabzon‘da ise Yattara’nın eksikliğinin yanı sıra devre arasında alınan Alanzinho ilk defa ilk 11’deydi. Kendini ispatlaması ve taraftara kendini sevdirmesi için müthiş bir fırsattı. Brezilyalı da bunu iyi değerlendirdi ve maçın 7. dakikasında nefis bir gol atarak maça başladı. Golden önce ayağının altından seken topu izleyen Sabri’yi de pas geçmeyelim!

Golün gazıyla Trabzon’un 2. ve 3. gol için geleceğini düşünürken, Galatasaray’ın imdadına Avni Aker‘in ışıkları yetişti ve Trabzon’un hızını kesti. Yeniden başlayan oyunda Galatasaray 19.dakikada golü buldu. Golden önce tartışmasız faul vardı ama Baros yine de müthiş bitirdi. Hamburg’daki maçta çok daha kolayını atamayan Nonda umarım bu golü izlemiştir. İkinci yarının ilk 10 dakikasında Galatasaray iyiydi. Daha sonra Trabzon yine baskıyı kurdu, tam sağlı sollu kornerler ile gelirken, bu sefer de 61. dakika şovu denen saçma sapan balonlar hızlarını kesti. Hemen ardından kaleci defans anlaşmazlığını Arda affetmedi ve 2. golü yediler.

Sarı kartı olmasına rağmen sağa sola laf yetiştiren Baros kırmızıyı görmesin diye yerine oyuna alınan Yaser’in gereksiz hareketi ile kırmızı kart görmesi sayesinde Galatasaray 82. dakikada 10 kişi kaldı. Gerçi Baros’un yerine Lincoln’ü alıp top tutmasını sağlamak ve yüklenen Trabzon savunmasının arkasına top atmak varken Yaser denilen dünkü çocuğu oyuna alan Bülent hoca neyin peşindeydi merak ediyorum. Madem disiplin gösterisi yapacaksın o zaman kulübede bile oturtma Lincoln’ü. Bir anlayamadığım ancak olumlu yönden bakmaya çalıştığım konu da, hazır olmadığı fazla kilolarından belli olan Hasan Şaş’ı oyuna almasıydı. Bununla ilgili bakmak istediğim olumlu taraf ise Ergün ve Arif gibi isimlerin futbolu bırakmış olması, kulübede olsalar onları da oyuna alabilirdi heralde. Herneyse, 10 kişi kalan Galatasaray’ın üstüne oyunu yıkan Trabzon 85. dakikada Colman’ın nefis golü ile beraberliği yakaladı ve 2 takım puanları paylaştı.

İlk goldeki hakem hatası yüzünden bir çok Trabzonlu tepkili ancak 20. dakikadan sarı kartı bulunan Hüseyin’in arkadan Ümit’e ve Barış’a yaptığı iki faule ve bir elle top kontrolüne rağmen ikinci sarıdan kırmızıyı görmemesinin bir açıklaması var mı? Bir de Egemen efendi var. İlk yarının son dakikasında taç çizgisinin üzerinde Arda’ya salladığı bir tekme var, oturtamadı ama olacak iş değil! Son dakikalarda kanlar içinde kalmasına rağmen çıkana kadar sekerek bile koşmayan çalışan Arda’yı övmek için yeterli bir kelime var mıdır bilmiyorum.

Bu beraberliğin rakiplere yaradığını düşünenlere lafım; bu köprünün altından daha çok sular akar. Haftaya SivasBeşiktaş var. Son hafta bile tepedeki 4 takım birbiriyle oynuyor. Daha konuşmak için çok erken. Ama Trabzon’dan alınan bu 1 puan bile çok değerli.

Bir İnönü gecesi ve soru işaretleri

2291855192_b273822c7d

Bu akşam kuzenim sağolsun bilet ayarlamış Beşiktaş – Gençler maçına gitme fırsatı bulduk. Beşiktaş futboluyla çok tat vermese de 3 golle 3 puanı aldı. Kazanan her zaman haklıdır ancak takımla ilgili birkaç soru işareti takıldı kafama.

Cisse ne işe yarar? – Maç 0-0 devam ederken Nobre gibi olmayan pozisyonda bile gol atabilecek bir adam neden oyundan çıkartılır? Hele Bobo hiç bir şey oynamazken… – Delgado taç ve kornerden atmaktan başka ne yapar? – Tello gibi etkili bir sol ayak neden sağ kanatta oynar? Adam topu soluna alana kadar defans direk basıyor… – İnönü’de yapılan anonslardan birşey anlayan var mıdır acaba? Askeri gazinodaki sesi sonuna kadar açık televizyon gibi… – Futbolcular da takımlarını muhteşem destekleyen taraftarlar kadar şampiyonluğa inanıyorlar mı acaba?

Stopersiz Kadiköy’e…

810034_biglandscape

Dün akşam maç başladı, Galatasaray daha önceki UEFA maçlarında olduğu gibi ayağa pas yaparak oyuna ağırlığını koydu. Bu arada Hamburg bir kaç etkisiz kornerle gol aradı, bir de uzaktan etkili bir şutları vardı. 32. dakikada Ayhan kaptan çıktı kontradan nefis bir gol attı ve ilk yarıyı 1-0 önde kapadık. İkinci yarı başladı, Sabri’nin kanadından gelen ortada Volkan’ın ofsaytı bozmasıyla saçma sapan bir gol yedik.

Ve oyunun kopma anı; Nonda yüzde bir milyonluk golü kaçırdı, top döndü dolaştı ve takımın son stoperi Emre Aşık kırmızı kart gördü. İşte bu dakikada sahadaki ve televizyon başındaki tüm Galatasaraylılar ” Ahaa! Şimdi bittik işte” dedi. Pozisyon sarı mı kırmızı mıydı tartışılır ama artık çok geç, geçmiş olsun olan oldu bir kere.

Kırmızı kart pozisyonundaki serbest vuruşun hemen ardından bir baktık ki Balta’nın yanında Kewell var. Herkes genç Semih hazırlanırken Kewell geçici olarak orada oynuyor sandı. Ancak öyle olmadı, bugüne kadar bu forma için goller atan, asistler yapan Kewell maçın sonuna kadar stoperde hatasız oynayıp bir profesyonellik dersi daha verdi. 10 kişi kaldıktan sonra gol yemememizin gerçekten büyük şans olduğunu ve futbol tanrılarının bizimle birlikte olduğunu kabul ediyorum ancak yapılan mücadeleyi ayakta alkışlamak ve şapka çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Bu arada bir parantez Hamburg teknik direktörü Martin Jol için, Oliç gibi bir silahı ilk 11’de oynatmadığın için teşekkürler…

Son yarım saatte Çanakkale geçilmez style futbolu ile Galatasaray İstanbul’a 1-1’lik avantajlı bir skor ile geri döndü. Ancak bu avantajlı skora rağmen Ali Sami Yen‘deki maç daha da zor geçecek. Bugüne kadar UEFA kupasında deplasmanda oynadığı bütün maçlarını kazanmış bir Hamburg ile karşılaşacağız. Savunmamızın durumu zaten ortada. Benim tahminim Büyük Kaptan bir hafta boyunca genç Semih’i bu maça özel olarak hazırlayacak.

Bugünden itibaren bu maçı unutup Pazar akşamı oynanacak olan Trabzon maçına odaklanmak lazım. Avni Aker‘den alınacak bir 3 puan lig şampiyonluğu için dev bir adım demektir…

Tokatladın mı lan? Doğruyu söyle…

picture-22

Dün gece İnter’in Manchester’a 2-0 yenilip Şampiyonlar ligine veda ettiği maçtan sonra İnter takım otobüsünün yanında Mourinho bir İngilizi tokatlamış. İngiliz taraftar durumu hemen polise bildirmiş. Manchester polisi ise Reuters’e yaptığı açıklamada olayı inceledikleri ve küçük de olsa bir olay yaşandığını doğrulamış.

Çıldır Mourinho çıldırr…

Zico vs. Lucescu

zl

Bu geceki UEFA son 16 maçlarında Galatasaray maçından sonra en ilgi çekici olanlardan biri de CSKA MoscowShakhtar maçı. Rus ve Ukrayna ekiplerinin birbirleriyle oynadıkları maçların dünya futbolunda ayrı bir yeri olduğu kesin, hatta bu maçlar için eski Sovyet derbisi bile diyebiliriz.

Rus ekibi CSKA’nın başında Fenerbahçe’yi geçen sezon Şampiyonlar liginde çeyrek finale kadar taşımış ve müthiş bir takım ruhu oluşturarak, sahaya yansıttığı futbol ile keyif vermiş olan Zico var. Ukrayna temsilcisi Shakhtar’ın başında ise Galatasaray ile Şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış daha sonra da Beşiktaş’a 100. yıl şampiyonlğunu yaşatmış ancak oynattığı defansif futbol ile pek tat vermemiş olan Lucescu var.

Her ne kadar Fener’i çalıştırmış olsa da, bir Galatasaraylı olarak müthiş bir futbol adamı olan Zico’ya hayrandım. Takımının kötü günlerinde ağır eleştirilere rağmen verdiği efendi ve sakin cevaplar, kulübede takımını izlerken verdiği sakin görüntü her zaman hoşuma gitmişti. Lucescu’nun tarzı ise biraz daha değişikti. Basın toplantılarındaki sinirli yapısı, sağa sola laf atmaları ve kulübedeki şaç baş dağılmış görüntüsü bana çok sıcak gelmiyordu. Ama adamın yapısı bu, başarılarını kesinlikle göz ardı etmemek lazım.

Bu ikili akşam Rusya’da Luzhniki stadında karşı karşıya geliyor. Önceki turda İngiliz ekipleri Aston Villa ve Tottenham’ı eleyen CSKA ve Shakhtar’ın aralarında oynayacakları maçın çok heyecanlı ve çekişmeli geçeceği kesin. Keşke Galatasaray maçıyla aynı saatte olmasaydı da izleme fırsatı bulabilseydik.

İstanbullu Emreciksin

gokhann510ey9

Cumartesi gecesi saat sabaha karşı 03.00 sıralarında İstanbul’da trafik ekipleri evraklarını incelemek üzere bir Porsche marka aracı çevirir. Aracı kullanan, Fenerbahçe’nin Ocak ayında kadrosuna kattığı genç Gökhan Emreciksin çıkar. 9.6 promil alkollü çıkan Gökhan’ın  ehliyetine 6 ay süreyle el konulur ve ceza kesilir.

Bakın 2 Şubat’ta ben ne demiştim…