Etiket: sakatlik
Bir futbolcunun başına gelebilecek en kötü şey…
Daha geçen gün Riise’yi ne kadar beğendiğime dair bir yazmıştım. Yazmaz olaydım nazarım değmiş olsa gerek Riise’nin Oslo’daki evine hırsız girmiş ve bugüne kadar kazandığı bütün madalyaları çalmış.
Olay sonrası Norveç gazetesi Aftenposten‘a konuşan Riise şöyle demiş;
“Çok üzgünüm. Hayatım boyunca uğraşıp, elde ettiğim madalyalar artık yok. Bu madalyaları satmak öyle kolay değil. Umarım çaldıkları şeyleri geri verirler“
Üzgünüm ama üstüne bir bardak su iç, o madalyalar miksen gelmez bu saatten sonra…
Tüpün gazı bitti
Mehmet Topuz fiyaskosunun ardından Nihat’a dadandın ama o da “İspanya’da kalacağım” diyerek yeni bir tokat vurdu. Bu ikiliyi iyi izle sözleşmeleri biterken o bahsettiğin ama ne olduğu hakkında en ufak fikrin olmadığı Bosman kanunlarıyla alırsın belki.
Mustafa Denizli’nin sözleşmesi, Topuz’un transferi derken hakedilerek kazanılan şampiyonluğun tadına bile varılamadı. Yazık.
Şimdi gider bütün bunları unutturmak için cebinden para koyup Delgadovari bir transfer yapar sonra da kulübün bana borcu var, paramı geri alana kadar buradayım der.
Allah sabır versin Beşiktaş taraftarına…
Cisse Galatasaray’a transfer olmuş haberimiz yok
Galatasaray’ın transfer gündemindeki Djibril Cisse, Galatasaray’a gizlice imzayı attıktan sonra Kilyos sahillerinde deve güreşi yaparken objektiflere yakalanmış.
Karşısındaki Nasri’ye de bir kulp uyduracaktım ama Fotospor‘dan beter olmak istemedim.
CREDİT’LERİ EKSİK ETME HİKMET HOCA!
Dün gece şeytan mı dürtü ne bir anda aklıma geldi, Hikmet Karaman acaba hala Ankaragücü’nün başında mı yoksa takımı kurtarıp görevinden ayrıldı mı diye. Merakımı gidermeye çalışırken Hikmet hocanın kendisine ait bir internet sitesi olduğunu öğrendim.
Hocanın sitesinde kendisi hakkında bilgilerin yanı sıra güncel haberlerde yer alıyor. Merak ettim bakalım Hikmet hoca güncel konular hakkında neler yazmış, neler düşünüyor diye. Okumaya başladıktan sonra yazılar ve kullanılan fotoğraflar bir anda tanıdık gelmeye başladı ve o anda jeton düştü! Hikmet hoca benim footbaLLove’da yazdığım bazı yazıları ve fotoğrafları copy-paste yapmış, bazılarına link vermeden credit vermiş, bazılarını ise toptan es geçmiş. Sitede credit verilmiş verilmemiş başka bloglardan da yazılar var, blogger arkadaşlar bir bakıversin. Daha dün “Emeğe Saygı” diye post yazmışken karşılaştığımız durum bak.
Hikmet hocam sen iyi işler yapınca biz sana credit vermeyi ihmal etmiyoruz, sen de bizi es geçmesen, emek harcayıp yazdığımız kelimelerimizi bire bir kullanırken bir haberdar etsen hiç fena olmazdı hani…
Hadi tek başına kullanılan sayısız fotoğrafı geçtim, hocanın copy paste yapıp credit vermediği yazılarımdan 3-4 tane örnek vereyim; (Van Gaal ve Dos Santos yazımlarımdaki son paragrafları silmeseymiş bari!)
https://www.footballove.com/2009/06/02/euro-update/ https://www.footballove.com/2009/05/14/bayern-munichin-yeni-hocasi-van-gaal/ https://www.footballove.com/2009/04/27/swine-flu/ https://www.footballove.com/2009/03/15/kayip-cocuk/
Buyrun bunlar da hocanın sitesindeki AYNI yazılarım;
http://www.hikmetkaraman.com/index.asp?menu=Ana%20Sayfa&menu_id=34&icerik_ayrinti=1385 http://www.hikmetkaraman.com/index.asp?menu=Ana%20Sayfa&menu_id=34&icerik_ayrinti=1373 http://www.hikmetkaraman.com/index.asp?menu=Ana%20Sayfa&menu_id=34&kayit=4 http://www.hikmetkaraman.com/index.asp?menu=Ana%20Sayfa&menu_id=34&kayit=13
Bu arada Hikmet Karaman Ankaragücü’ndeki görevine de devam ediyormuş!
Edit: Hikmet Karaman’ın e-mailini buldum ancak kendisine birşey yazmamaya karar verdim. Çünkü belli ki kendisi footbaLLove’ı yakından takip ediyor, kendisiyle ilgili yazdığım bu postu da belki okur, utanır ve özür dileme gereği hisseder… İster misiniz bu yazıyı da sitesine copy-paste yapsın, işte o zaman kendisine bir tebrik e-mail’i atarım!
Bu çesmenin suyu nereden geliyor?
Geçmiş başkanlık döneminde Zidane, Ronaldo, Beckham ve Owen gibi dünya yıldızlarına Real Madrid formasını giydiren Florentino Perez, 11 gün önce yeniden Real Madrid başkanlık görevine geldi ve şu son 3 gün içinde Cristiano Ronaldo ve Kaka’ya toplam 138 milyon pound ödeyerek yeni bir rekora imza attı. İşin daha da acayip olan kısmı, bu transferlerin arkasının geleceği ve David Villa, Ribery gibi isimlerin de Real Madrid’e katılacağının konuşuluyor olması.
2-3 gündür kendi kendime bu tip kulüplerin gelirleri çok yüksek ama yok forma satışlarıymış, yok yayın haklarıymış diyerek öyle basitçe açıklanacak işler de değil bunlar diye kıvranırken BBC Business yazarlarından Bill Wilson‘ın yazısına denk geldim. İlginizi çekerse buyrun okuyun Madrid’deki çeşmenin suyu nereden geliyormuş;
From Puskas and Di Stefano to Zidane and Beckham, Spanish football giant Real Madrid have aspired to acquire some of the most talented and glamorous names in world football.
Now, in the latest chapter they have swooped in a matter of days for two of the biggest names in world football, Kaka and Ronaldo. The signing strategy is being led by the returning president of the club, construction magnate Florentino Perez, who previously led the Spanish team from 2000 to 2006 – during its famous “galacticos” era. It was under Mr Perez’s first reign that the club initially aimed at becoming the world’s richest and best known football brand. But how can they afford to pay the reported £56m for Kaka and offer a world-record £80m for Cristiano Ronaldo – existing as they do without the deep pockets of a billionaire benefactor? Growing match-day revenues, increasingly shrewd and global marketing, healthy commercial income, and a ground-breaking domestic TV deal, have all catapulted the club to the peak of the Deloitte’s Football Money League this year. They have topped it for the past four straight years, despite being overshadowed in the Champions League by their bitter rivals Barcelona.
‘Remarkable growth’
According to those most recent figures, for 2007/08, the club saw its revenue hit £290m during that season. Whilst Real Madrid’s 4% revenue growth was more modest than in recent years, it actually meant the club had doubled its annual revenues since 2002. Perhaps crucially, it also gave the club a revenue lead of 41m euros (£32.5m) over Manchester United, which each year has to service large debts incurred in the Glazer family takeover of the club in 2005. “The engine driving Real’s remarkable revenue growth, and its ascent to the top of the money league, has been the club’s ability to increase commercial revenue,” said Dan Jones, author of the Deloitte report, when it was issued in February. Matchday revenue has also increased significantly in the past couple of years thanks to the reconfiguring of areas of the club’s stadium to increase corporate hospitality capacity and hence revenues. Average attendances at their home ground – the 80,354-capacity Santiago Bernabéu football stadium – are the third-highest in Europe.
Emerging markets
After the purchase of David Beckham from Manchester United in 2003, Real Madrid cleverly projected their brand into East Asia, on the back of the England star’s appeal. “That was all about the race by the big European clubs to crack the East Asian, Indian and other emerging markets first, and the race is still going on,” says Nigel Currie, of marketing and sponsorship giants Brand Rapport. “However good the Premier League and Spain’s La Liga are, there is an elite breaking away, led by the likes of Real Madrid.” He added: “What they are doing is partly a response to Barcelona’s success, but these signings are them putting down a maker to be the top club and football brand in the world.” Mr Currie said Real were targeting the world’s best players – who were also the world’s most marketable players.
‘Fickle allegiance’
That, Mr Currie added, meant that in emerging markets fans may swap allegiance, from – for example – Manchester United to Real Madrid, simply because they preferred to support star players rather than clubs. “They are far more fickle in terms of allegiance,” he said. “But it is not about Real looking to sell more merchandising in places like China, in fact they would not make a great deal from doing that. “They are looking to make money from these signings by maximising their future overseas TV rights,” says Mr Currie. “There will be massive TV deals coming up for them overseas in the next few years, that is the big carrot. “With the developments this week Real Madrid will already have restored their profile and status to number one in these emerging markets. “And the team that has the most marketable players, and the most supporters, will get the best TV deals.”
‘Important role’
The television money, both overseas and at home, is crucial to Real’s surge in income in recent years. Since 1997 Spanish clubs have sold their own rights individually. Real Madrid signed its latest deal in 2006 – for a reported record 1.1bn euros – with Spanish film and TV company Mediapro for seven seasons of broadcast rights. That works out at a huge 150m euros a year. “Spanish television rights have increased significantly in the past three years, and would no doubt play an important role in these large Real Madrid transfers,” says James Pickles, editor of industry journal TV Sports Markets.
Big name sponsors
But overseas merchandising, domestic and TV rights, and matchday earnings are not Real’s only income streams. It also has a number of high profile sponsorship partners – Bwin.com, Adidas, Coca-Cola, Audi, and Spanish beer brand Mahou. An image rights deal with Adidas alone in early 2007 garnered them 762m euros. Another benefit is the fact that tax legislation allows their foreign players to pay tax at about 23% for the first five years that they are in the country. It also helps that Real – from before the 1950s heyday of Di Stefano – is considered the “establishment team” and can call on close links with the government or city authorities when cash is tight. Last but by no means least is the fact that Real, like Barcelona, are exempt from demands imposed on the majority of Spanish football clubs to become publicly listed companies. Unlike the majority of European football clubs, Real Madrid are owned by its thousands of members, known as “socios”, who elect the president. That leaves it free of all the ramifications for takeovers and potential debt issues that being a listed company could involve. In its report Deloitte said it would be difficult to see anyone topping Real Madrid at the top of the money league next year, but added “it will be interesting to see how the club copes with the loss of the Brand Beckham effect.” It appears Real are now answering that question by plugging that gap with the purchase of Kaka, and proposed purchase of Ronaldo.
Dünya’nın en pahalı 10 transferi
The Guardian dünyanın en pahalı 10 transferini yazmış;
1. Cristiano Ronaldo – 80 milyon £ (Manchester United –> Real Madrid) 2. Kaka – 56 milyon £ (Milan –> Real Madrid) 3. Zidane – 47 milyon £ (Juventus –> Real Madrid) 4. Figo – 37 milyon £ (Barcelona –> Real Madrid) 5. Crespo – 35.5 milyon £ (Parma –> Lazio) 6. Buffon – 32.6 milyon £ (Parma –> Juventus) 7. Robinho – 32.5 milyon £ (Real Madrid –> Manchester City) 8. Christian Vieri – 31 milyon £ (Lazio –> İnter) 9. Berbatov – 30.5 milyon £ (Tottenham –> Manchester United) 10. Shevchenko – 30 milyon £ (Milan –> Chelsea)
Çok para verdiler herhalde
Kaç gündür yazacağım hep atlıyorum. Şubat ayında Chelsea’den kovulan Scolari, Özbek kulübü Bunyodkor’un başına geçmiş. Aradaki 5 aylık dönemde Scolari’nin adı bir çok kulüple anıldı hatta Brezilyalı hoca Galatasaray’a gelmek için e-mail ile haber bile yolladı!
2002’den beri Rivaldo‘nun formasını giydiği ve geçtiğimiz dönemde Zico‘nun da teknik direktörlüğünü yaptığı Özbek kulübünün sponsoru Zeromax, bölgenin en büyük gaz ve petrol şirketlerinden biri. Bunyodkor için 35.000 kişilik yeni stad ve spor kompleksi yaptıran Zeromax, Scolari’yi de takımın başına geçirmek için iyi para vermiştir herhalde.
Scolari’nin hocalığını beğenmem. Oynattığı futbol tat vermez bana. Herhalde o da beklediği gibi bir teklif alamadı, o arada gideyim şu Taşkent’te voleyi vurup geri döneyim sonrasına bakarız dedi.
Bu arada Bunyodkor’la Barcelona bir anlaşma imzalamışlar. Yazın Camp Nou‘da ve Taşkent’te birer hazırlık maçı yapacaklarmış. Bu anlaşma karşılığında Barcelona’ya 5 milyon euro ödenecekmiş.
Aksi düşünülemezdi
“Görüşmeler uzun süredir devam ediyordu. İkinci yarının ortasından bu yana anlaşma zemini arıyorduk. Bazı ufak tefek pürüzler kalmıştı. Ortak bir noktaya geldik ve anlaştık. Fenerbahçe benim hayatımın bir parçası haline gelmiş durumda. Ben de kulüp beni istediği sürece burada futbol oynamaktan yanaydım. Sonunda Fenerbahçe’de kaldım. Zaten aksi de düşünülemezdi. Fenerbahçe’nin havasını soluyan bir futbolcu, kolay kolay başka bir yerde oynayamaz diye düşünüyorum. Umarım uzun yıllar da burada devam ederim. Herkese hayırlı olsun”
Başka bir yerde zor oynardın zaten. Allah tamamına erdirsin, uzun yıllar Fenerbahçe ilk 11’inde seni görmek dileğiyle…
Poltrona 36
Bu sabah bir arkadaşımın anlattığı ve yıllar önce Brezilya’da yaşanan Poltrona 36 olayı nedir diye bir araştırayım dedim. Benden önce cezasahası.net adlı blogdaki arkadaş araştırmış ve konuyu çok güzel anlatmış. Ben konuyu kısaca özetleyeyim yazınının orjinali de buradan okuyabilirsiniz.
2004 yılında Gremio kulübü 100. yılını kutlarken sezonun son maçında Parana’ya 1-0 yenilip küme düşüyor. Maç sonrası o zamanki Başkan Yardımcısı Helio Dourado takım otobüsünün alt katında kendisini dumur eden bir manzarayla karşılaşıyor. Otobüsün en arka koltuğunda, ki 36 numaralı koltuk bu oluyor, iki futbolcuyu çırılçıplak yakalıyor. Artık ne yapıyorlarsa… Olay Brezilya’da büyük sansasyon yaratıyor ve daha sonra “Poltrona 36” yani “36 numaralı Koltuk” olayı olarak anılmaya başlanıyor. Olay sonrası futbolculardan biri futbolu bırakıyor diğeri ise apar topar Avrupa’ya kaçıyor.
İşin bir diğer ilginç yanı bu çırılçıplak yakalanan ve Gremio tarihinden büyük leke bırakan iki futbolcu da bizim yakından tanıdığımız isimler. Biri Galatasaray’ın UEFA kupasını kazandığı sezon kadrosunda bulunan ve kritik gollere imza atan Capone, diğeri ise geçtiğimiz hafta Sivasspor’dan Fenerbahçe’ye transfer olan Bilica.