Kabzıman

35

“Bir teknik direktör başına geçtiği takımdaki futbolcular ile daha önce beraber top oynadıysa o takım başarılı olamaz” Kabzıman Toroğlu böyle söylüyor.

Şimdi sana Milan’dan, Ancelotti’den, Maldini’den başlayarak sayısız örnekler veririm ama şu anda bütün Dünya’nın keyifle izlediği takım ile gireyim. Barcelona, Guardiola ve Puyol…

Senin gibi Dünya’da neler olup bittiğini takip etmeyen, pozisyon tekrarlarını 75 defa  izleyip ahkam kesen ve yorumculuğunun seviyesini düşüren adamları futbol otoritesi diye televizyona çıkarıyorlar ya yazıklar olsun.

Zaten en çok Galatasaray’a laf sokmaya bayılıyorsun. Ali Sami Yen de gecekonduymuş. Bu laftan sonra Sami Yen’de bana küfrediyorlar da dersin. Haddini bil!

Adriano Galliani & Süleyman Hurma

untitled

Milan‘ı severim, Galliani’den nefret ederim. Ayni şekilde Kayseri‘yi de severim ama Süleyman Hurma’yı da acayip antipatik bulurum. İkisi de paso çıkar televizyona dokunmayın Mehmet Topuz‘a, dokunmayın Kaka‘ya diye asabiyet yaparlar. Devamlı sağa sola bir atışma durumları vardır. Tipleri de fena değil biraz benziyorlar, özellikle kulaklara dikkat çekmek istiyorum. Bir akrabalık olmasın?

Konulu Alman pornosu

messihenryetoo

Barcelona bu sezon neredeyse herkese yaptığı tarifeyi Bayern Münih‘e de yaptı. İlk yarıda 4-0, ikinci yarıda halısaha. Şampiyonlar Ligi çeyrek final seviyesinde böyle dominasyon görmedim ben. Barcelona 684 pas denemesinin 576’sinda başarılı olmuş (%84), Bayern ise sadece 348 pasın 239’unda (%69). Barça’nın attığı 19 şuta karşılık Almanlar sadece 5 şut atabilmişler. Stoper Marquez’in 4 şutu var mesela… Tüm istatistikler burada.

Messi yine aşık etti kendine. Attığı iki gol ile gol sayısını sekize çıkardı ve şu an gol krallığında lider. Eto’o hiç durmadan uğraşıyor, atıyor, attırıyor; bu ne açlıktır kardeşim? Henry bildiğin akarım, geçerim, ayak içi plase kralı. Xavi hem 11 km koşuyor, hem %92 pas yüzdesiyle oynuyor. Iniesta‘nın ayağından top alana madalya veriyorlar. Dani Alves ciğerrrr ve Messi’nin bodyguardı. Oyuncular böyle olunca takım da uzay futbolu oynuyor tabii. Bu sene kupayı alamazlarsa çok üzülürüm…

Howard Webb‘in vermediği, hatta üstüne Messi’ye aldatmaya yönelik sarı kart çektiği ve Guardiola‘yı tribünlük eden pozisyon için de bir paragraf açayım ki pas geçilmesin. O penaltıyı verse Messi’nin hat trick cepteydi.

Bayern’de Ribery‘nin oynayası, piyasasını yapası vardı ama eline neredeyse hiç fırsat geçmedi ki. İlk yarıda sağdan bir esti ama saman alevi. Van Bommel‘in ona buna omuz atan kompleksinden ben çok sıkıldım senelerdir. İşte bu yüzden Barça’da barınamadın sen. Breno sağlam adammış ama bu Barça’ya her tarafın sağlam olsa kaç yazar. Lucio ile Van Buyten yoktu falan filan geyiğine hiç girmeyelim çünkü onlar da ‘İyi ki yoktuk’ diyorlardır ekran başında. Toni‘yi bu sezon gören cennetlik zaten. Almanya’nın en büyüğüsün ama 4 günde 9 gol sıkıştı arkaya. Klinsmann seneye MLS‘de bi takım yönetir artık.

Barça işi o kadar bitirdi ki Marquez 90. dakikada kendi sahasından serbest vuruş kullanırken göstere göstere sarı kart görene kadar bekledi ve Münih’te oynanacak maçta cezalı duruma düştü.

Özetlere buyrun:

[flv]http://img.footballove.com/video/barcabayern.flv[/flv]

Grup indirimi?

picture-24

Ekonomik açıdan yokuş aşağı giden Valencia ile yeni sezonda transfer şampiyonu olması beklenen Real Madrid, David Villa ve David Silva’nın transferi konusunda anlaşmışlar. Marca’nın iddiasına göre, Real Madrid iki futbolcu için 60 milyon euro ödeyecekmiş. Hem de bu öneriyi Valencia yapmış.

Eskiden Marca’da çıkan haberlere güvenirdim ancak son zamanlarda her gün başka bir transfer haberi patlatıyorlar. Biraz inandırıcılıklarını kaybettiler sanki. Bu arada eğer Valencia bu oyunculardan para kazanmak istiyorsa ve sağa sola önermeye başladıysa, gidip Manchester City‘e önersinler. Sadece Villa’ya bile 60 milyon eurodan fazlasını verir Araplar.

Quarter Final Night #1

picture-13

Manchester United enteresan şekilde sahaya korkak bir kadroyla çıktı. Rooney tek forvet, sağında Park, solunda Ronaldo. Porto ise oyun stilinden vazgeçmedi ve hücum ağırlıklı, 4-3-3’e yakın bir formatla Old Trafford‘dan beklenenden fazlasını aldı. Hulk ve Lisandro Lopez müthiş oyuncular. Hulk’u Japonya’da bulup getiren Porto’ya helal olsun. Manchester kötü oynamaya devam ediyor. Doğru düzgün pozisyon bulmadan 2 gol attılar. Porto’nun güzel oyununa yazık oldu. 2 golden çok daha fazlasını bulabilirlerdi. 2-2’lik skor Porto için avantaj, Manchester bu formsuzlukla Portekiz’e giderse 3. kez üst üste Şampiyonlar ligi yarı finali oynama hayalleri yalan olur.

picture-14

İngilizlerin diğer temsilcisi Arsenal ise, Villarreal deplasmanından gollü bir beraberlikle Londra’ya avantajlı döndü. Senna‘nın golü tek kelimeyle muhteşemdi. İlk yarının hakimi Villarreal’di. Almunia sakatlanınca Arsenal biraz daha sıkıntıya girer diye düşündüm ama 23 yaşındaki Fabianski, girer girmez Senna’nın nefis şutunu çıkararak beni yanılttı. İkinci yarıda daha derli toplu bir Arsenal vardı sahada. Sakatlıktan dönen kaptan Fabregas ve Denilson‘un orta sahada üstünlüğü sağlamasının ardından, o dakikaya kadar sahada varlığı bile hissedilmeyen Adebayor, attığı güzel golle Senna’ya cevap verdi. Arsenal istediğini aldı, Emirates‘te yarı finale çok yakınlar.

Bruno is Torres

brunoistorres

Borat karakteriyle neredeyse bütün dünyanın tanıdığı Sacha Baron Cohen‘in yeni filmi Bruno Temmuz ayında geliyor. Avusturyalı bir modacının hikayesini anlatan filmin fragmanını aşağıya koydum koymasına da, asıl dikkat çekmek istediğim konu Bruno’nun Fernando Torres ile olan benzerliği.

Yadsınamaz değil mi? 🙂 Acaba geçen yaz Euro 2008 sırasında Viyana sokaklarında film için araştırma yaparken Torres’e mi rastladı Bruno?