Fatih hoca Madrid’deki İspanya maçından sonra Sami Yen‘de farklı olur demişti.
Madrid’de beklediğimizden iyi oynadık tamam. Şanssız şekilde yenildik, ona da tamam. Ama bu İspanya yenilmeyecek takım değil deyip hurrra saldırırsak, Xavi ve Xabi ağır Emre ve Balta’nın arkasına bir toplar atar. Torres ve Villa da o boşlukları bir değerlendirir. İşte o zaman gerçekten farklı olur…
Ukraynalı yıldız Andriy Shevchenko Çarşamba akşamı Wembley‘de oynanacak İngiltere maçında Milli formayla 40. golünü atmanın peşinde. İngiltere’nin 5 puan gerisinde ve 1 maçı eksik olan Ukrayna da sürpriz peşinde.
Chelsea‘ye transferinden sonra büyük düşüş yaşayan Sheva, İngiltere’de 47 maçta sadece 9 gol atabilmişti. Bu sezon başında efsane olduğu Milan‘a kiralık olarak dönmesi rağmen hala eski günlerinden çok uzakta. Genç Pato ve formda bir sezon geçiren tecrübeli İnzaghi‘nin arkasında kulübeye demir atmış durumda.
Milan forması giyerken bayılırdım bu adama. Yıllarca efsane olduğu Milano’yu bırakıp Londra’ya giderek çok yazık etti kendine. O zamanlar hanımının parmağı var bu işte denmişti.
Değişmeyen tek şey Ukrayna deyince aklıma direk Sheva geliyor hala.
Senin kaç ciğerin var çok merak ediyorum. Ne geldin be bütün maç sağ çizgiden… Orta yapabilse takım arkadaşın olabilecek İbo‘ya da çok ayıp ettin haberin olsun.
Bir dönem Galatasaray’ın sağ bekinde kim oynasa sakatlanırdı hatırlarsınız. Dün akşam da İngiltere’nin Slovakya’yı 4-0 yendiği hazırlık maçında, aynı şanssızlığı İngilizlerin forvetleri yaşadı.
İlk 11’de oyuna başlayan Emile Heskey sakatlandı yerine Carlton Cole girdi. Cole sakatlandı yerine Peter Crouch girdi. Crouch da sakatlandı ve artık kulübede oyuna girecek forvet kalmadı. 3 forvetini birden kaybeden Capello, Ukrayna ile oynanacak Dünya kupası eleme grubu maçı öncesi Tottenham’ın forveti Darren Bent‘i kadroya dahil etti bugün.
Bu arada dün akşamki maçın bir hazırlık maçı olmasına rağmen İngiliz taraftarlar maça büyük ilgi göstermiş ve güzel görüntüler vermişler. Beckham’ın da 109. kez milli formayı giydiğini belirteyim.
Fatih Hoca, bütün beklentilerin aksine İspanya karşısına çift forvetle çıkacağını açıklayarak büyük sürpriz yarattı. Savunmada ise, İbrahim Kaş ve Eren‘in deneyimsizliklerini riskli bularak Galatasaray‘da bile zorunluluktan yan yana oynayan Emre Aşık–Hakan Balta ikilisine görev vereceğini söyledi.
Terim, İspanya karşısında zaten bu savunma ile gol yiyeceğiz bari biz de Puyolsuz İspanya defansına sıkıntı verelim kafasında sanki. Orta sahada Tuncay‘ın sık sık iç tarafa gelerek Emre ve Aurelio‘ya yardımcı olacağını düşünüyorum. Hatta belki Nihat‘ı hafif sağ çizgiye yakın oynatıp Semih‘i ileride tek bırakabilir. Defanstaki seçime gelince, umarım Üzülmez sol bekte Cazorla karşısında tatsız dakikalar yaşamaz. Arda‘nın sık sık yardıma gelmesi lazım.
Bu saatten sonra fazla bir yorum yapmamıza da gerek yok aslında. Bir kaç saat sonra sahada göreceğiz maçı, amanlı mı olacak amansız mı? Biz defansta ve forvette kim oynamalı anketlerimizin sonucuna bakalım. Gerçi hoca Nihat-Semih yan yana diyerek bizi sinek etti ama olsun:)
Bu akşamki İspanya–Türkiye maçının Ntv’de olması maça ayrı bir keyif verecek gibi duruyor. Ercan Taner‘in bir maçı anlatırken yaşaması ve izleyiciye yaşatmasından daha önce bahsetmiştim. Alakasız desteklemediğim bir İtalya ligi maçı anlatıken bile yaşattığı heyecan, Milli maçlarla ikiye katlanıyor. Ercan’ın bu akşamki takım arkadaşı Rıdvan ise “Gol olur” lafı ile başladığı maç yorumculuğunda, yaptığı doğru ve mantıklı tespitler ile bir çoğumuzun beğenisi kazandı. Euro 2008’de ekran başında biz neler hissettiysek, Rıdvan da mikrofon başında hislerimizi adeta sesli olarak dile getirdi. Çek maçında kırmızı kart gören Volkan’a bağırışı ve kendinden geçişini hatırlamayan yoktur heralde.
Bir başka konu da Ntvspor’un bu haftaiçinde yaptığı şov. Her tv kanalı zaman zaman maç yayın hakkı alıyor, ancak Ntvspor bütün hafta yaptığı yayınlarla resmen Madrid‘i evimize kadar getirdi. Devamlı canlı bir bağlantı, maç analizi, Ercan, Rıdvan, Sergen derken maç yayın hakkı almanın sadece 90 dakikadan ibaret olmadığını gösterdi. Umarım maçın başlama düdüğü ile yayına giren hatta zaman zaman başlama düdüğünü reklam yüzünden kaçıran tv kanalları az da olsa ders almışlardır.
Ntv, Rıdvan, Ercan derken umarım Millilerimiz de iyi bir sonuç alır. İşte o zaman tadından yenmez…
Fatih Hoca’nın son basın toplantısı az önce sona erdi. Her zaman olduğu gibi son derece kendine güvenen haliyle mikrofonların başındaydı. Ek olarak keyfi de pek yerindeydi. Kaybetmekten korkmuyoruz, büyümekte olan bir çocuğuz, bazen düşer kalkarız ama ders alırız ve oyunumuzu oynamaya da devam ederiz tadında konuştu. Bunu takımına da son derece iyi aşıladığını düşünüyorum.
Defansif bir oyun anlayışı mı düşünüyorsunuz? sorusuna yanıtı harikaydı: Ben basın toplantısının bitiminde takımımı söylerim, oradan anlarsınız.
Volkan Gökhan Emre Balta Ibo Tuncay Marco Emre Arda Semih Nihat
Bernabeu’da oynamayacağız, nerede oynayacağız?
Yarın İspanya‘ya karşı oynayacağımız maç için ben de dahil olmak üzere bir çoğumuz ümitsiziz. 2 yıldır yenilmeyen Dünya’nın 1 numarasını kendi evinde yenmek gerçekten zor iş.
Ancak Cumartesi akşamının en ilgi çekici maçını, Avrupa’nın en önemli stadlarından birinde bizim futbolcularımız oynayacak. Herkesin gözü bu maçta olacak. Sonuçta son Avrupa şampiyonu ile yarı finalisti karşı karşıya geliyor. Kendimizi de küçümsemeyelim.
Eğer Arda, Semih, Gökhan, Sercan ve Volkan Avrupa’da oynayacaklarsa, eğer Nihat, Tuncay ve Aurelio daha büyük Avrupa takımlarına transfer olacaklarsa, buyrun size sahne. Bu maçta yapacağınız bir hareket bütün sezon yaptıklarınıza bedel olabilir. Çıkın gösterin kendinizi.
İspanya maçına yaklaşık 48 saat kaldı. Fatih hoca sahaya çıkacak olan ilk 11’i iki isim haricinde belirlemiş.
Kalede Volkan’ın, defansta Gökhan Gönül, Emre Aşık, Hakan Balta’nın ve 5’li orta sahada Emre, Aurelio, Ayhan, Tuncay ve Arda’nın yerleri garanti. Hocanın kafasını kurcalayan 2 bölge var. Birincisi, defansta Emre Aşık’ın yanında kimin oynayacağı. Alternatif isimler İbrahim Kaş ve Eren. Ancak Hakan Balta’yı buraya kaydırıp sol bekte İbrahim Üzülmez’e de şans verebilir. Terim’in kafasını kurcalayan diğer bölge ise forvet. Semih, Nihat ve Mevlüt üçlüsü arasında seçim yapmakta zorlanıyormuş.
Bence defansta tecrübesiz de olsa mücadeleci Eren. Tek forvet ise, Nihat’ın sakatlıktan yeni çıktığını düşünerek Semih. Siz ne dersiniz?
Dün akşam yakın bir arkadaşım Ajansspor‘da okuduğu bir haberin linkini yolladı. Eurosport, Pele‘nin Robinho‘yu uyuşturucu kullanmakla suçlaması ve Robinho’nun Pele’yi mahkemeye vermeye hazırlanmasından yola çıkarak futbol tarihinin ilginç davalarını araştırmış.
İzmirli bir vatandaşımızın İnter’i Haçlı forması yüzünden mahkemeye vermesinin de yer aldığı araştırmanın en bombası fanatik Arjantinlilerden gelmiş.
2007 yılında Boca Juniors taraftarı bir genç sırtına desteklediği kulübün logosunu dövme olarak yaptırmak istemiş. Arkadaşlarının tavsiyesiyle bulduğu dövmecinin çalışmasını eve gittiğinde net olarak gören genç, sırtına kulüp logosu yerine erkek cinsel organı çizildiğini farkedince hakkını mahkemede aramaya karar vermiş. Boca’nın ezeli rakibi River Plate taraftarı olan dövmeci, Riverlılar tarafından halk kahramanı ilan edilmiş.
Efsane!
