Fatih Terim, Arda Turan, Mehmet Topal ve Sevilla

Bir süredir İspanyol gazetelerinde bu 3 isim Sevilla ile anılıyor. Hatta Sevilla başkanı Jose Maria Del Nido‘nun Terim’e kafayı fena taktığı ve önümüzdeki sene Şampiyonlar liginde iddialı olmak adına Terim’i takımın başına geçirip oldukça cömert bir transfer bütçesiyle kaliteli bir kadro kurmayı hedeflediği konuşuluyor. Ancak bir İspanyol gazetesinin yaptığı “Terim Sevilla için doğru seçim olur mu?” anketinde %70’lik bir kısmın Fatih hocayı veto ettiğini de belirteyim.

Milli takım teknik direktörümüzün iki takım çalıştırma konusuna sıcak baktığını biliyoruz. Federasyon her ne kadar böyle bir şey mümkün değil dese de gelebilecek herhangi bir teklifle herşey değişebilir.

Benim asıl değinmek istediğim nokta Arda ve Topal’ın transferleri. Dün Vatan gazetesinde Tuna Kiremitçi’nin Arda için yazdıklarını okunudunuz mu bilmiyorum ama kendisine sonuna kadar katılıyorum. Sezon sonunda Sevilla mı olur kim olur bilmiyorum ama ikisinin de gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi gençler, iyi oynuyorlar, taraftar tarafından seviliyorlar, takım yenilse bile her maçtan sonra tribünlere çağırılıyorlar ancak Hasan Şaş da zamanında böyle değil miydi? Tamam belki bir Arda değildi ama tribünler onu da çok sevmez miydi?

Bugüne baktığımızda nasıl? Bu forma için yaptıkları unutulmuş havaalanında kafasına cep telefonu atılıyor. Boşverin siz Hasan Şaş olmayın, gidin Tugay Kerimoğlu olun 38 yaşına geldiğinizde Avrupalılar size de şarkılar bestelesin…

Real Madridli futbolculardan Barcelona itirafı

Real Madridli futbolculardan Raul, Casillas, Heinze ve teknik direktör Juande Ramos, Barcelona maçından sonra kulübün resmi internet sitesine itiraflarda bulunmuşlar. Hepsinin kabullenmişliğine bayıldım. Bükemediğin bileği öpeceksin, tezgaha gelmeyeceksin…

Raul; “We felt powerless. It hurts a lot to lose like this. We fought until the very end, but we were up against a better team. Losing like this at home make you feel helpless.”

Casillas; “I think Barça was sensational. They are a great team and nothing can be done against them.”

Heinze; “They played a great match and were able to overcome our pressure, which wears out the opponent. After we pulled closer they scored the fourth goal.”

Juande Ramos; “You can’t gift wrap anything for Barcelona because they will kill you.”

Futbol erkek oyunudur

Başlıktaki laf bu sezon Nou Camp‘tan gol yemeden dönen ilk takım olan Chelsea teknik direktörü Guus Hiddink‘e ait. Andres Iniesta‘nın başını çektiği Barcelonalılar maçtan sonra Chelsea’nin taktiklerini eleştirmiş ve futbolu çirkinleştiren Hiddink’i topa tutmuşlardı.

Ne derlerse desinler, bu hafta ak göt kara göt Londra’da belli olacak.

Galatasaray’dan bir vefa örneği daha!

Bu başlıktaki haberi az önce Maraton’un internet sitesinde okudum ve yeter artık dedim. Detaylar şöyle;

“Galatasaray’da yeni sezon için düşünülmeyen Hasan Şaş’a jübile önerecek. Kabul etmezse başka bir takıma gönderilecek. Tıpkı 2000 UEFA Kupası’nın kazanılmasında büyük pay sahibi olan ama jübilesi yapılmayan Hakan Şükür, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Bülent Korkmaz ve Ergün Penbe’ye yapıldığı gibi! Hasan Şaş’ın Galatasaray’a olan sevgisini ve bağlılığını bilenler başka bir forma giymek istemeyeceği için jübile teklifine ‘hayır’ diyemeyeceğini belirtiyorlar. Sarı kırmızılı camiada Hasan Şaş’la yolların ayrılması, UEFA Kupası’nı kazanan kadrodan son futbolcunun da tasfiye edilmesi anlamına geliyor. Galatasaray daha önce de Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal, Ergün Penbe ve Arif Erdem gibi kulübe büyük başarılar kazandıran futbolcularını jübile dahi yapmadan gözden çıkarmıştı. Hasan Şaş takımdan bir şekilde gönderilirse 9 yıl önceki efsane kadrodan kimse kalmayacak.”

Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Arif Erdem ve Hasan Şaş. Bu isimlerin hepsine saygım sonsuz. Türkiye’ye bugüne kadarki en büyük sportif başarıları kazandırdıkları için onlara minnetarız. Sayelerinde Galatasaraylı olduğumuz için ayrı bir gurur duyuyoruz ve her daim kafamız dik yürüyoruz. Ancak işin bir de öbür tarafı var.

Futbol takımları zaman içinde kendilerini yenilemek, modern futbola ayak uydurmak adına yaş ortalamalarını düşürmek zorundadır. Bu isimler sırf büyük başarılar kazandırdı diye istedikleri yaşa kadar babalarının kulübü gibi kadroda yer alamaz. Bunlar futbolun gerçekleri. Hakan Şükür gibi iyi bir profesyonel olursun 38 yaşına kadar oynarsın ona lafım yok. Ama o da geçen sezon sonunda yok Amerika’da oynayacağım, yok Katar’da oynayacağım diyerek jübile önerisini reddetti ve şimdi TRT’de yorumculuk yapıyor. Keşke jübile önerisini kabul etseydi de onu Ali Sami Yen’den “Kral Hakan Şükür” diye yolcu edebilseydik.

UEFA kupasını kaldıran kadrodaki efsane isimlerin hepsine Galatasaray kulübü tarafından en az 33 yaşından sonra jübile önerilmiştir ve hepsine gel Galatasaray’ın çatısı altında bir görev al denmiştir ama bu isimlerin hiç biri bunu kabul etmemiş ve futbola devam edeceğiz demişlerdir. Bu dönemden sonra oynadıkları futbolda da ne kadar başarılı oldukları soru işaretidir. Bıraksalar çok daha iyi olmaz mıydı?

Şimdi sıra Hasan Şaş’ta. Çok ağır bir sakatlık geçirdi ve artık oynadığı maçlarda o eski Hasan Şaş’ı göremiyoruz. Her sene şampiyonluk kovalayan, Avrupa’da başarı isteyen Galatasaray’da oynayabilecek düzeyde olmadığı çok açık. Çok sevdiğimiz Hasan, başarıya aç ve yetenekli gençlerin Galatasaray’a yarar sağlaması adına onların önünü açmalı ve jübilesini Galatasaray formasıyla yapmalıdır.

Yeter artık sıkıldım bu Galatasaray’ın vefasız olduğuna dair yapılan haberlerden. Canınız sıkıldıkça, ortalığı karıştırmak için temcit pilavı gibi bu konuyu açmayın artık! Arif ve Hakan Ünsal Avrupa’ya gitti “Galatasaray evlatlarımız orada mutsuz” dedi ve geri aldı. Hakan Şükür 38, Ergün 34 yaşına kadar bu formayı giydi. Büyük Kaptan bu takımı ayağa kaldırır denilerek genç yaşta inanılarak teknik direktörlüğe getirildi. Galatasaray daha ne yapsın??

Barcelona vs. Chelsea

2004-2005 sezonunda Chelsea’nin Barcelona’yı Londra’da 4-2 yenerek elediği maçı hala unutamam. O maçla ilgili hatırladığım en net sahne de Ronaldinho’nun ceza yayından attığı muhteşem gol. Televizyon başında bir süre ne olduğunu anlayamamıştık.

Sene oldu 2009, iki dev bu sefer Camp Nou‘da karşılaşıyorlar. Rövanş haftaya Stamford Bridge‘de. Barcelona bu sezon uzay futbolu oynuyor. Chelsea ise Hiddink‘le Premier League hedefinden uzaklaştı artık tutunacakları tek dal Şampiyonlar ligi. Kütür kütür maç olacak bu akşam. Muhtemel 11’ler şöyle;

Barcelona Valdes, Dani Alves, Puyol, Marquez, Abidal, Keita, Xavi, İniesta, Messi, Henry, Eto’o

Chelsea Cech, Bosingwa, Terry, Alex, Ashley Cole, Essien, Lampard, Ballack, Malouda, Anelka, Drogba

Bu arada dikkatimi çeken bir şey var. İddaa’nın bu maç için Barcelona’ya verdiği oran 1,50. Tamam Barca favori ama o kadar da değil yani. Zaten iddaa oynayınca şans oyunu, internetten bahis oynayınca kumar oluyor. Tekel’in böylesi…

Auf Wiedersehen!

Bayern Münich Allianz Arena‘da Schalke’ye 1-0 yenildi. Taraftar da artık isyanda. Almanya’nın en zengin ve en kaliteli kadrosuna sahip takımısın ama olmadı mı olmuyor işte. Klinsmann zaten sezon sonu gidici. Schalke maçı da tuzu biberi oldu. Bu arada Schalke’nin tek golü Halil Altıntop‘tan geldi.

Önümüzdeki sezon için Klinsmann’ın yerine en favori isim Roberto Mancini. O da ne kadar doğru bir seçim olur bilemiyorum. Bunların başına şöyle çatık kaşlı, tecrübeli bir hoca gerekiyor sanki.

Edit: Bu postu Cumartesi günü yazmıştım, “Klinsmann sezon sonu gidici” diye ama Beckenbauer 5 hafta daha dayanamadı ve  bugün Klinsmann’ın görevine son verdi. Son 5 maça takımı yardımcı antrenörler Jupp Heynckes ve Hermann Gerland hazırlayacakmış.

Seyirci SİZ

Maç gayet de seyirciliydi! Ankaraspor oynadı, Galatasaray seyretti!

Takımın başında, her an gol atabilecek ligin gol kralı Baros‘u çıkarıp götü ve göbeği şu anda futbol oynamaya elverişli olmayan Hasan Şaş‘ı oyuna alan, 89. dakikada golü yedikten sonra Yaser‘i oyuna almanın zaman kaybından başka birşey olmayacağını bilmeyen ve 1-0’a 4 puan verildiği sanan bir zihniyet varken bırakın 6’da 6 yapmayı 1’de 1 bile zor yaparız.

İlk Galatasaray ile adın anıldığında senden çok ümitliydim ama büyük hayal kırıklığı yarattın Bülent Korkmaz.