92:15

9215iniesta

ChelseaBarcelona maçının 30. dakikası falan. Koko B söylenmeye başladı “90’da çakalım şu pis Chelsea’ye” diye… İlk devre bitti; “90’da atıp ağlatalım herifleri!”

70. dakikada ise gole kadar sayıklamaya devam edeceği reçeteyi verdi: “92:10-92:15’de atarız, sevinçten yarılırız.”

92:08’de gol geldi.. 92:15’de hem biz hem Barcelonalı futbolcular yarılıyordu.

Şapkamı şuracıkta kendisini saygıyla selamlayarak çıkarıyorum. Bu postu da efsane kategorisine koyuyorum.

Round II: Monsieur vs. Sir

Old Trafford‘da oynanan ilk maçta Alex Ferguson’un Manchester United’ı Arsene Wenger’in Arsenal’ini köşeye sıkıştırıp seri yumruklarla nakavt etmeye çalışmış ancak Almunia engeline takılarak sadece 1-0’lık bir avantajla sahadan ayrılmıştı.

Bu akşam Londra’da Emirates stadında karşılaşacak olan iki ekip de hafta sonu oynadıkları Premier League maçlarını rahat kazandılar. Manchester yedek ağırlıklı kadrosuyla Middlesbrough deplasmanında 0-2 kazanırken Arsenal ise Portsmouth deplasmanında 0-3 galip geldi.

Maç öncesi ev sahibi Arsenal’de Gallas, Rosicky, Silvestre, Clichy ve Eduardo kesin yok. Haftalardır sakat olan Van Persie’nin durumu ise maç saatinde belli olacak. Manchester United’da ise tek ve en büyük problem Ferdinand’ın sakatlığı. Old Trafford’daki ilk maçta kaburgalarından sakatlanan Ferdi’nin oynayıp oynamayacağı son dakikada belli olacak.

İlk maçın ardından bu futbolla Arsenal’in Manchester’ı elemesi mümkün değil demiştim. Hala aynı fikirdeyim ancak Ferdinand oynamaz ise Manchester savunması sıkıntı yaşayabilir. Bunu Premier League’de bir dönem yaşanan düşüşle görmüştük. Eğer sıkıntılı savunmanın üzerine bir de Almunia devleşirse, Arsenal beeeeeelki bir sürpriz yapabilir.

Overmars bacağı eline almış

Ajax, Arsenal ve Barcelona‘nın eski Hollandalı sol kanat oyuncusu Marc Overmars 2004 yılında dizindeki problem nedeniyle erken yaşta(31) bıraktığı futbola geçen sene geri dönmüştü.

Hollanda alt liginde mücadele eden Go Ahead Eagles takımının önce direktörlüğünü üstlenen ardından yapılan testlerde kendini iyi hisseden ve takımını bir üst lige taşımak adına futbola geri dönen Overmars, bu hafta sonu oynadıkları maçta futbolculuk kariyerine son noktayı kesin olarak koymuş.

TOP Oss takımıyla oynadıkları maçın son dakikasında rakibininin sert müdahalesiyle yerde kalan tecrübeli futbolcunun bacağı kırılmış. Az da olsa sevindirici bir nokta ise Go Ahead Eagles takımı en azından play-off’lara katılmaya hak kazanmış.

Sol kanattan ters ayakla gelen ilk ve en etkili isimlerden biri olan Overmars’a geçmiş olsun.

Deivid Aragones’in evladı mı?

Deivid sahada önüne gelen takım arkadaşına saldırıyor sonra kulübeye bir bakış atıyor ve tartıştığı arkadaşı Aragones tarafından oyundan alınıyor. Uğur bir, Emre iki. Sıradaki kim olacak bakalım. Yabancı futbolcuları bu kadar da kollamak olmaz ki be kardeşim…

Bu arada derbiyle ilgili olarak Fenerbahçe’ye ve Beşiktaş’a birer sorum var.

Fenerbahçe‘ye; bugüne kadar neredeydiniz? Bu sezon ligde izlediğim en iyi 3 oyundan biriydi.

Beşiktaş‘a; Maçtan önce ne içtiniz? Bu kadar da ruhsuzluk olmaz ki…

Galatasaray’dan bir vefa örneği daha!

Bu başlıktaki haberi az önce Maraton’un internet sitesinde okudum ve yeter artık dedim. Detaylar şöyle;

“Galatasaray’da yeni sezon için düşünülmeyen Hasan Şaş’a jübile önerecek. Kabul etmezse başka bir takıma gönderilecek. Tıpkı 2000 UEFA Kupası’nın kazanılmasında büyük pay sahibi olan ama jübilesi yapılmayan Hakan Şükür, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Bülent Korkmaz ve Ergün Penbe’ye yapıldığı gibi! Hasan Şaş’ın Galatasaray’a olan sevgisini ve bağlılığını bilenler başka bir forma giymek istemeyeceği için jübile teklifine ‘hayır’ diyemeyeceğini belirtiyorlar. Sarı kırmızılı camiada Hasan Şaş’la yolların ayrılması, UEFA Kupası’nı kazanan kadrodan son futbolcunun da tasfiye edilmesi anlamına geliyor. Galatasaray daha önce de Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal, Ergün Penbe ve Arif Erdem gibi kulübe büyük başarılar kazandıran futbolcularını jübile dahi yapmadan gözden çıkarmıştı. Hasan Şaş takımdan bir şekilde gönderilirse 9 yıl önceki efsane kadrodan kimse kalmayacak.”

Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Arif Erdem ve Hasan Şaş. Bu isimlerin hepsine saygım sonsuz. Türkiye’ye bugüne kadarki en büyük sportif başarıları kazandırdıkları için onlara minnetarız. Sayelerinde Galatasaraylı olduğumuz için ayrı bir gurur duyuyoruz ve her daim kafamız dik yürüyoruz. Ancak işin bir de öbür tarafı var.

Futbol takımları zaman içinde kendilerini yenilemek, modern futbola ayak uydurmak adına yaş ortalamalarını düşürmek zorundadır. Bu isimler sırf büyük başarılar kazandırdı diye istedikleri yaşa kadar babalarının kulübü gibi kadroda yer alamaz. Bunlar futbolun gerçekleri. Hakan Şükür gibi iyi bir profesyonel olursun 38 yaşına kadar oynarsın ona lafım yok. Ama o da geçen sezon sonunda yok Amerika’da oynayacağım, yok Katar’da oynayacağım diyerek jübile önerisini reddetti ve şimdi TRT’de yorumculuk yapıyor. Keşke jübile önerisini kabul etseydi de onu Ali Sami Yen’den “Kral Hakan Şükür” diye yolcu edebilseydik.

UEFA kupasını kaldıran kadrodaki efsane isimlerin hepsine Galatasaray kulübü tarafından en az 33 yaşından sonra jübile önerilmiştir ve hepsine gel Galatasaray’ın çatısı altında bir görev al denmiştir ama bu isimlerin hiç biri bunu kabul etmemiş ve futbola devam edeceğiz demişlerdir. Bu dönemden sonra oynadıkları futbolda da ne kadar başarılı oldukları soru işaretidir. Bıraksalar çok daha iyi olmaz mıydı?

Şimdi sıra Hasan Şaş’ta. Çok ağır bir sakatlık geçirdi ve artık oynadığı maçlarda o eski Hasan Şaş’ı göremiyoruz. Her sene şampiyonluk kovalayan, Avrupa’da başarı isteyen Galatasaray’da oynayabilecek düzeyde olmadığı çok açık. Çok sevdiğimiz Hasan, başarıya aç ve yetenekli gençlerin Galatasaray’a yarar sağlaması adına onların önünü açmalı ve jübilesini Galatasaray formasıyla yapmalıdır.

Yeter artık sıkıldım bu Galatasaray’ın vefasız olduğuna dair yapılan haberlerden. Canınız sıkıldıkça, ortalığı karıştırmak için temcit pilavı gibi bu konuyu açmayın artık! Arif ve Hakan Ünsal Avrupa’ya gitti “Galatasaray evlatlarımız orada mutsuz” dedi ve geri aldı. Hakan Şükür 38, Ergün 34 yaşına kadar bu formayı giydi. Büyük Kaptan bu takımı ayağa kaldırır denilerek genç yaşta inanılarak teknik direktörlüğe getirildi. Galatasaray daha ne yapsın??

Turkish Delight bırakıyor

Geçen hafta reserve takıma gönderildi ve artık hocası tarafından istenmiyor denilen Tugay, sezon sonunda futbolu bırakacağını açıklamış. İngiltere’deki reserve takım kavramını bilmeyen kişilere öğretmek lazım aslında bu işi. İngiltere’de sakatlık geçiren bir çok futbolcu maç kondisyonu kazanmak adına A takımdan önce reserve takımda da oynar. Buna birçok yıldız futbolcu da dahil.

Tugay seneler içinde kendini çok geliştirdi. Premier League’de yaklaşık 300 maçta forma giydi. Galatasaray’ın UEFA kupasını aldığı senenin Ocak ayında Glasgow Rangers’a transfer olarak başlayan bu serüven şimdi Premier League’de sona eriyor. Tugay’ın o sezon Ali Sami Yen’deki Bologna maçında oyuna sonradan girip Signori‘yi topsuz alanda çıldırtan hareketlerini unutamam. Maçı bırakıp dakikalarca onları izlemiştim. Ada’ya gidince böyle oyun dışı hareketlerinden vazgeçen ve müthiş yeteneği ile orta sahanın patronu nasıl olunur dersi veren Tugay’ı çok özleyeceğiz.

Geçtiğimiz günlerde bir İngiliz yazarın Tugay’la ilgili yazdığı yazıyı okumuştum. Sonunda aynen şöyle diyordu; “Bir futbolcunun attığı her gol mü güzel olur?” Hakkaten ne vuruyor be 20-25 metreden…

Bu arada Facebook’ta futbolu bırakmasın diye gruplar kuran Blackburn taraftarlarının Tugay için bestelediği şarkıyı da buradan dinleyebilirsiniz.