21 yıl aradan sonra…

Copa del Rey finalinde El Clasico! 20 Nisan Çarşamba akşamını şimdiden bir kenara not edin. Kimseye söz vermeyin. Mestella‘da derbi var.

34 kere final oynayıp 25 kere Copa del Rey’i kaldıran Barcelona; oynadığı son 6 finalin 5’ini kazanmış.

36 kere final oynayıp 17 kere Copa del Rey’i kaldıran Real Madrid; oynadığı son 5 finalin 4’ünü kaybetmiş.

Aralarında oynadıkları 5 finalde ise 3-2 Barcelona’nın üstünlüğü var. 1990’daki son finali de 2-0’lık skorla Barca kazanmış.

Bir hatırlatma daha; kupa finalinden önceki hafta sonu da La Liga’da karşı karşıyalar. Bernabeu’da El Clasico. 4-5 gün içinde 2 kere El Clasico. Allahım sana geliyorum:)

Ronaldo: Bu kupa bizim olacak. Messi: Onun için finalde kazanmanız lazım ve biliyorsun ki…

Olmamış Drogba bir dahaki sefere daha uzaktan vur

Chelsea Bolton deplasmanından 4-0 galip dönüyor. Deplasmanda en son galibiyet 30 Ekim’de Blackburn deplasmanında 2-1’lik skorla alınmıştı. Epey olmuş anlayacağınız… Dün kaybetseler Ancelotti’nin koltuğu ciddi anlamda sallanırdı ama kredisini arttırdı. Gerçi United fena uzadı gitti artık yakalamaları çok zor gözüküyor.

Bu arada Drogba da eski günleri mi hatırlamış ne? Yukarda nefis golü aşağıda Bolton’lu Steinsson’la “6 packs” yarışı…

La Liga deplasmanlarında Atletico Madrid taraftarları

İspanya’da yapılan bir araştırmaya göre deplasmanlarda kendilerine ayrılan bölümü en çok dolduran taraftarlar Atletico Madrid taraftarları.

Ligin ilk yarısındaki deplasmanlarda Atletico Madrid taraftarları kendilerine ayrılan yerleri ortalama %88 oranla doldurmuşlar. Onları takip edenler ise yine Madrid’liler ama Real Madrid %85. Daha sonra ise %84’le Athletic Bilbao ve %83’le Barcelona taraftarları geliyor.

Araştırmada düşülen bir nottan da bahsedelim. Real Madrid ve Barcelona taraftarlarına deplasmanlarda uygulanan maç bileti fiyat uygulaması diğer takımlara göre daha pahalı. Buna rağmen ortalama %80’leri yakalamaları çok önemli.

Overrated

Darren Bent;

2007’de Charlton’dan Tottenham’a 16.5 milyon pound. 2009’da Tottenham’dan Sunderland’e 10 milyon pound. Ve şimdi de son vole; Sunderland’den Aston Villa’ya performansına göre 24 milyon pounda kadar artabilecek 18 milyon pound.

Etti sana performans bonuslarını eklemeden 44.5 milyon pound. Yok arkadaş ben oynamıyorum.

Çakma Star Wars

Dün akşamki Bayer Leverkusen-Borussia Dortmund maçında Ballack sahalara geri döndü. Gerçi oynamadı ama oynayabilecek durumda kulübede yedek bekledi. Leverkusen taraftarı da Ballack’ın sakatlıktan kurtuluşunu kutlamak için fotoğrafta görmüş olduğununuz Leverkusen’li futbolculardan oluşan Star Wars koreografisi yaptılar.

Taraftarın organizasyonu görsel açıdan çok başarılıydı ancak Leverkusen’nin çakma Star Wars olduğu ikinci yarının başlamasıyla belli oldu. Dortmund 49-55 arası 6 dakika 3 gol attı maçı da 1-3 kazandı…

FIFA’ya göre 2011 yılında dikkat edilmesi gereken isimler

Luc Castaignos – Forvet, 18 yaşında, Feyenoord

Oyun stiliyle Thierry Henry’i andıran Hollanda’lı özellikle Inter’in takibinde. Hollanda U17 milli takımında 17 maçta 13 gol atarak rekor kıran Castaignos’a takım arkadaşları Henry diyorlarmış. Sadece yetenekleriyle değil tipi de andırdığı için… Bu sezon Feyenoord formasıyla 21 maçta 6 golü bulunuyor.

David de Gea – Kaleci, 20 yaşında, Atletico Madrid

Daha geçen gün bahsettim. Casillas futbolu bıraktığı gün İspanya’nın 1 numarasıdır bana göre. Atletico’da kalır mı? Zor. Sezon sonunda ciddi bir bonservis bedeliyle kaleci sıkıntısı yaşayan büyüklerden birine gidebilir. Mesela Manchester United.

Alan Dzagoev – Ofansif orta saha, 20 yaşında, CSKA Moscow

Guus Hiddink’in yeri çok ayrı Dzagoev’de. 2008 yılında Rusya’nın başındayken Dzagoev’e şans vererek Rusya tarihinin en genç milli oyuncusu olmasını sağladı. Özellikle öldürücü pasları ve hep dikine oynamasıyla dikkat çekiyor. Bu sezon Rusya liginin en iyi genç oyuncusu seçildi. Avrupa’da peşinde olan çok.

Youssef El-Arabi – Forvet, 23 yaşında, Caen

Caen’nin bu sezon ligden düşmeme mücadelesindeki en önemli ismi. Fransa doğumlu Fas’lı forvet Afrika Uluslar kupasında da dikkatleri çekmişti. Bugün ikinci yarısı başlayacak olan Fransa Ligue 1’de 16 maçta 10 golle gol kralı.

Shinji Kagawa – Ofansif orta saha, 21 yaşında, Borussia Dortmund

Bundesliga izleyip de Dortmund fırtınasını bilen herkes Kagawa’yı biliyordur zaten. Sezon başında sadece 350.000 euro bonservis bedeliyle Dortmund’a geldi. Şimdi para versen alamazsın. Müthiş hızlı, hareketli ve bir orta saha için fazla golcü! Şu an Japonya Milli takımıyla Asya Kupasında. Dortmund eksikliğini hisseder.

Jordan Henderson – Orta saha, 20 yaşında, Sunderland

Sunderland hocası Steve Bruce’a göre son dönemlerin en iyi genç İngilizi. Soğukkanlı, atletik ve güçlü. Capello da takipte. Kasımı ayında Milli takım kadrosuna çağırdı. Sezon sonu ise Sir Alex Ferguson’nun bir teklifi olabileceği konuşuluyor.

Mats Hummels – Defans, 22 yaşında, Borussia Dortmund

Dortmund’un bu seneki başarısında göze çarpan genç isimlerden biri daha. 2 sezon önce Bayern Munich’den geldi. Şimdi Bayern kafasını yerlere vuruyordur. Zeki, soğukkanlı ve çok güçlü. Adam adamalarda oldukça başarılı. Müthiş bir kariyer onu bekliyor. Milli takımın da değişmezi olur.

Koo Ja-Cheol – Ofansif orta saha, 21 yaşında, Jeju United

Geçen senenin başında Premier League ekiplerinden Blackburn’e transferi söz konusuydu ama olmadı kulübünde kaldı. Şu an Asya Kupasında Güney Kore formasıyla Ki Sung-Yueng ile iyi işler yapıyor. Oyun kurucu olarak görev yapan Koo, bu sene patlayabilir.

Erik Lamela – Ofansif orta saha, 18 yaşında, River Plate

Bundan tam 6 yıl önce 12 yaşındayken Barcelona tarafından denendi ancak daha erken olduğu düşünülerek Bounes Aires’te kaldı. İnce pasları, genç yaşına rağmen vizyonu ve oyunu okuması ön plana çıkarılıyor. Yeni sezonda izlemek lazım.

Lucas Piazon – Ofansif orta saha, 18 yaşında, Sao Paulo

Müthiş yetenekli ve yaratıcı bir isim. Brezilya’nın en önemli yıldızlarından biri olacağı söyleniyor ve Kaka’ya benzetiliyor. Şu anda 20 yaşaltı Güney Amerika şampiyonasında esiyor. Bu sene düzenlenecek olan 20 yaşaltı Dünya şampiyonasında herkesin onu takip edeceği konuşuluyor.

Romelu Lukaku – Forvet, 17 yaşında, Anderlecht

Drogba’nın varisi Lukaku. Hem oyun yapısı hem de fiziksel özellikleriyle çok benziyorlar. Belçika liginde şimdiden üst düzey performans sergiliyor. Belçika Milli takımının da değişmezi. Sezon başında Madrid’e transferi gündemdeydi Mourinho çok istemişti ancak ailesi daha erken dedi göndermedi. Bu sezon sonu parayı basan alır.

Andrea Ranocchia – Defans, 22 yaşında, Inter Milan

Daha geçen hafta 12.5 milyon euro bonservis bedeliyle Genoa’dan Inter’e transfer oldu. Inter’e gider gitmez de formayı kaptı. Uzun seneler Inter ve Milli takıma hizmet edebilecek bir isim. Nesta ve Cannavaro’yu andıracak bir isim. Bu arada boy 1.92.

Xherdan Shaqiri – Kanat/Ofansif orta saha, 19 yaşında, Basel

Ottmar Hitzfeld’in sürpriz şekilde Güney Afrika Dünya Kupasına götürdüğü İsviçre’li bu şansı çok iyi değerlendirdi. Üst düzey turnuvada üst düzey bir performansla akıllarda kaldı. Oldukça hırslı ve nefis sol ayağı var. Hatırlatmak gerekirse; Dünya Kupası sonrası Euro 2012 elemelerinde ceza yayının biraz gerisinden solla İngiltere’ye attığı muhteşem gol?

De Gea

Casillas bıraktığı gün İspanya’nın en iyi kalecisi derim. Net.

Bu arada kupa finalinde de gümbür gümbür El Clasico geliyor. Gelsin o kulvarda da gerekli muameleyi yapalım. Real içerde Atletico’yu 3-1 ile geçti. Goller Ramos, Ronaldo ve Mesut’tan. Atletico’nun tek golü Forlan’dan.

Vicente Calderon’da bu skordan turu vermezler. Yanlız Jose hakem makem ağlamasın artık ne olur. O ağladıkça evlatları geriliyor. Sergio Ramos Agüero’ya dalıyor, Ronaldo Ujfalusi’den Messi’nin intikamını alıyor, Xabi ceza sahasına koşu yapanı paketliyor.

Sakin biraz beyler. Takiptesiniz biliyoruz gerginlik var. Zor ama alışmanız lazım artık bazı şeylere uzaktan bakmaya. Bu arada hadi iyi haber. Valdano açıklamış; “6 ay için forvet bakıyoruz”. Hadi gözünüzaydın transfer mutluluğu yolda.

Dünya Kupasından en çok kazanan kulüp Barcelona

2010 Güney Afrika Dünya Kupasında mücadele eden 736 futbolcunun kulüplerine FIFA tarafından ödenilmesi gereken toplam 40 milyon dolar dün ödendi.

55 ülkeden 400 kulübün paylaştığı 40 milyon dolardan en büyük payı 866,000 dolarla Dünya Kupasına 13 oyuncu yollayan Barcelona aldı. Barcelona’nın ardından 778,000 dolarla Bayern Munich, 762,000 dolarla Chelsea, 695,600 dolarla Liverpool ve 678,133 dolarla Real Madrid paylarını aldılar.

Amerikan kulüplerinin toplam aldıkları pay 423.200 dolar olarak açıklandı. İngiliz kulüplerinin toplam payı 5.9 milyon dolar, Alman kulüplerinin toplam payı ise 4.7 milyon dolar oldu. Kupayı kazanan İspanyolların kulüp payı ise 3.7 milyon euro oldu.

Kulüplere dağıtılan bu paraların belirlenme şekli ise şöyle; Dünya Kupasında yer alan her futbolcunun günlük bedeli 1.600 dolar olarak hesaplandı ve kupa başlamadan 2 hafta öncesinde kampa girdikleri günde sayaç başladı. Her futbolcunun ayrı ayrı son maçını oynadığı gün sayaç durdu.

FIFA’nın Dünya Kupası süresince ve öncesindeki 4 senede reklam ve yayın gelirlerinden elde ettiği rakam ise 3.4 milyar dolar. Önümüzdeki Mart ayında bununla ilgili daha geniş kapsamlı bir rapor açıklayacaklar.