Drogba’nın cezası belli oldu

Şampiyonlar ligi yarı finalinde İniesta’nın son dakika golünden sonra Chelseali futbolcuların nasıl delirdiğini hepimiz hatırlıyoruz. Delirenler arasında en göze çarpan isimse Didier Drogba’ydı. Maçın bitimiyle hakeme saldırmış ve kameralardan çekinmeden küfürleri sıralamıştı.

Yaşanan olaylardan sonra UEFA konuyu değerlendirip kararı açıklayacağını söylemişti. Bugünkü disiplin toplantısı sonrası karar açıklanmış ve Drogba’ya 6 maç ceza verilmiş. Bu durumda Drogba Şampiyonlar ligi grup maçlarında oynayamayacak.

Drogba gibi aşırı tepki gösteren bir diğer isim Bosingwa’ya ise 4 maç ceza verilmiş. Diğer yandan maçta çıkan olaylar ve taraftarların sahaya attığı yabancı maddelerden dolayı Chelsea kulübüne de 100.000 pound ceza verilmiş.

Chelsea’nin cezalara itiraz etmek için 3 gün süresi varmış. Mutlaka itiraz edeceklerdir ancak kararın değişeceğini hiç zannetmiyorum.

Geçmiş olsun Chelsea’ye. Önümüzdeki sezon bile hissedecekler Barcelona’dan aldıkları darbeyi.

David Villa için açık arttırma

Valencia yaşadığı mali krize rağmen David Villa’yı satmak istemediğini açıklamıştı ancak Real Madrid’in yaptığı teklifle kafaları bir anda karıştı. Ardından devreye Barcelona girdi ve fiyatı arttırdı. Son olarak Chelsea’nin de olaya dahil olduğu konuşuluyor.

96 milyon euroya Ronaldo’yu satan Manchester’da cebinde sıcak parasıyla bekliyor, yakında onlar da Villa’ya sulanabilir. Bakalım David Villa Milli takım dönüşü hangi şehre gidecek. Benim gönlüm Barcelona’dan yana.

Bugüne kadar yapılan teklifler ise şöyle;

Real Madrid – 25 milyon euro + Alvaro Negredo

Barcelona – 40 milyon euro + Bojan(kiralık) + Cacares(kiralık)

Chelsea – 50 milyon euro

Var mı arttıran? Manchester?

Bu arada Villa demişken buyrun bu da yeni reklam filmi;

Manchester United’ın hedefleri

3483624577_c43112d151

The Guardian Ronaldo’yu 80 milyon pounda Real Madrid’e satan Manchester United’ın gelen parayla yapabileceği olası transferleri kaleme almış.

Ribery; Ronaldo’nun yerini almak için en mantıklı seçim gibi gözükse de Real’in 50 milyon pounddan daha fazlasını teklif ederek alamadığı Fransız’ı Manchester’ın alması oldukça zor.

David Villa; Ronaldo’yu kaybetmek iki futbolcuyu birden kaybetmek gibi oldu Manchester için; hem kanat hem de golcü. Villa transferin gözde isimlerinden ama onu da Real kapacak sanki.

Aguero; Ferguson’un oyun sistemine uyabilecek bir oyuncu olsa da Atletico Madrid satmaya pek niyetli değil. Eğer satmaya karar verirlerse Chelsea ve Manchester City’yle kapışmak zorunda kalacaklar.

Douglas Costa; Ferguson’un yeni yıldızı olabilir. Kanatta, göbekte nereye koyarsan oynar, frikikleri de çok etkilidir. Gremiolu oyuncunun bonservisi 21 milyon pound.

Antonio Valencia; Wigan’da forma giyen ve uzun zamandır Ferguson’un takibinde olan Valencia, kanatta oynamasına rağmen bu sezon çok gol attı. Valencia’nın bonservisi 16 milyon pound civarında.

Benzema; Ferguson’un zaman zaman övdüğü Fransız’ın Manchester’a gelmesi oldukça zor. Lyon’un genç forveti satmaya pek niyeti yok.

Javier Pastore; Maradona’nın Huracan’da forma giyen yetenekli Arjantinli’yi Milli takıma çağırmaması oldukça eleştiriliyor. Manchester’a gelirse Milli takım yolu da açılır belki.

Nilmar; Bu sezonun en çok konuşulan genç Brezilyalısı Nilmaradona.

Bütün bu transfer hedefleri iyi, güzel, hoş ama Ronaldo’nun da ayrılmasından sonra Tevez’in takımda kalması için daha çok çaba harcamalılar bence.

Bayern Münich’in transferleri

1453047512_ab8a59ec16

Dünya Real Madrid’in yaptığı ve yapacağı transferleri konuşadursun, Bayern Münich saman altından su yürütür misali akılcı transferlerine devam ediyor. Almanlar dün 6. transferlerini resmen açıkladılar. Bayern Münich’in son transferi bu sezon Twente’de parlayan 26 yaşındaki sol bek Edson Braafheid oldu. Tottenham, Schalke, PSV ve Ajax kulüplerinin de peşinde olduğu futbolcu için Twente’ye sadece 2 milyon euro bonservis bedeli ödendi.

Bayern Münich daha önce Mario Gomez, Anatoliy Tymoschuk, Danijel Pranjic, Alexander Baumjohann ve Ivica Olic transferlerini açıklamıştı.

Yazının başında akılcı transferler dedik ama tek itirazım Mario Gomez’e. Stuttgart’a ödenen 30 milyon euro oldukça fazla. Toni ve Klose gibi iki pivot santrafor varken Gomez’i nerelerine sokacaklar merak ediyorum. Bonservis bedelsiz alınan Olic’e, Heerenveen’den alınan Hırvat Pranjic’e ve genç Baumjohann’a itirazım yok. Hele Zenit’ten bedavaya alınan ön libero Anatoliy Tymoschuk ise muhteşem bir transfer.

Muhtemelen Ribery‘i de Real Madrid’e satacaklar, oradan gelen paralarla Van Gaal yine akılcı hamleler ve nokta transferler yaparak iyi bir takım kurar. Ribery tabii ki iyi futbolcu ancak önümüzdeki sezon Van Gaal’in oynatacağı sistemde Ribery’i arayacaklarını sanmıyorum.

Aptal Bendtner

john_barry-2772

Arsene Wenger‘in evladı Nicklas Bendtner Danimarka Milli takım kampında saçmalamış ve şöyle demiş;

“3 yıl içinde İbrahimovic‘ten daha iyi olacağım. O benden yaşlı ve Serie A’da daha yeni gol kralı olabildi ama benim bir planım var ve artık hazırım. Önümüzdeki sezon benim için yeni bir başlangıç olacak ve Zlatan’dan daha iyi olabilmek için önümde 2 senem daha olacak. Hedefim futbolu dünyanın en iyi forvetlerinden biri olarak noktalamak.”

Ulan bıraktım Arsenal’i Premier League’i, seni nasıl futbolcu yapmışlar onu bile anlamadım!

Sol beklerin en güzeli

3327312286_51b58c05c2

John Arne Riise benim için dünyanın en iyi 2-3 sol bekinden biridir. Liverpool zamanında bu adamın Roma’ya gitmesine neden izin verdi hiç anlamadım. Biliyorum kariyerinde yenilik istediği için kendi gitmek istedi ama yine de ne yapıp ne edip tutmaları gerekirdi.

O gittikten sonra yerini Fabio Aurelio ve Dossena‘yla doldurmaya çalıştılar ama ikisi de bir Riise olamadı. Defansif özelliklerinin yanı sıra sol ayakla vurduğu füze gibi toplar da bonusuydu Norveçli’nin.

Şimdilerde konuşunlar ise Riise’nin sözleşmesi yenilenmeyen Sylvinho‘nun yerine Barcelona’ya transfer olacağı. Barcelona’nın sol bek için kadrosunda sadece Abidal‘in olduğunu düşünürsek o bölgeye bir takviye yapacakları kesin. Riise’de bence Barcelona sol bekine “cuk!” oturur, hatta Abidal’i bile keser.

2010 Dünya kupasına en çok bilet alan ülke

picture-12

Önümüzdeki yaz Güney Afrika’da düzenlenecek olan Dünya kupasının maç biletleri geçtiğimiz aylarda satışa çıkmıştı. FİFA’dan yapılan açıklamaya göre kupanın düzenleneceği ülke hariç bugüne kadar en çok bilet Amerika’da satılmış. Almanya, İspanya, Brezilya, Hollanda ve İngiltere gibi futbolun manyaklık derecesinde sevildiği ülkere de büyük fark atmışlar. Amerika’da bugüne kadar 93.300’den fazla bilet satılmış.

Bu arada geçtiğimiz yıl 287.000 Amerikan vatandaşı Güney Afrika’yı ziyaret etmiş ve iki ülke arasında yaklaşık 16 milyar dolar değerinde ticaret yapılmış. 2010 Dünya kupası sayesinde bu rakamın daha da artması bekleniyormuş.

Benim fikrim hala değişmedi; Amerikalı ne anlar futboldan…

Yine beceremediniz şu transfer işini

money

Milliyet’in son dakika haberie göre: Bilica’nın transferi askıya alındı!

Lugano ile sözleşme yenileyemeyen, Uruguaylının yerine Sivasspor’un Brezilyalı savunma oyuncusu Bilica ile anlaştığı açıklanan Fenerbahçe’ye soğuk duş!!!

Sivasspor basın sözcüsü Fikret Ünsal Radyospor’da “Aydın Cingöz’le Gündem” programında yaptığı açıklamada, Fenerbahçe’ye transferine kesin gözüyle bakılan Bilica’nın satışını askıya aldıkları belirtti.

Fikret Ünsal, Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecekleri için dün yaptıkları yönetim kurulu toplantısında böyle bir karar aldıklarını ifade ederek şöyle konuştu;

“Bilica’nın Fenerbahçe’ye transferini askıya aldık… Dün yaptığımız toplantıda bu kararın ilerleyen günlerde kesinleşmesi için görüş birliğine vardık. Bu durumu Fenerbahçe yönetimine ilettik. Onlarda anlayışla karşıladılar. Şu anda Bilica Sivasspor’un sözleşmeli futbolcusudur. Teknik heyetimizle önümüzdeki hafta tekrar toplanıp son kararı vereceğiz. Bilica ile oturup durumu değerlendireceğiz.”

Ben size tercümesini yapayım şimdi: Lugano ile iplerin koptuğunu çok erken duyurdunuz, şimdi tam kucağımıza oturdunuz. Piyasada Sercan’a 7 milyon dolares çekiyorlar. Arttırın bakalım fiyatı.

Ligue 1 şampiyonu Bordeaux

merci

İşler iyi giderken takımdan ayrılacağını açıklayan Gerets, Marsilya’nın ritmini bozdu. Laurent Blanc‘ın Bordeaux’su da hatayı affetmedi. Az önce Caen deplasmanında 1-0 kazanan Bordeaux şampiyon oldu. Marsilya Veledrom’da Rennes’i 4-0 yendi ama Caen’den beklenen haber gelmedi. Galatasaray’ın başındayken Denizli mucizesi yaşayan Gerets bu sefer Caen mucizesi yaşayamadı. Papaz bu sefer pilav yemedi.

Gerets seneye takım çalıştırmaya Arabistan’a gidiyormuş. 3 sene içinde banka hesabındaki sıfırları arttırır sonra da döner Belçika’daki çiftliğinde Bordeaux şaraplarını yudumlar.