l’Olympique de Marseille

17739

Fransa ligini uzaktan takip ederim. Çoğu maçı izlemem. Hatta bugün izlemeyi hiç mi hiç planlamıyordum çünkü aynı saatte FA Cup yari finali vardı.

FA Cup finali temposuz geçerken denk geldi bir bakayım dedim, “Marsilya Lorient deplasmanında ne yapıyor?” diye. Bakış o bakış. İnanılmaz tempolu ve keyifli bir maç izledim. Marsilya ilk dakikalarda yenik duruma düştüğü maçı ikinci yarıda çevirdi ve liderliğini devam ettirdi.

Bir dönem Galatasaray’a transferi konuşulan Brandao‘ya hasta oldum. Hem galibiyeti getiren golü attı hem de sahada basmadık yer bırakmadı. Zaman zaman kendi altıpasından bile top çıkardı. 34’lük Wiltord eski günleri hatırlatan bir performans sergiledi. Gerets’in saha kenarından yırtınırak oyuncularına bağırması hiç kesilmedi.

Çok beğendim Marsilya’yı. Müthiş iştahlılardı. Bravo Gerets’e. Saat 22.00’de de Bordeaux – Lyon maçı var, çıkacak bir beraberlik Marsilya’yı iyice rahatladır. Kanal A’da kaçırmayın derim.

Umut tacirliğine devam

kulube

Son zamanlarda geceleri uyku problemi yaşıyorum. Bu sıkıntıma da Galatasaray‘ım derman oldu. Sayelerinde güzel bir akşamüstü uykusu çektim. Gözümü açabildiğim dakikalarda beni tek mutlu eden şey genç Semih‘di. Aslan gibi top oynadı çocuk…

Son sözü Bülent Korkmaz’a bırakıyorum;

“Biz kazandıkça daha iyi olacağız, rakiplerimiz daha da tedirgin olacak. Sonuna kadar kovalayacağız.”

Dayanamadım, son söz benim; bu futbol rakipleri değil, bizi tedirgin ediyor hocaaaa!

Gidici

010278284697800

Premier League’in bitimine 8 hafta kala takımın başına geçen Shearer da Newcastle‘ı kümede tutmayı başaramaycak gibi. Tottenham deplasmanında da yenildiler.

Coloccini, Cacapa, Martins, Owen, Viduka, Gutierrez, Duff, Taylor, Ameobi, Bassong, Butt, Geremi… Takım olamadıktan sonra isimlerin ne anlamı var?

Bakınız AZ Alkmaar. Bir tane tanıdık adam yok kadrodalarında. Ajax, PSV ve Feyenoord gibi ligin lokomotiflerine 10 puandan fazla fark atarak şampiyonlar.